Mikrokalsifikasyon
Meme dokusunda kalsiyum birikmesi sonucu ortaya çıkan ve meme kireçlenmesi olarak da bilinen kalsifikasyonlar genelde kanser değillerdir. İyi huylu mikrokalsifikasyonlarda tedavi uygulanmazken kansere dönüşenlerde ilaç ve kemoterapi uygulanır.
Mikrokalsifikasyon Nedir?
Meme dokusunda kalsiyum birikmesi sonucu ortaya çıkan ve meme kireçlenmesi olarak da bilinen kalsifikasyonlar genelde iyi huylu olup kanser olmamakla birlikte zaman zaman kanser habercisi olabilirler.
Memede kireçlenme makrokalsifikasyon ve mikrokalsifikasyon olmak üzere iki şekilde ortaya çıkabilir:
- Makrokalsifikasyonlar: Memede çapı 0,5 mm’ den büyük rastgele oluşan kalsiyum odakları olup genelde iyi huylu oldukları için yakın takip gerektirmez.
- Mikrokalsifikasyonlar: En çok sorulardan birisi mikrokalsifikasyon kanser midir olup hastalarda hemen kanser oldum düşüncesi oluşturan mikrokalsifikasyonlar, makrokalsifikasyonlara göre daha küçük olan beyaz lekeler ve taneler şeklinde gözüken da genelde iyi huylu olmakla birlikte bazı özellikleri taşıyorsa meme kanseri şüphesi taşıyabilir ve ileri inceleme gerektirebilir. Bu özellikler:
- Çapın 0,5 mm’ den küçük olması
- Kalsifikasyon odaklarının boyut ve şekil açısından farklılık göstermesi
- Memenin bir bölgesinde birikme eğiliminde olan kalsifikasyonlar
- Sert ve sıkı kümeler
Mikrokalsifikasyon Belirtileri Neler?
Memede mikrokalsifikasyon normalde belirtiye neden olmaz. Hastalar rutin kontroller esnasında mamografi çektirdiği zaman memede kalsiyum odaklarının beyaz noktalar şekilde görülmesi ile tanı alırlar. Kişilerin meme yapısı mamografide mikrokalsifikasyonların tespit edilmesini etkiler; süt kanallarının baskın olduğu genç kadınlarda mamografinın yaydığı X ısınları süt kanalları tarafından engellendiği için odaklar net görülmezken, menopoz sonrası dönemde meme dokusu yağ dokusuna döndüğü için mikrokalsifikasyon odakları daha net görüntülenir.
Memede tespit edilen mikrokalsifikasyonların meme kanseri ile ilişkisini tespit edebilmek adına BI – RADS sınıflaması yapılmıştır. Buna göre mikrokalsifikasyonların şekilleri, dağılımları ve mikrokalsifikasyonlara eşlik eden bulgulara göre sınıflama yapılır:
- Mikrokalsifikasyonların şekilleri:
- Tipik iyi huylu mikrokalsifikasyonlar
- Orta derecede önemli olan mikrokalsifikasyonlar
- Yüksek olasılıkla kötü huylu olan mikrokalsifikasyonlar
- Mikrokalsifikasyonların dağılımları:
- Grup ya da küme oluşturmuş mikrokalsifikasyonlar
- Çizgisel mikrokalsifikasyonlar
- Bölgesel mikrokalsifikasyonlar
- Yayılmış mikrokalsifikasyonlar
- Mikrokalsifikasyonların eşlik ettiği bulgular:
- Deri çekilmesinin eşlik ettiği mikrokalsifikasyonlar
- Meme başı çekilmesinin eşlik ettiği mikrokalsifikasyonlar
- Bölgesel kalınlaşmaların eşlik ettiği mikrokalsifikasyonlar
- Deride yaranın eşlik ettiği mikrokalsifikasyonlar
- Koltuk altındaki lenf bezlerinin şişmesinin eşlik ettiği mikrokalsifikasyonlar
- Yapısal distorsiyonun (çekilme ya da yırtılma) eşlik ettiği mikrokalsifikasyonlar
- Mikrokalsifikasyonların eşlik ettiği bulgular:
- Yaralanma ve ameliyata bağlı meydana gelen travma: Meme bölgesinde meydana gelen yaralanma ya da meme ameliyatları sonrası mikrokalsifikasyonlar meydana gelebilir.
- Enfeksiyonlar: Meme bölgesini tutan enfeksiyonlar sonrası memede Mikrokalsifikasyonlar meydana gelebilir.
- Ateroskleroz (damar sertleşmesi): Memedeki kan damarlarında meydana gelen ateroskleroz mikrokalsifikasyon gelişimine zemin hazırlayabilir.
