Atelektazi

Akciğer büzüşmesi olarak da bilinen atelektazi, akciğerde oluşan hacim kaybı olup tedavisi hastalığın şiddetine göre değişkenlik göstermektedir.

Atelektazi Nedir?

Atelektazi akciğer kollapsı, akciğer büzüşmesi olarak da bilinmektedir. Herhangi bir nedene bağlı olarak akciğerde meydana gelen hacim kaybıdır. Bu hacim kaybı çizgisel olabilir. Bir veya daha fazla bölümü etkileyebilir, bütün bir akciğeri de kapsayabilir. Sonucunda kanda oksijen seviyesinin düşmesi (hipoksemi) ortaya çıkar, enfeksiyona yatkınlık artar.

Atelektazi, bozulma sürecine göre tıkanmaya bağlı (obstrüktif) atelektaziler ve tıkanmaya bağlı olmayan (non-obstrüktif) atelektaziler olmak üzere 2 ana gruba ayrılmaktadır.

Tıkanmaya Bağlı (Obstrüktif) Atelektaziler

  • Rezorpsiyon atelektazisi: Hava yollarının tıkanması sonucu hava geçişinin engellenmesi ile oluşmaktadır. Tıkanıklık seviyesine göre etkilenen akciğer kısmının boyutu değişiklik gösterebilir. Bu tip atelektazinin en sık görülen sebebi bronş mukus tıkaçlarıdır. Bronş mukus tıkaçları sıklıkla ameliyat sonrası dönemde meydana gelmektedir. Bunun yanı sıra bronşial astım, bronşektazi, kronik bronşit, yabancı cisim temizlenmesi ve tümör komplikasyonu sonucu da bu tip bir durum meydana gelebilmektedir.

Tıkanmaya Bağlı Olmayan (Non-obstrüktif) Atelektaziler

  • Kompresyon atelektazisi: Pasif atelektazi veya relaksasyon atelektazisi olarak da adlandırılmaktadır. Sıklıkla akciğer zarları arasında biriken hava, sıvı veya kanın mekanik baskı ile akciğerleri sıkıştırması sonucu oluşur. Akciğer zarından gelen, doku kitlelerinin akciğeri sıkıştırması veya karın içinde meydana gelen olayların diyaframı iterek akciğerleri sıkıştırması sonucu da yaşanabilir.
  • Adeziv atelektazi: Akciğerlerdeki hava kesecikleri olan alveollerin gerilimini azaltmaya yarayan sürfaktan adı verilen maddenin eksikliğine veya yeterli fonksiyon gösterememesine bağlı olarak gelişmektedir. Erken doğumlarda sürfaktan sentezinin yetersiz kalması sonucu yaşanır.
  • Plate-like atelektazi: Akciğerdeki hava keseciklerine hava giriş çıkışının azalmasına bağlı olarak ortaya çıkan kısmi bir atelektazidir.
  • Kontraksiyon (skatrisyon, skar) atelektazisi: Akciğerlerde meydana gelen sert yara iyileşmelerine bağlı değişiklikler sonucu meydana gelen geri dönüşümsüz atelektazilerdir.

En sık rastlanan atelektazi, rezorpsiyon atelektazisidir. Kontraksiyon atelektazisi hariç diğer atelektazi türleri potansiyel olarak geri dönüşümlüdür. Beden dokularına giden oksijenin azalması ve meydana gelebilecek enfeksiyonları önlemek adına acil teşhis ve tedavi edilmesi gerekmektedir.

Atelektazi Belirtileri Nelerdir?

Atelektazi belirti vermeden ortaya çıkabilir. Fakat belirti verdiği takdirde;

Atelektazi Nedenleri Nelerdir?

