Kolesistit

Kolesistit hastalığı, safra kesesinde iltihap oluşması sonucu çıkan bir rahatsızlık olup safra kesesinde olan iltihabın yayılmasını önlemek adına tedaviler uygulanır.

Kolesistit Nedir?

Safra kesesi; abdomenin (karın) sağ üst kadranında, karaciğerin altında, 5-7 cm genişliğinde, 7-10 cm uzunluğunda ve armut şeklinde bir organdır. Normal şartlar altında hacmi 30-60 santimetre küptür.

Safra kesesinin görevi; karaciğer tarafından üretilen ve bağırsaklara geçerek diyetle alınan yağların sindirimine yardımcı olan sarı yeşil renkli bir sıvı olan safranın depolanmasıdır. Depolanan safra, bağırsaktan gelen çeşitli hormonal uyarıların neticesinde safra kanalları vasıtasıyla ince bağırsaklara (on iki parmak bağırsağına) sekrete edilir.

Kolesistit, kelime anlamı olarak safra kesesinin iltihabını ifade eder. Kolesistit durumunda safra kesesinde ödem, distansiyon (gerginlik, şişlik) görülür. Zamanla kan ve lenf dolaşımının bozulması neticesinde organda gangren ve perforasyon (delinme) gelişebilir. Tablo hastanın hayatını tehdit edebilecek boyutlara ulaşabilir.

Kolesistitin en sık sebebi; safra kesesi taşlarının safra kesesi ağzını ya da safra yollarını tıkamasıdır. Bu tabloya taşlı kolesistit de denilir.

Kolesistit klinik olarak akut kolesistit (kısa dönemde başlayan, ani) ve kronik kolesistit (uzun dönemde ortaya çıkan ve devam eden) şeklinde görülebilir. (Akut taşlı kolesistit, akut taşsız kolesistit, kronik taşlı kolesistit ve kronik taşsız kolesistit gibi.)

Kolesistit Belirtileri Nelerdir?(Nasıl Anlaşılır?)

Safra kesesi taşlarında; hastalar özellikle yağlı ve ağır yemeklerden sonra başlayan sıkıştırıcı tarzda, dalgalanma gösteren, sağ kürek kemiği etrafına yani sırta vurabilen ve birkaç dakika ile birkaç saate kadar sürüp hafifleyebilen ağrılardan yakınırlar. Ağrılar, safra kesesi iltihabı (kolesistit) gibi ek bir patoloji olmadığı müddetçe birkaç saatten daha uzun sürmez ve genelde hafifleyerek son bulur.

Kolesistit oluştuğunda ise hastalarda; karnın sağ üst kadranında, karaciğerin altına lokalize bir ağrı görülebilir. Ağrı genellikle iltihabın başlaması ile dalgalanma göstermeyen, devamlı artan, tırmanan bir nitelik kazanır. Bu ağrı sağ omza, sırtta sağ kürek kemiği çevresine yansıyabilir.

  • Hastalarda bu ağrılı dönemde ateş yüksekliği görülebilir.
  • Bulantı kusma ortaya çıkabilir.
  • Karında gerginlik, distansiyon, ortaya çıkabilir.
  • Altta yatan sebep safra kesesi taşı veya tümör gibi safra yollarını tıkayan bir patoloji ise hastalarda sarılık da görülebilen semptomlar arasındadır.
  • Tabloya ishal, kabızlık eşlik edebilir.

Kolesistit Nedenleri Nelerdir?(Neden Olur, Nedeni, Sebepleri)

Kolesistitin bilinen en sık sebebi safra kesesi taşlarıdır. Safra kesesi taşlarının safra kesesi çıkışını veya safra yollarını tıkaması neticesinde safra yolları içerisindeki basınç artar ve safranın bağırsaklara olan akışı engellenir. Bunun neticesinde safra kesesinde sıkışan safranın irritan etkisi, safra kesesi dolaşımının bozulması ve çeşitli mikroorganizmaların safra kesesi içerisinde çoğalması ile iltihap gelişir.

