İnvaziv Duktal Karsinom Hastalığı
En sık görülen meme kanseri türü olan İnvaziv Duktal Karsinom; cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi yöntemleri ile tedavi edilmektedir.
İnvaziv Duktal Karsinom Nedir?
Meme kanseri; memeyi oluşturan hücrelerde meydana gelen bozukluklar sonucunda hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile ortaya çıkan ve önce yakın çevre dokuya daha sonra çevre lenf bezlerine yayılabilen ve tüm kanser türlerinin %20’sini oluşturan kanser türüdür.
Meme kanseri oluşumu için bazı risk faktörleri mevcuttur:
- Kadın cinsiyet
- 50 yaş ile 70 yaş arasında olmak
- Menopoz döneminde olmak
- Ailede meme kanseri öyküsü olması, özellikle anne ve teyzede meme kanseri
- Daha önce meme kanserine yakalanmış olmak
- Erken adet görmek, geç menopoza girmek
- Doğum yapmamış olmak
- İlk doğumun 30 yaşından sonra yapılması
- Doğum yapıp bebeği emzirmemek
- Uzun süreli hormon tedavisi görmek
- Fiziksel aktivite azlığı
- Sigara kullanmak
- Şişmanlık
İnvaziv Duktal Karsinom; süt taşıyan süt kanallarından köken alan, yayılma potansiyeli olan kanser türü olup tüm meme kanseri türlerinin %80’ ini oluşturarak en sık görülen meme kanseri türüdür.
İnvaziv duktal karsinom yayılım gösterdiği bölgelere göre evrelere ayrılır.
İnvaziv Duktal Karsinom evreleri:
- Grade 1: Tümör boyutu 2 cm‘den küçük olup başka bir yere yayılmamıştır.
- Grade 2: Tümör boyutları 2 – 5 cm arasındadır ve bazı durumlarda tümör hücreleri koltuk altına yayılmış olabilir.
- Grade 2A: Memede tümör yoktur, koltuk altındaki lenf bezlerinde kanser hücreleri gözlenir. Tümör 2 cm ‘den küçüktür, koltuk altı lenf bezlerine kanser hücreleri yayılmıştır. Tümör 2 cm ‘den büyük 5 cm ‘den küçük olup koltuk altı lenf bezlerine yayılmamıştır.
- Grade 2B: Tümör 2 cm ‘den büyük 5 cm ‘den küçük olup, kanser hücreleri koltuk altı lenf bezlerine yayılmıştır. Tümör 5 cm ‘den büyük olup koltuk altı lenf bezlerinde kanser hücrelerine rastlanmaz.
- Grade 3: Tümör boyutu 5 cm ‘den büyüktür ya da 5 cm ‘den küçük olan tümörün lenf bezlerine yayılımı mevcuttur.
- Grade 3A: Memede tümör rastlanmasa da 5 cm‘den büyük tümör olsa da koltuk altı lenf bezlerinde kanser hücreleri mevcuttur.
- Grade 3B: Tümör herhangi bir boyutta olup, kanser hücreleri deri veya göğüs duvarı, kaburgalar veya göğüs duvarındaki kaslar gibi komşu dokulara yayılmıştır.
- Grade 3C: Kanser hücreleri köprücük kemiği ve boyun bölgesindeki lenf bezlerine yayılmıştır.
- Grade 4: Tümör vücuttaki diğer uzak organlara yayılmıştır ve kanserin son evresidir.
İnvaziv Duktal Karsinom Belirtileri Nelerdir?
İnvaziv Duktal karsinom belirtilerinin bilinmesi invaziv duktal karsinomun erken evrede tespit etmek ve tedaviye erken başlamak açısından önemlidir.
İnvaziv duktal karsinomu erken evrede tanımak için kişinin kendi meme yapısını bilmesi ve 20 yaşından sonra ayda 1 adet bitiminden 5 – 7 gün sonra kendi kendine meme muayenesi yaparak belirtileri tespit etmek önemlidir.
