Kıl Kökü İltihabı
Folikülit diğer adıyla kıl kökü iltihabı, vücudun kıl bulunan bölgelerinde ortaya çıkan iltihabi bir durumdur. Kıl kökü iltihabı, antibiyotik tedavisi ile iyileşmektedir.
Kıl Kökü İltihabı (Folikülit) Nedir?
Folikülit, kıl kökünün iltihaplanması durumunda oluşan hastalıktır. Vücudumuzda kıl bulunan bütün bölgelerde ortaya çıkabilen bu hastalık, kıl çevresinde ağrılı şişlik tablosuna neden olmaktadır.
Oldukça sık görülmekte olan folikülit hastalığı, kendiliğinden iyileşebildiği gibi tedavi gerektiren durumlarda söz konusudur.
Hastalığın gelişmesinde, kıl köküne uygulanan herhangi bir baskı veya sürtünmenin etkisiyle, kıl kökü etrafında bulunan bakteriler kolaylıkla çoğalırlar ve hastalığa neden olurlar.
Boyun bölgesi ve kasık bölgesi gibi kıvrımlara sahip olan bölgelerde sık görülen folikülit, sakal çevresinde ve cinsel organlar gibi kılların yoğun olduğu bölgelerde de oldukça sık bir şekilde karşımıza çıkar.
Hastalığa en sık neden olan bakteri S. Aureus isimli bakteri iken, virüsler ve mantarlar da folikülit oluşumuna neden olabilmektedir.
S. Aureus bakterisi kasıkta kıl kökü iltihabı, yüzde kıl kökü iltihabı, bacakta kıl kökü iltihabı, saçta kıl kökü iltihabı, sakalda kıl kökü iltihabı, makatta kıl kökü iltihabı ve burunda kıl kökü iltihabı yapabilmektedir.
Vücudumuzdaki Kılların Yapısı Nasıldır?
Erişkin bireylerin vücutlarında 1 ile 5 milyon arasında kıl folikülü bulunurken, bu folliküllerin yaklaşık 1 milyonu baş bölgesinde yoğunlaşmış bir şekilde bulunur.
Kılların yapısı anatomik olarak incelendiğinde 3 katmandan oluştuğu gözlenmiştir.
Üst Katman, Alt ve Orta katman bulunmaktadır.
Derinin en üst tabakası olan epidermisten, cilt altı yağ dokusuna kadar uzanan alana “infundibulum” denmektedir. İnfundibulum temel görevi, epidermisin kaybedildiği travma gibi durumlarda, epidermisteki kaybı önlemek amacıyla, yeni epidermis tabakası üretmektir.
İnfundibulum esasen üst katmanda bulunmaktadır. Bu tabakada aynı zamanda vücudumuzun önemli refleksi olan ve “tüyleri diken diken olmak” deyiminde de geçen ve sonuç olarak kılları dikleştiren yapı bulunmaktadır. Bu yapıya isthmus adı verilmektedir.
Kıl folikülleri de çeşitli bölümler içermektedir. En dıştan en içe doğru:
- Destekleyici kılıf
- Kıl kökünün dış kılıfı
- Kıl kökünün iç kılıfı
- Kütikül tabakası: Kıla parlaklığını veren bu tabakada melanin pigmenti bulunmaktadır.
- Korteks: Kıla elastikiyet kazandıran bu yapı, kılın kıvırcık veya düz olmasını sağlayan yapıdır.
- Medulla
Kıl Kökü İltihabı Belirtileri Nelerdir?
Kıl kökü iltihabı olarak bilinen folikülit, saç ve kıl olan her yerde görülebilmektedir. Klinik görünümleri benzer olmakla beraber, tutulan bölgeye göre çeşitli semptomlar verebilir.
- Kılın çevresinde ağrılı kızarıklık ile karakterize bir tablo oluşur.
- Kılın çevresinde şişlik de görülür.
- Bazı durumlarda şişliğin ortasında içinde iltihaplı sıvı olan bir kese yapısı da görülebilir.