Tümörler; safra yollarının içerisinden veya çevresindeki dokulardan kaynaklanan çeşitli tümöral oluşumlar, safra yollarına bası yaparak safranın bağırsaklara akışını engelleyebilir ve kolesistite neden olabilir.

Safra yolları blokajı, tümör veya safra taşları dışında safra yollarında oluşan skarlar (gergin iyileşme dokusu, nedbe) da safranın akışını engelleyerek kolesistite neden olabilir.

Enfeksiyonlar; özellikle AIDS hastaları ve diyabet hastaları gibi immünsuprese hastalarda altta yatan tıkayıcı bir neden olmaksızın safra kesesi iltihabı yani kolesistit oluşabilir.

Nadir görülen bir diğer sebep ise ateşli ataklarla seyreden Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) hastalığında da kolesistit görülebilir.

Kolesistit Teşhisi

Her hastalıkta olduğu gibi hastalığın tanısının konulabilmesi adına ayrıntılı bir hikaye alma ve fizik muayene ile başlanır. Ardından çeşitli labaratuar yöntemleri ile tanı kesinleştirilir.

Kan testleri: Safra kesesi problemlerinin göstergesi olan çeşitli parametreler mevcuttur. Bunlara örnek olarak KCFT (Karaciğer fonksiyon testleri) , kan direkt ve indirekt bilirubin seviyeleri, ALP ve GGT gibi çeşitli enzimlerdeki artışlar verilebilir. Bunun dışında hastalarda aktif bir enfeksiyonun varlığının gösterilmesi açısından CRP, ESH (Eritrosit sedimentasyon hızı) , kandaki lökosit (beyaz küre) sayısı gibi çeşitli parametreler de değerlendirilebilir.

Görüntüleme yöntemleri: Kullanım kolaylığı ve güvenliği açısından en sık kullanılan yöntem Abdominal Ultrason (USG) olmaktadır. Bunun dışında safra taşlarının tespiti için ADBG (Ayakta direkt batın grafisi) çekilebilir. Safra kesesi ve çevresindeki yumuşak dokunun, olası tümörlerin, lenf nodlarının değerlendirilmesi açısından Abdominal BT (Bilgisayarlı Tomografi), MRG (Manyetik rezonans görüntüleme) gibi çeşitli görüntüleme yöntemlerinden de faydalanılabilir. Bazı durumlarda ise ERCP (Endoskopik Retrograd Kolanjiyopankreatografi), MRCP (Manyetik Rezonans Kolanjiyopankreatografi) gibi görüntüleme yöntemleri de tanı amacıyla kullanılan diğer yöntemlerdendir. Son olarak bazı durumlarda kullanılabilen bir yöntem ise HIDA Taramasıdır. Bu tarama ile safranın akışı ve safra yolları ayrıntılı olarak değerlendirilebilir.

Kolesistit Tedavisi

Kolesistit tedavisinde hastaların safra keselerinde oluşan iltihabın ortadan kaldırılması maksadıyla genellikle hastanede yatış önerilir. Hastaların hastanede yattıkları bu süre zarfında; ilk etapta hastaların orali kesilir yani herhangi bir şey yemeleri ve içmeleri yasaklanır. Bu yolla safra salgılanması ve safra kesesi içerisindeki basıncın artarak iltihabın ilerlemesi engellenir.

Hastalarda genellikle dehidratasyon (su kaybı) görülür ve bunun önlenmesi maksadıyla hastalara intravenöz (damar içi) yolla sıvı tedavisi başlanır.

Safra kesesinde oluşan enfeksiyonun ortadan kaldırılması maksadıyla antibiyotik tedavisi başlanır.

Hastaların ağrılarının kontrol altına alınması amacıyla ağrı kesici ilaçlar başlanır.

Safra kesesi iltihabının en sık sebebi olan safra taşlarının çıkarılması ve safranın bağırsaklara olağan akışının sağlanması amacıyla ERCP kullanılabilen tedavi yöntemlerindendir.