Invaziv Duktal Karsinom belirtileri arasında:
- Memede; genelde ağrısız, hareket ettirilebilen ve sert kitlenin ele gelmesi.
- Memede; hareket ettirilemeyen ve büyüyen kitle ele gelmesi.
- Meme boyutunda ve şeklinde gözle görülebilen değişme
- Meme cildinde kızarma, morarma, yara, damar genişlemesi, yaygın küçük şişlikler, içe doğru çökme ve tipik olarak portakal kabuğu görüntüsü
- Meme başı ve çevresinde renk ve şekil değişikliği; meme başında genişleme, içe çökme, yön değiştirme, kabuklanma ve yaralar
- Çok sık olmamakla birlikte meme başından kanlı ya da kansız akıntı gelmesi
- Koltuk altında gözle görülebilen, elle hissedilen ağrılı ya da ağrısız şişlikler
İnvaziv Duktal Karsinom Nedenleri Nelerdir?
İnvaziv Duktal Karsinom gelişimine zemin hazırlayan bazı nedenler mevcuttur. Bu nedenler değiştirilemeyen, kısmen değiştirilebilen ve değiştirilebilir olarak alt başlıklara ayrılabilir.
Değiştirilemeyen Nedenler
- Yaş: Yaş önemli bir etken olup 30 yaş üzerindeki kadınlarda risk giderek artmaktadır. 50 yaş üzeri kadınlarda invaziv duktal karsinom görülme sıklığı 50 yaş altındaki kadınlara göre 4 kat 8fazladır.
- İlk defa adet görme yaşı: 12 yaş ve altında adet görmeye başlayanlarda maruz kalınan östrojen hormonunun artmasına bağlı olarak risk artmaktadır.
- Genetik faktörler: Aile öyküsünde meme kanseri öyküsü olan bireylerde risk artmaktadır. Anne, kız kardeş ve teyzesinde meme kanseri olan kişilerin rutin kontrollere aile bireyindeki hasta kişinin teşhis yaşından 10 sene önce başlanması gerekir.
- Geçirilmiş meme kanseri: Daha önceden meme kanseri geçirmiş kişilerde invaziv duktal karsinom görülme riski yılda %1 hayat boyu %10 olacak şekilde artar. Meme kanserinin tedavisinden sonra izlem yapılmasının bir nedeni de diğer memede meydana gelebilecek kanseri erkenden saptamaktır.
Kısmen Değiştirilebilen Nedenler
- İlk doğum yapma yaşı: İlk Doğum yapma yaşının 30 'dan sonra olması ya da hiç doğum yapmamış olmak invaziv duktal karsinom gelişmesine zemin hazırlar.
- Menopoz yaşı: İlk adet görme yaşı ile aynı şekilde maruz kalınan östrojen hormonunun artması sebebiyle 55 yaştan sonra menopoza giren kadınlarda invaziv duktal karsinom riski artar.
- Emzirme: 30 yaş altında doğum yapmış olsa bile bebeğini emzirmeyen annelerde invaziv duktal karsinom görülme oranı artar.
- 30 yaşından önce göğüs bölgesine radyoterapi almak: Çeşitli sebepler ile göğüs bölgesine radyoterapi alan kişilerde hücrelerin anormal bölünmesi artarak invaziv duktal karsinoma sebep olabilir.
Değiştirilebilir Nedenler
- Diyet: Kesin olmamakla birlikte çok yağlı ve sebze – meyve olmayan diyetlerde invaziv duktal karsinom görülmesi artmaktadır.
- Vücut kitle indeksi: Şişman kadınlarda ve özellikle menopoz sonrası kilo alan kadınlarda invaziv duktal karsinom görülme sıklığı fazladır.
- Hormon tedavisi: Östrojen tedavisinin 10 Yıldan fazla görülmesi invaziv duktal karsinom görülme riskini arttırmaktadır.
- Sigara: Sigara ve diğer tütün maddelerinin kullanımı diğer kanser türlerinde olduğu gibi invaziv duktal karsinomda da artışa neden olur.