Atelektazi en sık olarak bronşların tıkanmasına bağlı olarak gelişmektedir. Bronş tıkanması ise bir ameliyattan sonraki dönemde ağrı ve hareket kısıtlılığı nedeniyle etkin solunum yapılamamasına bağlı olarak görülebilmektedir. Ameliyattan sonra mukus tıkaçları oluşması, bronşial astım, broşların genişlemesi, kronik bronşit, yabancı cisim çıkarılması, kistik fibrozis ve tümör komplikasyonları ortaya çıktığında tetiklenebilir.

Kompresyon atelektazisi akciğer zarları arasında sıvı birikimi, akciğer zarları arasına hava sızması, akciğer zarları arasında kan birikmesi, karın içinde sıvı birikmesi, yatağa bağımlı olma, diyafram yükselmesi, göğüs duvarı içindeki lezyonlar, göğüs travması gibi sebeplere bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir.

Adeziv atelektazi sürfaktan eksikliği veya disfonksiyonu sonucu görülmektedir. Yeni doğanlarda görülen hiyalen membran sendromu da sürfaktan eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan bir hastalıktır. Vaktinde tedavi edilmezse akciğer atelektazisine sebep olabilmektedir.

Plate-like atelektazi (subsegmental atelektazi) genellikle solunum yetersizliğine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. 

Kontraksiyon atelektazisi bazı zatürree tipleri sonucunda oluşan doku sertleşmesi değişikliklerine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.

Atelektazi Teşhisi

Atelektazinin teşhisi için öncelikle iyi bir hastalık öyküsü ve fizik muayeneye ihtiyaç vardır. Bu bilgiler doğrultusunda atelektezi düşünülebilir, tanıyı kesinleştirmek adına ek tetkiklere ihtiyaç duyulabilir. Ya da akciğerlerin küçük bir kısmı etkilenmişse öykü ve fizik muayene yönlendirici olmayabilir ve bu sebeple ek tetkiklere ihtiyaç duyulabilir. Yapılabilecek tetkikler şöyledir:

Akciğer grafisi: Akciğer röntgeni atelektazi tanısında en önemli ve ilk başvurulan radyolojik tetkiktir. Röntgen ile atelektazi tanısına ulaşılabilir ve akciğerin etkilenen alanları değerlendirilebilir.

Bilgisayarlı tomografi: Röntgenle tanıya gidilemeyen durumlarda veya akciğerde tümör düşünülmesi durumunda başvurulur. Gereksiz kullanımından kaçınılmalıdır.

Pulse-oksimetre: Oksijen doygunluğunun tespit edilmesinde kullanılır. Parmak ucu veya kulak memesine takılan bir alet yardımı ile doygunluk ölçülür.

Bronkoskopi: Hava yollarının bir kamera yardımı ile görüntülenerek incelenmesidir. Hava yollarında darlık, yabancı cisim veya tıkanıklık araştırılması yapılabilir. Gerektiğinde tedavi amaçlı da kullanılabilir.

Kan gazı: Atelektazinin en önemli laboratuvar bulgusu oksijen yetmezliğidir. Kan gazı tetkiki ise kandaki oksijen, karbondioksit seviyesinin incelenmesi için istenen bir tetkiktir.

Atelektazi Tedavisi

Atelektazinin tedavisi altta yatan sebebe, etkilenen akciğer alanına ve atelektazinin şiddetine bağlı olarak değişiklik göstermektedir.

Etkilenen alan küçük ise yalnızca takip ile hastanın kendiliğinden düzelmesi beklenebilir. Akciğer fizyoterapisi yöntemleri ile akciğer kapasitesini artırmak için çeşitli solunum, beden egzersizleri ve postür (duruş) düzeltme çalışmaları yaptırılabilir. Akciğerlerde mukus birikimini önlemek için sıvı desteği tedavisi planlanabilir.

Mukolitik tedavi: Hava yollarındaki mukusun eritilerek temizlenmesini sağlayan ilaçlardır. Altta yatan nedenin tedavisinin yanında atelektazili hastalara önerilmektedir.