Bazı komplike durumlarda ve gerek görüldüğünde ilk atak sırasında veya ilk günler içerisinde kolesistektomi (safra kesesinin alınması ameliyatı) gerekebilir. Komplike olmayan ve destek tedavisi ile normale dönen hastalarda çoğunlukla kolesistit atağı tekrarlar. Bu nedenle genellikle ataktan 4-6 hafta sonrasında elektif şartlarda kolesistektomi yapılır.

Kolesistit Tedavi Edilmezse

Kolesistit, kelime anlamı olarak safra kesesinin iltihabını ifade eder. Kolesistit durumunda safra kesesinde ödem, distansiyon (gerginlik, şişlik) görülür. Zamanla kan ve lenf dolaşımının bozulması neticesinde safra kesesinde gangren ve perforasyon (delinme) gelişebilir. Olası perforasyon sonrası karın içi abseler, ağır sıvı kaybı, tüm organları etkileyebilecek bir enfeksiyon tablosu ve multiorgan yetmezliği (çoklu organ yetmezliği) sonucu ölüm gelişebilir.

Kolesistite Ne İyi Gelir?

Safra kesesi iltihabının en sık sebebi olan safra kesesi taşlarının oluşumunu arttıran yaşam tarzından korunmak esas alınmalıdır.

Bu amaçla; safra taşı oluşumundaki rolleri bilimsel olarak ispatlanmış süreçlerin geriye döndürülebilir kısımlarının geri döndürülmesi ve en azından yeni safra taşı oluşumunun önlenmesi amacıyla yapılması gereken yaşam tarzı değişiklikleri temel olarak:

  • Alınan yağ oranının ve yağlı beslenmenin azaltılması
  • Bağırsak hareketlerinin arttırılması adına diyetle alınan lifli gıdaların arttırılması
  • Günde en az 6 bardak su içilmesi
  • Düzenli egzersiz yapılması
  • Obezitenin ortadan kaldırılması gibi önlemler sayılabilir.

Kolesistite Ne İyi Gelmez?

Safra kesesi oluşumu açısından risk faktörleri düşünüldüğünde; obezite ve hiperlipidemin temelinde yatan; sedanter (hareketsiz) yaşam, yüksek yağlı ve düzensiz beslenme gibi zararlı davranış kalıplarında ısrarcı olunması kolesistite iyi gelmeyen ve safra kesesi taşlarına sebep olan nedenler arasında sayılabilirler.

Ayrıca; hastaların ne olursa olsun zamanında ve doğru bir şekilde tanı koyulması ve gerekli tedavi sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi açısından mutlaka uzman tıp hekimlerinin görüşlerini alması ve bilimsel açıdan ispat edilmemiş her türlü yöntemden uzak durmaları gerekmektedir.

Kolesistit İlaçları

Hastalarda genellikle dehidratasyon (su kaybı) görülür ve bunun önlenmesi maksadıyla hastalara intravenöz (damar içi) yolla sıvı tedavisi başlanır.

Safra kesesinde oluşan enfeksiyonun ortadan kaldırılması maksadıyla antibiyotik tedavisi başlanır.

Hastaların ağrılarının kontrol altına alınması amacıyla ağrı kesici ilaçlar başlanır.

Kolesistektomi Ameliyatı

Safra kesesinin alınması yani diğer adıyla kolesistektomi ülkemizde ve dünyada en çok yapılan cerrahi işlemlerden biridir. Safra kesesi yaşam için şart olan organlardan birisi değildir yani alındıktan sonra insanlar yaşamlarına devam edebilirler. Safra kesesi alındıktan sonra safra doğrudan hepatik kanallar ve ortak safra yollarına, oradan da on iki parmak bağırsağına akmaktadır.

Cerrahi 2 şekilde yapılabilir. En sık tercih edilen yöntem laparoskopik kolesistektomidir. Bazı durumlarda ise ameliyata başladıktan sonra veya ameliyat öncesinden itibaren açık kolesistektomi planlanır ve uygulanır.