İnvaziv Duktal Karsinom Teşhisi
Erken teşhis edilen meme kanserlerinin tedavisinin kolay ve başarı oranının yüksek olması sebebi ile erken teşhis yöntemlerinin kullanılması önemlidir.
Meme kanserleri için rutin uygulanan kontroller mevcut olup belli bir yaşın üzerindeki kadınların uygulaması gerekir.
- Kendi kendine meme muayenesi (KKMM): 20 yaş üzeri her kadın ayda 1 kere adet döneminden 4 – 5 gün sonra kendi kendine meme muayenesi yapmalıdır. Öncelikle ayna karşısında memenin şekli, büyüklüğü ve meme başı incelenir. Daha sonra muayene edilecek memenin olduğu taraftaki kol basın üstüne kaldırılır. Meme yuvarlak hareketler ve yukarıdan aşağı, aşağıdan yukarı hareketler ile muayene edilir. Ele gelen kitle olup olmadığı incelenir. Koltuk altları da incelenir ele gelen şişlik var mı bakılır.
- Yıllık doktor kontrolü: Hiçbir şikayeti olmayan 20 – 40 yaş arası kadınlar 3 yılda 1, 40 yaş üzeri kadınlar ise yılda 1 bir genel cerraha giderek meme muayenesi yaptırmalıdır.
- Mamografi: 40 – 50 yaş arası her kadın 2 yılda 1, 50 yaş üzerinde ise yılda 1 kere yapılan bir görüntüleme yöntemi olup X ışınları ile iki tabaka arasına sıkışan meme dokusunun incelenmesini sağlar.
İnvaziv Duktal Karsinom şüphesi ile doktora başvuran hastalarda ilk yapılması gereken hasta öyküsünün alınması olup; memede kitle hissinin ne zamandır olduğu, daha önce göğüs bölgesine radyoterapi alınıp alınmadığı, daha önce diğer memede meme kanseri öyküsü varlığı gibi faktörler sorgulanır.
Daha sonra aile öyküsü sorgulanarak ailede 1. ve 2. derece yakınlarda meme kanseri olup olmadığı öğrenilir.
Sonraki aşamada fizik muayene yapılarak memedeki kitlenin doktor tarafından tespiti sağlanır. Meme dokusu ile birlikte koltuk altı ve boyun bölgesi lenf bezleri de incelenerek bu bölgelerdeki şişlikler incelenir.
Sonraki aşamada çeşitli görüntüleme yöntemleri ile meme dokusunun detaylı incelemesi yapılmalıdır.
- Mamografi: Düşük dozda X ışınıyla çekilen özel bir meme röntgen filmi olup memede muayene ile saptanamayacak kadar küçük, özellikle kanser belirteci oluşumların tespit edilmesi, kadınların meme ayrıntılarının ve iç yapılanmasının görüntülenmesini sağlayan bir yöntemdir. Memenin hareketinin engellenerek görüntü kalitesini artırabilmek, memenin kalınlığını azaltarak daha az miktarda X ışını alınmasını sağlamak amacıyla meme iki tabaka arasına sıkıştırılarak çekilir.
- Meme ultrasonografi (USG): Radyasyon içermemesi sebebi ile 45 yaş altında memede ele gelen kitle olan kadınlarda mamografiden önce tercih edilirken, mamografisi normal olan ancak ele gelen kitle varlığında tercih edilebilir.
- Manyetik rezonans görüntüleme (MRG): Manyetik alan içerisinde radyo dalgalarının kullanılması ile yapılan bir görüntüleme yöntemi olup radyasyon içermez. Yumuşak dokuların görüntülenmesinde iyi sonuçlar veren manyetik rezonans görüntüleme elle muayene, mamografi ve meme ultrasonu ile tespit edilemeyen kanser odaklarını tespit eder.
- Meme biyopsisi; Görüntüleme yöntemleri ile memede şüpheli kitle varlığı tespit edildiği zaman kitlenin iyi huylu mu yoksa kanser mi olduğunu anlamak amacı ile yapılır. Uygun görüntüleme yöntemi eşliğinde meme dokusundan yeterli doku alınarak bir patoloji uzmanı tarafından incelenmesi sağlanır.
