Su Çiçeği
Su çiçeği genelde çocuklarda görülen ateşli ve döküntülü bir cilt hastalığıdır. Çoğu durumda tedavi edilmeden kendi kendine geçer ancak gebelerde antiviral ilaç kullanımı gerekebilir.
Su Çiçeği Nedir?
Su çiçeği, herpes virüs ailesinden varicella zoster adlı virüsün sebep olduğu ateşli, döküntülü bir hastalıktır. Döküntüler genelde içi su dolu kabarcıklar (vezikül) şeklinde görülür. Bulaştırıcılığı oldukça yüksek, en sık çocukluk çağında (4-14 yaş arası) rastlanan bir hastalık olup, yetişkinlikte de görülebilmektedir.
Su çiçeği genel itibariyle selim seyirli, kendi kendine geçen bir hastalıktır. Fakat yetişkinlerde ve riskli hasta gruplarında ağır hatta ölümcül seyredebilir.
Bu riskli hastalar şu şekildedir:
- Bağışıklık sistemi hastalıkları olanlar (immün yetmezlik sendromları, HIV taşıyıcılığı, AIDS hastalığı vb.)
- Kemoterapi ve ya çeşitli kanser tedavileri alan hastalar
- İleri yaşlardaki hastalar (65 yaş üzeri)
- Yenidoğan döneminde olan bebekler (0-28 gün arası)
- Organ nakli geçirenler
- Steroid ve ya çeşitli bağışıklık baskılayıcı tedavi alanlar
- Gebeler
Su çiçeği yalnızca insanlarda hastalık yapan bir hastalıktır. Hayvanlarla veya çevresel faktörlerle bulaşması mümkün değildir. İnsandan insana ise damlacık yolu ile ve vücuttaki kabarcıklara dokunulması yoluyla bulaşır. İnsana bulaştıktan sonra ise yaklaşık 15 gün kadar belirtisiz kuluçka süresi olur. Bulaştırıcılığı, deri döküntülerinin ortaya çıkmasından önceki 1-2 gün ve sonraki 1 hafta kadar devam eder.
Tedavisi ise yalnızca riskli hasta gruplarına ve yetişkinlere verilir. Sağlıklı çocuklarda tedaviye gerek yoktur. Su çiçeği aşısı Sağlık Bakanlığı’nın çocuklar için önerdiği rutin aşı takviminde yer almakta ve 2 doz aşı ile ömür boyu korunma mümkündür.
Su Çiçeği ve Zona İlişkisi
Su çiçeği virüsü (varicella zoster), hastalığı geçiren insanların sinir hücrelerinde senelerce sessiz bir şekilde pusuda bekleyebilir. Bunun neticesinde 60’lı yaşlara gelindiğinde zona olarak tekrar ortaya çıkarlar.
Zona, belli bir sinirin etki alanında olan bir vücut bölgesinde, genelde göğüs ve bel civarında küçük bir alanda, sıra sıra tek tek ağrılı kabarcıklar şeklinde ortaya çıkar. Hastalar genelde çok yoğun ağrı sayesinde durumu fark eder ve hekime başvurur.
Hastalığa karşı olan bağışıklığı geçirerek değil de aşılanarak kazanan bireylerde zona oluşma ihtimali yok denecek kadar azdır.
Su Çiçeği Belirtileri
Su çiçeği için en tipik ve en ayırt edici bulgu cilt döküntüleridir. Bu cilt döküntülerine vezikül adı verilir. Önce deriden kabarık olmayan kırmızı yuvarlak lezyonlar şeklinde ortaya çıkar, bir süre sonra bunlar ciltten kabarmaya başlar ve en sonunda içi hastalık taşıyan virüslerle dolu bir sıvı ile dolarak kabarcık halini alır. Döküntüler genelde saçlı deriden ve yüzden başlar ardından gövdeye ve sırta yayılır. Kol-bacak bölgelerinde tek tük olur ya da hiç olmaz.