Hamilelikte Kolesistit

Gebelik safra taşı oluşumu için yüksek östrojen seviyeleri ve buna bağlı olarak safra akışkanlığının azalması neticesinde bir risk faktörüdür. Özellikle aile öyküsü bulunan hastalarda safra taşı oluşumu gebelikte artmaktadır. Bununla birlikte akut kolesistite (safra kesesi iltihabı) sebep olmadıkça hamilelikte takip ve gebelik sonrasında cerrahi tedavi seçeneği öne çıkmaktadır. Fakat acil durumlarda ve özellikle 2. trimester (gebeliğin ikinci 3 aylık dönemi) cerrahi açısından en uygun dönemdir.

Safra kesesi iltihabı oluşumunun diğer nedenleri açısından, gebelikte özel bir risk artışı söz konusu değildir. İlk etapta komplike olmamış yani perforasyon gelişmemiş hastalarda iltihabın destek tedavisi ile ortadan kaldırılması ve mümkünse doğum sonrasında ameliyat planlanması tercih edilmektedir. Fakat annenin hayatını ve/ veya bebeğin hayatını tehdit eden perforasyon gibi acil durumlarda mecburen gebelik sırasında da ameliyat gerekebilmektedir.

Çocuklarda Kolesistit

Çocuklarda kolesistit tanısının konması gerek hastaların kliniği tarif etmedeki yetersizlikleri gerekse sık görülmemesi açısından yetişkinlere göre biraz daha zor olabilir. Bunun dışında safra kesesi taşları ve kolesistit nedeni olarak yetişkinlere nazaran daha sık görülebilecek sebepler arasında; hemolitik (kan yıkımıyla giden) hastalıklar ve ailesel hiperkolesterolemi, Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) gibi ek patolojiler mutlaka araştırılmalıdır.

Bebeklerde Kolesistit

Bebeklerde kolesistit tanısının konması gerek hastaların kliniği tarif etmedeki yetersizlikleri gerekse sık görülmemesi açısından yetişkinlere göre biraz daha zor olabilir.

Normal şartlar altında bebeklerde safra kesesi taşı veya safra kesesi iltihabı çok beklenen bir durum değildir. 

Bebeklerde ve küçük yaştaki çocuklarda safra kesesi taşlarının ve kolesistitin tespit edilmesi durumunda mutlaka hemolitik (kan yıkımıyla giden) hastalıklar ve ailesel hiperkolesterolemi, Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) gibi ek patolojiler araştırılmalıdır.

Kolesistit için Hangi Doktora Gidilir?

Kolesistit tanısının koyulması ve tedavinin uygulanması amacıyla hastalar Genel Cerrahi (Hariciye) ve İç Hastalıkları (Dahiliye) Gastroenteroloji bölümlerine başvurabilirler.

Özellikle yağlı yemeklerden sonra başlayan karnın sağ üst kadranında, karaciğerin altına lokalize bir ağrı, ateş yüksekliği, bulantı, kusma, sarılık, karında gerginlik ve distansiyon, ishal, kabızlık gibi şikayetleri olan hastaların en kısa süre içerisinde bu bölümlere başvurmaları gerekmektedir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
3
1
Makeleyi Paylaşın

Kolesistit ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Safra Kesesi İltihabından Nasıl Kurutulur?

Hastalar arasında; “Safra kesesi iltihabı nasıl kurutulur?” şeklinde sorulan sorunun cevabı aslında akut kolesistit atağında hastalara yapılan ilk destek tedavisinde saklıdır. 

Kolesistitin bu bahsedilen destek tedavisinde; hastaların safra keselerinde oluşan iltihabın ortadan kaldırılması maksadıyla genellikle hastanede yatış önerilir. Hastaların hastanede yattıkları bu süre zarfında; ilk etapta hastaların orali kesilir yani herhangi bir şey yemeleri ve içmeleri yasaklanır. Bu yolla safra salgılanması ve safra kesesi içerisindeki basıncın artarak iltihabın ilerlemesi engellenir. 

Hastalarda genellikle dehidratasyon (su kaybı) görülür ve bunun önlenmesi maksadıyla hastalara intravenöz (damar içi) yolla sıvı tedavisi başlanır.

Safra kesesinde oluşan enfeksiyonun ortadan kaldırılması maksadıyla antibiyotik tedavisi başlanır.

Hastaların ağrılarının kontrol altına alınması amacıyla ağrı kesici ilaçlar başlanır.