İnvaziv Duktal Karsinom Tedavisi
İnvaziv Duktal Karsinomda kanserin kaçıncı evresi olduğu, hastanın genel sağlık durumu ve özelliklerine göre farklı tedavi seçenekleri mevcuttur.
- Cerrahi: Erken evrede yakalanan invaziv duktal karsinom tedavisinde ilk tercih edilen tedavi seçeneği olup hasta durumuna göre uygun seçenekleri mevcuttur. Cerrahi seçenekleri genel olarak meme koruyucu cerrahi ve mastektomi adı verilen meme dokusunun çıkarılması olarak uygulanabilir.
- Radyoterapi: yüksek doz X ışınları kullanılarak yapılan radyoterapi, cerrahiden 1 ay sonra başlanıp 3 – 6 ay boyunca uygulanarak hala var olabilecek kanser hücrelerini yok etmeye ve kanserin nüksetmesini önlemeye (tekrarlamasını) yardımcı olması sağlanır. Farklı radyoterapi çeşitleri mevcuttur:
- Meme radyoterapisi: Kısmen çıkarılan (lumpektomi) memede kalan dokuya uygulanır.
- Göğüs duvarı radyoterapisi: Mastektomi ile tamamen çıkarılan meme sonrası göğüs duvarı bölgesine uygulanır.
- Breast boost: Lumpektomi sonrası uygulanan meme radyoterapisine ek olarak meme dokusu bölgesine fazladan radyasyon uygulanır.
- Lenf nodlarına yönelik radyoterapi: Koltuk altı lenf nodlarına yayılım gösteren meme kanserinde bu bölgelere de radyoterapi uygulanır.
- Breast brachyterapy (meme brakiterapisi): Bu yöntemde diğer yöntemlerden farklı olarak radyoaktif madde vücut içine yerleştirilir ve radyoterapi bu şekilde uygulanır.
- Meme radyoterapisi: Kısmen çıkarılan (lumpektomi) memede kalan dokuya uygulanır.
- Kemoterapi: İleri evre invaziv duktal karsinom tedavisinde tercih edilir. Sadece meme bölgesindeki kanserli hücreleri değil, tüm vücuttaki kanser hücrelerinin yok edilmesini sağladığı için kemoterapi ilaçlarına sitotoksik (hücre öldüren) ilaçlar da denir. Uygulanma zamanına göre iki farklı gruba ayrılır:
- Adjuvan kemoterapi (cerrahi sonrası uygulanan kemoterapi): Meme cerrahisi sonrası kalmış ya da vücudun diğer bölgelerine yayılmış ve görüntüleme yöntemleri ile tespit edilemeyen kanser hücrelerinin yok edilmesi için uygulanır.
- Neoadjuvan kemoterapi (Cerrahi öncesi uygulanan kemoterapi): Özellikle bölgesel ileri evre ve büyük kitle barındıran meme kanserlerinde cerrahi öncesi kitleyi küçültme amacı ile uygulanır.
- Adjuvan kemoterapi (cerrahi sonrası uygulanan kemoterapi): Meme cerrahisi sonrası kalmış ya da vücudun diğer bölgelerine yayılmış ve görüntüleme yöntemleri ile tespit edilemeyen kanser hücrelerinin yok edilmesi için uygulanır.
Kemoterapi 1 – 3 hafta aralıklarla kanserin evresine göre 3 – 6 Ay boyunca uygulanır. Aralıklı uygulanmasını sebebi kemoterapi ilaçlarının yan etkileridir.
Bu yan etkiler arasında:
- Saç dökülmesi
- Ağız içinde yaralar
- İştah kaybı ya da iştah artışı
- Mide bulantısı ve kusma
- Kemik iliği baskılanması
- Enfeksiyonlara yatkınlık
- Kolay morarma ve kanama
- Yorgunluk
- İshal sayılabilir.