Sürfaktan tedavisi: Sürfaktan, alveollerin yüzey gerilimini değiştirerek sönmesini önleyen bir maddedir. Eksikliğinde atelektazi gelişebilmekte ve yerine koyma tedavisi gerekebilmektedir.

Bronkodilatör ilaçlar: Bronşları genişleterek oksijen alımını arttıran ilaçlardır. B-2 agonistler, antikolinerjikler ve metil ksantinler bronş genişletici ilaçlardır.

Non-invaziv pozitif basınçlı ventilasyon: Solunum yetersizliği durumunda solunumun dışarıdan desteklenmesi için başvurulan yöntemdir.

Bronkoskopi: Soluk borusu ve bronşları görüntülemeye yarayan işlemdir. Gerektiğinde tanı veya tedavi amacıyla kullanılabilir.

Tüp torakostomi: Akciğer zarı yaprakları arasında biriken fazla materyallerin uzaklaştırılmasını sağlayan yöntemdir. Cilt üzerinden özel bir iğne aracılığı ile akciğer zarı yapraklarının arasına ulaşılır.

Antibiyotik: Enfeksiyon varlığında tedavide kullanılır.

Bahsedilen ilaçlar ve yöntemler kesinlikle öneri niteliğinde değildir. Yalnızca doktor tarafından, sağlık kuruluşlarında gerektiği takdirde uygulanması gereken yöntemlerdir. Bilgilendirme amaçlı yazılmıştır.

Atelektazi Tedavi Edilmezse

Atelektazi tedavi edilmezse zatürree gibi enfeksiyonlara yatkınlığı arttırır. Zatürree çok ciddi seyredebilen bir enfeksiyondur. 

Atelektazide azalan akciğer kapasitesi yeterli oksijen alımını sağlayamaz ise solunum yetersizliği gelişebilir ve zamanla dokuların ve organların oksijen alımı bozulabilir.

Atelektazinin gelişiminin önlenmesi ve erken teşhis durumunda geriye dönüşü mümkündür. Ancak geç kalınan durumlarda akciğerde kalıcı değişikliklere yol açabilir.

Atelektaziye Ne İyi Gelir?

Atelektazide esas amaç gelişmesini önlemektir ancak  gelişmesi durumunda akciğerin yeniden havalanması sağlanmalıdır. Atelektazinin önlenmesi için sigara mutlaka bırakılmalıdır. Akciğerlerde biriken mukusun temizlenmesini kolaylaştıran en önemli madde sudur. 

Altta yatan akciğer hastalığının olması durumunda takibi ve tedavisi düzenli olarak yapılmalıdır. Solunum yetersizliğinin eşlik etmesi durumunda solunum dışarıdan desteklenmelidir.

Atelektaziyi önlemek veya geliştikten sonra tedavisi için doktor kontrolünde sıvı desteği tedavisi, derin nefes ve öksürük egzersizleri planlanmaktadır. Ameliyat sonrası dönemde erken ayağa kalkma atelektazi tedavisinde önemlidir.

Atelektaziye Ne İyi Gelmez?

Öksürmeyi veya derin nefes almayı önleyen sebepler akciğerlerin kullanım kapasitesini azaltarak  atelektazi gelişimine zemin hazırlayabilmektedir. Genel anestezi almak, sigara içmek, kimyasal madde solumak, solunumu güçleştiren kas hastalıkları, yaşlılık, altta yatan hastalıklar atelektazi gelişimi için risk faktörleridir. Ameliyat sonrası dönemde ayağa kalkmanın gecikmesi, akciğer rehabilitasyon egzersizlerinin yapılmaması atelektazi gelişimine yol açabilmektedir.

Atelektazi İlaçları

Atelektazinin tedavisinde duruma göre mukoza çözen ilaçlar veya bronşları genişleten ilaçlar kullanılabilmektedir.

Mukoza çözen ilaçlar: N-asetilsisteinler, karbosisteinler, dornaz alfa (rhDNase) bu gruptan ilaçlardır.