Bu destek tedavisi ile genellikle birkaç gün içerisinde hastaların genel durumu düzelir; fakat ilerleyen süreçte genellikle kolesistit tekrarlar. Bu nedenle hastaların 4-6 hafta içerisinde kolesistektomi ameliyatı olmaları önerilir.

Int. Dr. Ahmet Özdemir

Safra Kesesi İltihabı İshal Yapar Mı?

Kolesistit sırasında hastalarda; 

  • Bulantı, 
  • Kusma, 
  • Karın ağrısı, 
  • İshal ve 
  • Kabızlık

gibi gastrointestinal sistemi (sindirim sistemi) ilgilendiren birçok semptom görülebilir.

Int. Dr. Ahmet Özdemir

Safra Kesesi İltihabı Kaç Günde Geçer?

Sıvı tedavisi, belli bir süre oral alımın kesilmesi, antibiyotik ve ağrı kesici verilmesinden oluşan destek tedavisi ile genellikle birkaç gün içerisinde hastaların genel durumu düzelir; fakat ilerleyen süreçte genellikle kolesistit tekrarlar. Bu nedenle hastaların 4-6 hafta içerisinde kolesistektomi ameliyatı olmaları önerilir.

Kolesistit durumunda safra kesesinde ödem, distansiyon (gerginlik, şişlik) görülür. Zamanla kan ve lenf dolaşımının bozulması neticesinde safra kesesinde gangren ve perforasyon (delinme) gelişebilir. Olası perforasyon sonrası karın içi abseler, ağır sıvı kaybı, tüm organları etkileyebilecek bir enfeksiyon tablosu ve multiorgan yetmezliği (çoklu organ yetmezliği)  sonucu ölüm gelişebilir.

Tüm bunlar düşünüldüğünde ne olursa olsun hastaların kolesistit şüphesi durumunda mutlaka uzman hekimlerden destek almaları ve gerekli tedavinin yapılması hayati önem arz etmektedir. 

Int. Dr. Ahmet Özdemir

Safra Kesesi İltihabı Nasıl Teşhis Edilir?

Her hastalıkta olduğu gibi hastalığın tanısının konulabilmesi adına ayrıntılı bir hikaye alma ve fizik muayene ile başlanır. Ardından çeşitli labaratuar yöntemleri ile tanı kesinleştirilir.

Kan testleri: Safra kesesi problemlerinin göstergesi olan çeşitli parametreler mevcuttur. Bunlara örnek olarak KCFT (Karaciğer fonksiyon testleri) , kan direkt ve indirekt bilirubin seviyeleri, ALP ve GGT gibi çeşitli enzimlerdeki artışlar verilebilir. Bunun dışında hastalarda aktif bir enfeksiyonun varlığının gösterilmesi açısından CRP, ESH (Eritrosit sedimentasyon hızı) , kandaki lökosit (beyaz küre) sayısı gibi çeşitli parametreler de değerlendirilebilir.

Görüntüleme yöntemleri: Kullanım kolaylığı ve güvenliği açısından en sık kullanılan yöntem Abdominal Ultrason (USG) olmaktadır. Bunun dışında safra taşlarının tespiti için ADBG (Ayakta direkt batın grafisi) çekilebilir. Safra kesesi ve çevresindeki yumuşak dokunun, olası tümörlerin, lenf nodlarının değerlendirilmesi açısından Abdominal BT (Bilgisayarlı Tomografi) , MRG (Manyetik rezonans görüntüleme) gibi çeşitli görüntüleme yöntemlerinden de faydalanılabilir. Bazı durumlarda ise ERCP (Endoskopik Retrograd Kolanjiyopankreatografi) , MRCP (Manyetik Rezonans Kolanjiyopankreatografi) gibi görüntüleme yöntemleri de tanı amacıyla kullanılan diğer yöntemlerdendir. Son olarak bazı durumlarda kullanılabilen bir yöntem ise HIDA Taramasıdır. Bu tarama ile safranın akışı ve safra yolları ayrıntılı olarak değerlendirilebilir.


Int. Dr. Ahmet Özdemir