- Kistler, içi sıvı dolu keseler: Meme bölgesinde meydana gelen kistler yaygın olmakla birlikte mikrokalsifikasyon gelişmesine zemin hazırlar.
- Yağ nekrozu ya da ölü yağ hücreleri: Meme bölgesindeki yağ hücrelerinin ölümü sonucu Mikrokalsifikasyonlar meydana gelebilir.
- Hiperkalsemiye sebep olan hormonal bozukluklar: Bazı hastalıklar ya da hormonal bozukluklar vücuttaki kalsiyum seviyesinin artmasına neden olur. Bunun sonucunda memede kalsifikasyon odakları şeklinde kümelenme meydana gelebilir.
- Fibroadenom: Memenin iyi huylu tümörleri olan Fibroadenom varlığında mikrokalsifikasyon gelişebilir.
- Meme kanseri için radyasyon tedavisi: Meme kanseri tedavisinde kullanılan radyasyon sonrası memede mikrokalsifikasyonlar görülebilir.
- Duktal karsinom in situ: Duktus adı verilen meme kanallarını kaplayan hücrelerin kanserleşmesi sonucu ortaya çıkan erken evre meme kanseri sonrası memede mikrokalsifikasyonlar görülebilir.
- İnvaziv meme kanseri: Kötü huylu meme kanserlerinin belirtisi olarak memede mikrokalsifikasyonlar ortaya çıkabilir. Çoğu hastanın merak ettiği bir soru olan memede mikrokalsifikasyon kanser midir sorusunun cevabı ise her mikrokalsifikasyonun kanser olmadığı belirli özelliklere sahip mikrokalsifikasyonların ileri inceleme gerektirdiğidir.
- Mikrokalsifikasyonların dağılımları:
Mikrokalsifikasyon Teşhisi
Mikrokalsifikasyonlar genelde kitle oluşturmadan genelde belirtiye sebep olmaz. Özellikle menopoz sonrası ya da 50 yaş üstü kadınlarda mamografi sırasında tesadüfen tespit edilir. Belli bir yaşın üzerindeki kadınların düzenli olarak meme muayenesi yaptırmaları gerekmektedir. Bunun için hasta öyküsü alınır ve hastanın herhangi bir şikâyeti olup olmadığı sorgulanır. Meme hastalıklarında aile öyküsü de önemli olduğu için aile öyküsünün de sorgulanması gerekir. Kalsiyum değerlerinin ölçülmesi için kan testi yapılabilir. Sonraki aşamada görüntüleme yöntemleri kullanılır.
- Meme ultrasonografi (USG): Ses dalgaları kullanılarak uygulanan bir görüntüleme yöntemi olması sayesinde radyasyon riski bulundurmayan meme ultrasonu özellikle 40 yaş altı hastalarda uygulanacak ilk görüntüleme yöntemidir.
- Mamografi: Memede meydana gelen mikrokalsifikasyonların görüntülenmesinde en net sonucu mamografi ile elde edilebilir.
Memedeki mikrokalsifikasyonların kötü huylu tümör habercisi olması durumunda mikrokalsifikasyon biyopsi alınarak incelenmelidir. En uygun yöntem ince iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) dir.
Mikrokalsifikasyon Tedavisi
Mikrokalsifikasyon tedavisinde farklı prosedürler izlenebilir. İyi huylu olan, altında başka bir hastalık yatmayan mikrokalsifikasyonlarda genelde tedavi gerekli olmaz, izlem yapılır. Enfeksiyonlara bağlı olarak ortaya çıkan mikrokalsifikasyonların tedavisinde antibiyotik kullanılabilir. Fibroadenom, invaziv duktal karsinom zemininde gelişen mikrokalsifikasyon tedavisinde cerrahi müdahale gerekebilir. Invaziv meme kanserine bağlı gelişen mikrokalsifikasyon tedavisinde sitotoksik ilaçlar adı verilen kemoterapi ilaçları kullanılır ve radyasyon tedavisi yapılır.
Mikrokalsifikasyon Tedavi Edilmezse
Memedeki mikrokalsifikasyonlar genelde belirtiye sebep olmayan, çoğu zaman hastaların fark etmediği kalsiyum birikintileridir. Tedavisiz kalması durumunda herhangi bir sorun yaratmazlar. Mikrokalsifikasyon hakkındaki tüm sorular kanser belirtisi olup olmadığı üzerine olup mikrokalsifikasyonun bazı özellikleri barındırması durumunda ileri inceleme yapılmayıp tedavisiz kalması durumunda kanser atlanarak ölümle sonuçlanabilir. Bu sebeple belli özellikleri barındıran mikrokalsifikasyonlar mevcut ise ileri inceleme yapılarak tedaviye başlanmalıdır.