- İçinde iltihap olan şişlik, zamanla soyulup, açılabilir. Bu durumda kabuklanmalar gözlenir.
- Ateş
- Etkilenen bölgede hassasiyet
Kıl Kökü İltihabı Nedenleri Nelerdir?
Bazı durumlarda tedavi edilmeden bile düzelebilen follikülit hastalığının çok basit nedenlerinin olması, herkeste rahatlıkla görülebilmesine neden açmaktadır.
- Sıcak ortamlarda bulunan insanlarda follikülit gelişme riski artmaktadır.
- Çok terleyen bireylerde de kıl kökü iltihabı gelişme riski artmaktadır.
- Obez bireylerde, terleme ve ek hastalıkların olması follikülit gelişmesine zemin hazırlamaktadır.
- Derinin sıkı bir şekilde örtülmesi
- Erkeklerde yanlış ve tahrişe neden olacak tıraş
- Sürtünmeye neden olacak giysilerin uzun süre giyilmesi, sıcaklık dolayısıyla artan terin buharlaşmasına engel olmaktadır. Bu durum da kıl kökü iltihabına zemin hazırlamaktadır.
- Şeker hastalığı, AIDS gibi immün sistemi düşüren hastalıkların bulunması
- Steroid ve bazı antibiyotiklerin uzun süre kullanılması bağışıklık sistemini zayıflatır. Zayıflamış bağışıklık sisteminde, follikülit gelişme riski artmaktadır.
- Sivilceler
- Hijyenik koşulları yeterli olmayan küvette yüksek sıcaklıkta yapılan duş
- Kirli yüzme havuzlarında yüzme de P. Aeruginosa isimli bakterinin kıl kökü iltihabı yapmasına neden olmaktadır.
Kıl Kökü İltihabı Teşhisi
Follikülit teşhisi klinik görünümle yapılmaktadır. Tanı koymak için herhangi bir ek tahlile gerek kalmaz. Yara kültürü ise sadece gerekli durumlarda yapılır.
Yara Kültürü
Hastanın yarasından birer sürüntü örneği alınır. Sürüntü, ucu temiz pamukla çevrili bir çubuk yardımıyla alınır.
Tanı için gerekli değildir. Klinik görünümü iyi olmayan hastalarda, sistemik bulguların bulunduğu hastalarda, hastalık etkenini belirlemek için kullanılır.
Rutinde kullanılmayan bu yöntemle, tedavide hangi antibiyotik verilmesi kararlaştırılır.
Gram Boyama
Bakteriler gram pozitif ve gram negatif olmak üzere 2’ye ayrılmaktadır. Gram boyama yöntemiyle bakterilerin gram pozitif veya gram negatif olup olmadığı görülmektedir.
Bu yöntem de folikülit tanısı için gerekli değildir. Klinik görünümü iyi olmayan hastalarda veya sistemik bulguları olan hastalarda tedavide verilecek antibiyotiğin çeşidini belirlemek için kullanılabilir.
Gram boyama işlemi 4 aşamadan oluşmaktadır.
İşlemin yapılacağı preparata kristal viyole isimli boya çözeltisi eklenir, preparat bol suyla yıkanır, ardından preparat lugol çözeltisi ile kaplanır ve 1 dakika beklenir.
1 dakika geçtikten sonra, preparata alkol eklenir. Tekrardan beklenilir, bekleme süresi bittiğinde preparata safranin isimli boya çözeltisi eklenir ve preparat hazırlanmış olur.
Hazırlanan preparat, mikroskop altında incelenmeye tabii tutulur.
Kıl Kökü İltihabı Tedavisi
Folikülit ek sorunlara yol açmadığı vakit oldukça basit bir hastalıktır. Tedavisiz de iyileşebilen bu hastalık için çeşitli öneriler bulunmaktadır. Ana tedavi kabuklanmış halde olan folikülitin kabuklarının kaldırılıp, anti-septik sabunlarla düzgün bir şekilde temizlenmesidir. Bölgesel antibiyotiklerin de kullanılması önerilir iken, bazı durumlarda ağız yoluyla antibiyotikler kullanılır.