- Hormonoterapi (Antihormonal terapi): Östrojen hormonunun memedeki kanser hücrelerine bağlanmasını engelleyici ya da östrojen hormonunun üretimini azaltıcı ilaçların uygulanmasıdır. Meme kanseri hücreleri östrojen ve progesteron reseptörleri taşıdığı için östrojen varlığında daha hızlı büyürler. Hormonoterapi cerrahi öncesi (neoadjuvan) ve cerrahi sonrası (adjuvan) 5 yıl boyunca uygulanabilir.
İnvaziv Duktal Karsinom Tedavi Edilmezse
Teşhis edilip tedavisine başlanmayan invaziv duktal karsinom süt kanallarından meme dokusuna, meme dokusundan ise meme cildine yayılım gösterir ve ciltte ülser şeklinde yaralar meydana gelebilir.
İlerlemesi durumunda akciğer, karaciğer, kemik ve beyine yayılım göstererek hastanın hayatını kaybetmesine neden olabilir.
Tedavi edilmeyen invaziv duktal karsinomda yaşam süresi 2,5 – 3 senedir. 5 yıllık yaşam şansı %18, 10 yıllık yaşam şansı ise %3,6 olur.
İnvaziv Duktal Karsinom İlaçları
İnvaziv Duktal Karsinomda kemoterapi ve hormonoterapi esnasında ilaçlar kullanılır. Kemoterapi ve radyoterapi ileri evre hastalarda yek tedavi seçeneği iken, erken evre hastalarda cerrahi yönteme destek tedavisi olarak verilir.
Cerrahi sonrası uygulanan adjuvan kemoterapide:
- Doxorubicin
- Epirubicin
- Paclitaxel
- Docetaxel
- 5 – fluorourasil
- Carboplatin
Cerrahi öncesi uygulanan neoadjuvan kemoterapide:
- Paclitaxel
- Docetaxel
- Cisplatin
- Carboplatin
- Capesitabine kullanılır.
Hormonoterapi esnasında ise:
- Trastuzumab
- Pertuzumab
- Ado-trastuzumab emtansine
- Lapatib
- Tamoxifen kullanılır.
İnvaziv Duktal Karsinom Ameliyatı
İnvaziv duktal karsinomda hastanın durumu, kanserin evresi değerlendirilerek uygun cerrahi seçeneği uygulanır.
- Meme koruyucu cerrahi: Evre 1 ve 2 de uygulanan standart tedavi olup, meme kanser hücrelerinin çevresindeki sağlam doku ile çıkarılıp memenin tamamı alınmaz. Meme koruyucu cerrahi için kanserin tek odaktan çıkması ya da çok odaklı ise bile odakların birbirine yakın olması gerekir. Meme koruyucu cerrahide, anestezi altında hastanın daha önceden tespit edilen kitlesinin çevresine kesi açılır, kitle ile çevre dokusu kesilerek çıkarılır. Daha sonra mümkün olduğunca estetik bir görüntü sağlayacak şekilde kesi kapatılır.
- Subkutan mastektomi: Meme dokusunun korunamayacağı kadar yayılmış kanserlerde ve kanser odağının birden fazla olup dağınık yerleştiği durumlarda uygulanır. Genel cerrahi altında yapılan ameliyatta hasta sırt üstü yatar. Meme başı çevresinden yapılan dairesel kesi ile meme dokusunun tamamı çıkarılır. Bu hastalara aynı ameliyatta silikon ya da kalçadan alınan doku ile yeni meme yapılır.
- Meme başı koruyucu mastektomi: Hastaların meme başının ve meme cildinin korunması istendiği durumlarda uygulanan bir ameliyattır. Genel anestezi altında ameliyathane ortamında yapılır. Meme başı çevresinden yarım daire şeklinde kesi açılarak meme dokusu çıkarılır ve böylece meme başı korunur. Aynı ameliyatla çıkarılan meme dokusu yerine silikon ya da kalça dokusundan meme yapılır.