Sürfaktanlar: Beraktan, kalfaktan, poraktan alfa, kolfoseril palmitat sürfaktan içeren hazır ilaçlardır.

Bronç genişleten ilaçlar: Salbutamol, terbutalin, formoterol ve salmeterol, ipratropium bromid ve tiotropium, aminofilin ve teofilin bu gruba ait etken maddelerdir.

Bu ilaçlar kesinlikle tavsiye niteliğinde değildir. Mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır.

Atelektazi Ameliyatı

Atelektazinin altında yatan sebep cerrahi tedavi gerektiriyorsa bu sebebe yönelik cerrahi planlanabilir. Daha ileri olgularda ise akciğer organ nakline başvurulabilir.

Hamilelikte Atelektazi

Hamilelik döneminde diyaframın yükselmesi akciğerlerin alanını daraltarak atelektazi gelişimi için risk yaratabilir. Bunun dışında ameliyatlar ve altta yatan hastalıklar da gebelikte atelektazi gelişimine yol açabilmektedir. Gebelikte gelişen atelektaziler bebeğin oksijen almasını da tehlikeye sokabileceği için erken teşhis ve tedavi edilmelidir.

Çocuklarda Atelektazi

Atelektazi çocuklarda da görülebilmektedir. Çocuklarda hava yollarının gelişimi tam olarak sağlanmadığı için akciğerler çökmeye daha yatkındır. Bu da çocuklarda atelektazinin gelişimini kolaylaştırabilmektedir. Çocuklarda atelektazinin tedavisi yine altta yatan sebebe göre planlanmaktadır.

Bebeklerde Atelektazi

Bebeklerde mukus birikimi, akciğer enfeksiyonları, erken doğumlarda sürfaktan yetersizliği, kistik fibrozis gibi hastalıklar atelektaziye yol açabilmektedir. Bebeklerin akciğerleri ve öksürük gibi savunma mekanizmaları yeterince gelişmemiş olduğu için atelektaziye dayanıklı değillerdir.

Bebeklerde atelektazi gelişmesi durumunda nefes alıp verme hızı artabilir. Solunum sıkıntısının gelişme ihtimali olan bebekler iyi gözlenmelidir. Solunum sıkıntısı belirtilerinin görülmesi durumunda acilen doktora başvurulmalıdır.

Atelektazi İçin Hangi Doktora Gidilmeli?

Atelektazi genelde ameliyat sonrası dönemde genel anesteziye bağlı olarak görüldüğü için ameliyat sonrası dönemin doktor takibinde olması çok önemlidir. Atelektazinin sebebine ve tedavi yöntemlerine bağlı olarak teşhisi ve tedavisi ile ilgilenen bölümler göğüs hastalıkları ve göğüs cerrahisidir. 

Herhangi bir solunum problemi ile karşılaşılması durumunda derhal doktora başvurulmalıdır.

Makaleyi faydalı buldun mu?
10
0
Makeleyi Paylaşın

Atelektazi ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Atelektazi Gelişme Riskini Arttıran Faktörler Nelerdir?

Sigara içmek, yaşlılık, çocukluk, genel anestezi almak, öksürememek, sık ve yetersiz nefes almak, obezite, akciğer hastalıkları, yatak bağımlılığı, kimyasal madde solunması, solunum kaslarını tutan hastalıklar atelektazi gelişimi için risk faktörlerindendir.

Int. Dr. Fatma İpek Günaydın

Atelektaziden Korunmak Mümkün Müdür?

Atelektazi ameliyat sonrası dönemde akciğerde gelişen komplikasyonlar arasında en sık gelişen komplikasyondur. Atelektaziden korunmak mümkündür ve esas amaçtır. Ameliyat sonrası hasta takibi, derin nefes egzersizleri, öksürme egzersizleri, duruş egzersizleri ve ameliyattan sonra erken ayağa kalkma atelektaziden korunmak için çok önemlidir.

Int. Dr. Fatma İpek Günaydın