- Kıl kökü iltihaplanan bölge kibar bir şekilde, temizleyiciler yardımıyla temizlenmelidir.
- Folikülit içerisinde iltihap varsa sıkılmamalıdır.
- Hafif bir kıl kökü iltihabı ise, o bölgeye çok sıcak olmamak kaydıyla, sıcak temiz bir bezle kıl köküne baskı uygulanır.
- Topikal antibiyotik olarak bilinen merhem şeklinde antibiyotikler o bölgeye sürülür.
- Fazla sayıda kıl kökünün etkilendiği durumlarda ise ağız yoluyla antibiyotik tedavisi uygulanır. 10 günlük antibiyotik tedavisiyle genelde iyileşme sağlanır.
Kıl Kökü İltihabı Tedavi Edilmezse
Folikülit hastalığı çok korkulması gereken bir hastalık değildir. Fakat enfeksiyonun tedavi edilmediği durumlarda, enfeksiyonun yayılabilmesi söz konusudur.
Özellikle şeker hastalığı bulunanlarda, kortizon ilacını kullanan veya herhangi bir sebeple kemoterapi tedavisi alanlarda bu durum daha tehlikelidir.
Bağışıklık sistemi zayıflamış bu kişilerde, enfeksiyonun kana geçerek sepsis isimli hastalığa yol açması görülebilmektedir.
Sepsis, yoğun bakımda tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır ve tanı konulmadığında ölümcüldür.
Kıl Kökü İltihabına Ne İyi Gelir?
- Folikülit hastalarının, kıl köklerine düzenli aralıklarla sıcak baskıuygulaması gerekmektedir. Sıcak baskı, derimizi yakacak derecede sıcak olmamalıdır. Aynı zamanda bu bölgenin hava alması sağlanmalıdır. Aksi takdirde, nemli bölgelerde folikülitin iyileşmesi gecikir veya yeni follikülitlere zemin hazırlar.
- Erkeklerde follikülit hastalığının yoğun görüldüğü bölge olan sakallarda, sakal tıraşı oldukça önem arz etmektedir. Sakal tıraşı yaparken, deriye çok baskı uygulayıp deriyi tahriş etmek oldukça yanlış bir davranıştır. Aynı zamanda sakalların tersten kesilmesi de oldukça yanlış bir davranıştır. Folikülit oluşmuş sakal, folikülit düzelene kadar az kesilmeli veya hiç kesilmemelidir. Geçen bu sürede sakalın temizliği, sıcak uygulanması gibi bakımlarını aksatmamak gerekmektedir.
Kıl Kökü İltihabına Ne İyi Gelmez?
- Folikülit hastalığı sıkı giyilen giysilerin uzun süre vücutta kalmasıyla da oluşabilmektedir. Bu yüzden sıkı giysileri uzun süre giymekten kaçınmamız gerekirken, temizliğinden emin olunan havuzlarda yüzülmelidir. P. Aureginosa isimli bakteri kirli havuzlarda bulunur ve kıl kökü iltihabına zemin hazırlar. P. Aureginosa tedavisi de, normal bir follikülit tedavisine göre daha zordur.
- Hastaların, hastalığı geçirmemek veya geçirilmiş olan hastalığın çabuk iyileşmesini sağlamak için, her gün banyo yapmaları gerekmektedir. Böylece kıl kökleri havalanır ve nemden uzaklaşır. Bu durum da iyileşme süresine katkıda bulunur.
- Aşırı kilolu bireylerin, düzgün ve sağlıklı bir şekilde kilo vermeleri gerekmektedir. Aşırı kilolu bireylerde, terleme sık görülen bir olaydır. Terleme etkisiyle folikülit gelişir ve hasta bakımına devam etmediği sürece, aynı kiloda kaldığı sürece bu hastalık tekrarlar. Hayat kalitesini düşüren bu durum için, altta yatan neden olan obezite derhal düzeltilmelidir.