- Total mastektomi: Çok ileri evre hastalarda uygulanan cerrahide tüm meme dokusu çıkarılır. Hasta genel anestezi altında ve ameliyathane ortamında sırt üstü pozisyonda yatarak gerçekleştirilir. Meme çevresinden yapılan 15 – 20 cm'lik bir kesiden tüm meme dokusu, meme cildi ve meme başı çıkarılır. Çok az bir hasta grubunda özellikle çok ileri yaş hasta grubunda tercih edilir. Bu ameliyat esnasında lenf bezlerine dokunulmaz.
- Modifiye radikal mastektomi: invaziv duktal karsinomun lenf bezlerine yayılım gösterdiği hastalarda tercih edilir. Tedavi oranı hem memedeki hem lenf bezlerindeki kanser hücreleri alındığı için çok yüksektir. Ameliyat genel anestezi altında sırt üstü yatan hastaya uygulanır. Meme çevresinden yapılan 15 – 20 cm lik kesiden meme dokusunun çıkarılması ile birlikte çevre lenf bezlerinin de çıkarılmasını içerir. Tedavi oranı yüksek olup yayılım yapmış hastalarda tercih edilir.
İnvaziv Duktal Karsinoma Ne İyi Gelir?
- İnvaziv Duktal karsinomun tedavisi ve tedavi sonrası dönemde en önemli husus beslenme düzenidir. Roka, brokoli ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler ve üzüm, karadut, böğürtlen gibi kırmızı meyveler bolca tüketilmelidir.
- Düzenli süt tüketilmesi, haftada 3 ya da 4 porsiyon balık tüketilmesi faydalıdır. Tuz kullanımı ve yağlı besin tüketiminin azaltılması çok önemlidir.
- Sigara ve alkol tüketiminin kesilmesi her kanserde olduğu gibi invaziv duktal karsinomda da iyi sonuçlar verir.
Hamilelikte İnvaziv Duktal Karsinom
Gebelik esnasında invaziv duktal karsinom görülmesi çok sık olmakla birlikte; hamilelikte meydana gelen hormonal değişiklikler kanserin tanısının gecikmesine neden olur ve genelde hamilelikte tanı konduğu zaman ileri evre kanser tespit edilir.
Gebelik ve emzirme döneminde östrojen, progesteron ve prolaktin hormonu artar ve bu memelerin daha büyük, düzensiz olmasına neden olur ve bunun sonucunda herhangi bir kitle varlığında bunun fark edilmesi gecikir.
Bu sebeple maalesef hamile kadınlarda invaziv duktal karsinoma bağlı yaşama şansı daha az olmaktadır.
Anne adaylarını endişelendiren bir husus da meme kanserindeki kanser hücrelerinin bebeğe geçip onu da kanser edip etmeyeceğidir.
Anneden bebeğe kanser hücresi geçişi söz konusu olmamakla birlikte bebeğe yönelik riskler sebebi ile tanı için mamografi ve tomografi gibi görüntüleme yöntemleri, tedavi için ise kemoterapi ve radyoterapi kullanılmaz.
Gebelikte tedavi kanser evresine, boyutuna ve bölgesine göre tercih edilir. Gebelik nedeni ile kemoterapi, hormonoterapi ve radyoterapi kullanılamaz. Kanserli dokunun cerrahi yöntemle çıkarılmasında bir sakınca yoktur.
Ancak meme koruyucu cerrahi sonrası radyoterapi uygulanması zorunlu olduğu için bu yöntem uygulanamaz ve meme dokusu tamamen çıkarılır.
Invaziv Duktal Karsinom için Hangi Doktora Gidilir?
20 yaş üzeri her kadının ayda 1 kendi kendine meme muayene yapması önerilmektedir.
Bu muayene esnasında ele gelen kitle, koltuk altlarında şişlik hissedilmesi ya da memeden akıntı şikayeti olması, meme şeklinde gözle görülür değişiklikler gözlenmesi durumunda Genel Cerrahi bölümünde bir genel cerrahi uzmanına başvurulması gerekir.
Genel cerrahi uzmanının invaziv duktal karsinomdan şüphe etmesi durumunda hastayı onkoloji servisine yönlendirerek onkoloji uzmanına muayene olmasını sağlar.