Mikrokalsifikasyon İlaçları
Enfeksiyonlara bağlı ortaya çıkan mikrokalsifikasyonların tedavisinde antibiyotikler kullanılabilir. Bu ilaçlar arasında:
- penisilin
- amikasin
- amoksisilin / klavulonik asit
- azitromisin
- klaritromisin
- Sefaperazon
- tetrasiklin
Sayılabilir.
Invaziv meme kanseri zemininde gelişen mikrokalsifikasyonların tedavisinde sitotoksik ilaçlar adı verilen kemoterapi ilaçları kullanılabilir. Bu ilaçlar:
- Doxorubicin,
- Epirubicin,
- Paclitaxel,
- Docetaxel,
- 5 – fluorourasil,
- Carboplatin,
- Cisplatin,
Şeklinde sıralanabilir.
Mikrokalsifikasyon Ameliyatı
Fibroadenom zemininde gelişen mikrokalsifikasyon tedavisinde cerrahi girişim yöntemlerinden ablasyon tercih edilebilir. Ablasyon tedavisinde amaç tümör dokularını hasarlandırmaktır. Bu amaçla kullanılan yöntemler farklı farklı olabilir:
- Kriyoablasyon: Nadir kullanılan bir ablasyon yöntemi olan kriyoablasyonda tümör bölgesine iğne yardımı ile ulaşılarak tümör dokuları dondurulur ve böylece tümörün tahrip edilmesi ve küçültülmesi amaçlanır.
- Lazer ablasyon: Tümör dokusuna uygulanan lazer yardımı ile tümör hücrelerinin tahrip edilerek küçültülmesi ya da yok edilmesi sağlanır.
- Endovenöz radyofrekans ablasyonu (ses dalgaları ile ablasyon): Ses dalgaları ile ablasyon yönteminde jeneratör ile üretilen ses dalgaları kullanılarak tümörün ısıtılması ve tahrip edilmesi sağlanır.
İnvaziv meme kanserine bağlı olarak mikrokalsifikasyon varlığı tespit edilmesi durumunda meme kanserine yönelik cerrahi tedavi seçenekleri uygulanır.
- Parsiyel mastektomi (lumpektomi / segmental mastektomi): Meme bölgesinden acılan kesi ile kanser hücrelerinin çıkarılması sağlanır ancak esas meme dokusu korunur. Kanser hücrelerini çıkarılmasını takiben koltuk altı lenf bezlerinin de çıkarılması gerekir. Parsiyel mastektomi sonrası kalmış olabilecek kanser hücreleri için radyoterapi uygulanmalıdır.
- Total mastektomi: Basit mastektomi adı da verilen yöntemde meme uçları dahil tüm meme dokusu çıkarılırken koltuk altı lenf bezleri ve meme altı kaslarına dokunulmaz.
- Radikal mastektomi: Oldukça geniş çaplı bir operasyon olan radikal mastektomide hem tüm meme dokusu, meme altındaki kaslar ve koltuk altı lenf bezleri beraber çıkarılır.
Hamilelikte Mikrokalsifikasyon
Hamilelik döneminde bir çok hormonal değişiklikler ortaya çıkmaktadır. Buna bağlı olarak memede mikrokalsifikasyon ortaya çıkabilir. Özellikle belli bir yaş üzerindeki anne adaylarında mikrokalsifikasyon meydana gelebilir.
Bu dönemdeki kadınlarda önemli nokta görüntüleme yöntemlerinin bebeklere zarar vereceği düşüncesi ile kullanılmak istenmemesidir. Ancak tanı amaçlı yapılan görüntüleme yöntemlerinin yaydığı radyasyon dozu bebeğe zarar verecek radyasyon değerinin oldukça altındadır.
Mikrokalsifikasyonlar genelde zararsız ve belirtisiz kalsiyum birikintileri olduğu için tedavisiz izlenebilir. Altında enfeksiyon, fibroadenom ve invaziv meme kanseri gibi başka sebepler yatan mikrokalsifikasyonlar durumunda altta yatan nedene yönelik antibiyotik tedavisi, sitotoksik ilaçlar ile kemoterapi ya da cerrahi tedavi uygulanabilir.
Mikrokalsifikasyon için Hangi Doktora Gidilir?
Memede mikrokalsifikasyon genelde belirti vermez. Hastalarda herhangi bir ağrı, sızı, şişlik gibi şikayetler ortaya çıkarmaz. Genelde 50 yaş üzeri kadınlarda ortaya çıktığı için ve bu kadınlarda rutin yapılması gereken mamografi sırasında tespit edilebilir. Meme muayenesi ve mamografi çekilmesi için genel cerrahi bölümünde genel cerrahi uzmanına başvurulması gerekir.