- Kıl kökü iltihabı sarımsak ile tedavi edilmez. Kişilere göre değişebilen bir durum olmakla beraber, sarımsak genellikle iltihaplanma ve sivilcelenmeyi arttırmaktadır. Doktorunuzun önerdiği tedavi dışında bitkisel tedavi yöntemlerini denemek istenmeyen sonuçlara yol açabilmektedir.
Kıl Kökü İltihabı İlaçları
Folikülit hastalığı kendiliğinden geçen bir hastalık olmasına rağmen bazı durumlarda sistemik antibiyotik olarak bilinen ağız yoluyla antibiyotikler kullanılabilmektedir.
Aynı zamanda kıl kökü iltihabı olan bölgeye merhem şeklinde antibiyotikler uygulanır.
Sistemik antibiyotik olarak en sık makrolid ve sefalosporin etken maddeli antibiyotikler kullanılır. Makrolidlerin; bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı, kalp hızının artması gibi yan etkileri bulunmaktadır.
En korkulan yan etkisi EKG’de QT aralığını uzatarak, ciddi ritim bozukluklarına neden olmasıdır.
Sefalosporinler de ishal, bulantı, kusma gibi yan etkilere neden olmakla beraber alerjik reaksiyonlara da neden olabilir. Alerjik bir reaksiyon olduğunu gördüğünüzde doktorunuza başvurmanız gerekmektedir.
Kıl Kökü İltihabı Ameliyatı
Medikal tedaviye rağmen düzelmeyen, bölgesel folikülitler de çok nadir olsa da ameliyat uygulanabilmektedir.
Eğer yüzeyel bir iltihap ise, radyofrekans yöntemi ile iltihaplı folikül çıkarılabilirken; derinleşmiş, sürekli olan veya apse oluşumuna neden olan folikülitlerde ise lokal anestezi eşliğinde kesi açılarak, ameliyat yapılır.
Kesilen yer kendini onardığında, estetik görünümü bozmayacak şekilde cilt kapatılır.
Vajinada Kıl Kökü İltihabı
Genital bölgede kıl kökü iltihabı sık görülen bir durumdur. Erkeklerde de penis çevresinde görülebilmektedir.
Vajina çevresinde kıl kökü iltihabı durumunda, kıl kökünün iltihaplandığı bölgelerde ağrı, şişlik, hassasiyet, bezelye büyüklüğünde yumrular görülebilmektedir.
Dar kıyafetlerin giyilmesi, vajina çevresindeki kılların tersten alınması, dar iç çamaşırı giyilmesi ve hijyene dikkat edilmemesi gibi durumlar bikini bölgesinde kıl kökü iltihabı gelişmesine neden olmaktadır.
Tedavide antibiyotikli kremler ve ağız yoluyla kullanılan antibiyotikler kullanılır. Genelde ilaç tedavisine yanıt iyidir. Yanıt alınamayan durumlarda, cerrahi olarak iltihaplı bölgenin çıkarılması söz konusudur.
Koltuk Altı Kıl Kökü İltihabı
Koltuk altı sık terleyen bir bölge olmasından dolayı kıl kökü iltihabı gelişme riski yüksek bölgelerdendir.
Aynı zamanda kılların yanlış yönde tıraş edilmesi de kıl kökü iltihabı gelişmesine zemin hazırlamaktadır.
Tedavide antibiyotikli kremler kullanılabileceği gibi, gerekli durumlarda ağız yoluyla antibiyotik de kullanılabilir.
Hamilelikte Kıl Kökü İltihabı
Gebelikte artan sivilcelerin etkisiyle veya hormonların etkisiyle follikülit görülmektedir.
Genellikle gebeliğin 3-6. ayları arasında görülen bu durum, gebelik sonrası kendiliğinden de kaybolabilmektedir.
Gebelik döneminde ilaç kullanımı riskli olduğundan, genellikle bölgesel merhemlerle hastalık tedavi edilmeye çalışılır. Steroid bazlı merhemler veya benzoil peroksit tedavide önerilmektedir.
Gebelerinde diğer erişkin bireyler gibi dikkat etmesi gereken durumlar mevcuttur. Özellikle vücut bakımlarına dikkat etmeleri gereken gebelerin, ciltlerini terden uzak tutmaları gerekmektedir.
Çocuklarda Kıl Kökü İltihabı
Çocuklarda da folikülit için S. Aureus isimli bakteri sorumlu iken, erişkinlerden farklı olmak üzere mantar enfeksiyonlarına bağlı olarak da folikülit gelişmektedir.
Çocuklarda da rastlanılan follikülit hastalığının tedavisi erişkinlerdeki gibidir. Birden fazla alanın tutulduğu durumlar ve bölgesel antibiyotik tedavisine yanıt yoksa ağız yoluyla antibiyotik verilebilir.
Antibiyotik olarak ağız yolundan sefalosporinler verilebilir. Genelde 7-10 günlük süre içerisinde toparlanan bu hastalıktan korunmak için, çocukların temizliğe önem vermesi gerekmektedir.
Çocukların düzenli aralıklarla duş alması gerekmektedir. Aynı zamanda ebeveynlerin sürekli olarak çocukları sıkı sıkı giydirmesinden kaçınılmalıdır. Sıkı giysiler folikülit hastalığı için zemin hazırlar.
Folikülit gelişmişse eğer, çocukların bu folikülitleri sıkmamaları gerekmektedir, aksi takdirde vücuda yayılarak istenmeyen nedenlere yol açabilir.
Bebeklerde Kıl Kökü İltihabı
Bebeklerde folikülit nadirdir. Nadir olması, hiç görülmeyeceği anlamına gelmez. Bebeklerde eozinofilik püstüloz adı verilen bu durumda, en sık saçlı deride, kıl folikülleri çevresinde iltihap görülmektedir.
Kaşıntının belirgin derecede olduğu bu hastalıkta, 3 yaşına kadar genelde kendiliğinden düzelme görülebilmektedir.
Geçici bir hastalık olan eozinofilik püstüloz aynı zamanda çeşitli hastalıkların habercisi olabilir.
Eozinofilik püstülöz, özellikle “hiperimmünglobulin E” sendromunun bir belirtisi olabilmektedir.
Kıl Kökü İltihabı için Hangi Doktora Gidilir?
Folikülit hastalığı ek hastalık veya bulgular olmadığında kendiliğinden iyileşebilen bir hastalıktır.
Fakat belli risk faktörlerinin var olması, enfeksiyonun kana karışarak ciddi sonuçlara yol açmasına neden olabilir.
Kıl çevresinde şişlik, ağrı gibi klinik belirtiler olduğunda ve bu belirtilere ek ateş yüksekliği, tansiyon düşüklüğü, soluk alıp vermede hızlanma gibi ek sistemik bulgular olduğunda derhal Dermatoloji uzmanına muayene olunuz.
Kıl kökü iltihabı ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Kıl Kökü İltihabı Nasıl Kurutulur?
Kıl kökü iltihabının bulunduğu bölgenin nazik bir şekilde, temizleyiciler yardımıyla temizlenmesi gerekmektedir. Aynı zamanda ılık veya sıcak baskılar uygulanması gerekmektedir. Bu durum kıl kökü iltihabını kurutmaya yardımcı olmaktadır.
Kıl Kökü İltihabı Ne Kadar Sürede Geçer?
Kıl kökü iltihabı kendiliğinden de geçebilmektedir. Ortalama 1 – 2 haftada geçebilen bu hastalıkta, temizliğin yeterli derece yapılmadığı durumlarda bu süre uzayabilir. Bu yüzden, hijyenin sağlanması tedaviden önce gelir.
Kıl Kökü İltihabı Bulaşıcı Mıdır?
Kıl kökü iltihabına en sık neden olan bakteri S. Aureus’ tur. Bu bakteri insandan insana doğrudan bulaşabilme özelliğine sahiptir. Bu yüzden hastalıktan bağımsız bir şekilde hijyene dikkat etmek gerekir. Özellikle ellerin, düzgün bir şekilde, en az 20 saniye boyunca, elin her yerine bol sabun değecek şekilde yıkanması gerekmektedir. Aksi takdirde bulaşma riski oldukça fazla artar.