Kesecikler oldukça kaşıntılıdır, fakat kaşınmaması gerekir. Vücutta aynı anda seçilebilen farklı evrelerde lezyonlar olur. Bazıları kızarıklık, bazıları kabartı, bazıları su dolu kesecik şeklinde görülür. Bu sayede çiçek hastalığından ayırt edilir. Döküntülerin kol ve bacaklarda pek bulunmaması ile de el-ayak-ağız hastalığından ayrımı yapılır.
Döküntülerin dışındaki su çiçeği belirtileri ise şunlardır:
- Ateş
- Halsizlik, yorgunluk
- İştahsızlık
- Baş ağrısı
- Karın ağrısı, bulantı-kusma
- Nefes alışverişinde ve kalp hızında artma
Bu belirtiler döküntülerin ortaya çıkmasından 3-4 gün sonra kaybolur.
Su Çiçeği Nedenleri Nelerdir?
Su çiçeğinin tek nedeni su çiçeği virüsünü bir başka insandan kapmaktır. Yalnızca insanlar arasında bulaşıcıdır ve yalnızca insanlarda görülür.
Su Çiçeği Teşhisi
Su çiçeği teşhisi hastanın tıbbi öyküsünün alınmasıyla ve derideki kabarcıkların görülmesi ile kolayca konan bir klinik tanıdır. Herhangi bir tanı yöntemine ihtiyaç yoktur. Fakat şüphelenilen durumlarda, riskli hastaların bulaş ihtimali olan temasları olduysa PCR adı verilen bir yöntemle kanda virüse ait parçacıklar saptanabilir. Rutin olarak uygulanan bir teşhis yöntemi değildir.
Su Çiçeği Tedavisi
Su çiçeği tedavisi bağışıklık sistemi sağlıklı çocuklar için gereksizdir. Hastalık 1 hafta içinde kendiliğinden herhangi bir probleme yol açmadan kaybolur. Fakat riskli gruptaki hastalar için antiviral tedavi verilmesi gerekebilir. Bu tedavide en çok kullanılan ilaç etken maddesi asiklovirdir.
Antiviral tedavi şu hastalar için önerilir:
- Tanı koyulması üzerinden 24 saat geçmeyen ergenler ve yetişkinler
- Bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar (kanser hastaları, böbrek nakli hastaları gibi)
- Aşı olmaya uygun olmayan riskli hastalar, hasta kişilerle temasta bulundularsa 96 saat içinde bu kişilerde de asiklovir tedavisi verilmesi hastalık gelişse bile hafif atlatılmasını sağlar.
Bunların yanında hastaların rahatsızlıklarını hafifletmek için belirtilere yönelik tedavi olarak ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar verilebilir.
Çocuklarda virüs enfeksiyonları sırasında ateş düşürmek amacıyla asetilsalisilik asit verilmesi Reye Sendromu adı verilen yaşamı tehdit edici bir duruma yol açabileceği için asetilsalisilik asit kesinlikle verilmemelidir.
Su çiçeğinde özellikle anneler için önemli bir soru, çocuklarda döküntülerden sonra iz kalacak olup olmamasıdır. Normal durumlarda, titiz bir cilt bakımı ile döküntülerin kaşınıp patlaması sonrası ikincil bakteriyel enfeksiyonlar yaşanmayacaktır. Eğer döküntü üzerinde ikincil bir enfeksiyon oluşmazsa iz kalmaz. Bu yüzden tedavinin önemli bir parçası da çocuğun günlük hijyeninin sağlanması, tırnaklarının kısa, temiz tutulması ve gerekirse kaşıntı önleyici losyonlar kullanılmasıdır. Ilık bir duş ve ardından sürülen losyonlarla yapılan pansuman çocuğun rahatlamasını sağlayacak ve kaşıntıları azaltacaktır.
Su Çiçeği Aşısı
Su çiçeği aşı ve varicella-zoster immünglobulini (VZIG ve ya suçiçeği serumu) ile sağlanmaktadır. VZIG, hızlandırılmış bir korunma yöntemidir. Hastalıkla savaşmaya yetecek savunma hücrelerini aşı ile üretmeye zaman yoksa ve hasta riskli bir gruptaysa VZIG verilebilir. Bu sayede temas öyküsüne rağmen hastalık oluşma. Çünkü hastaya hazır üretilmiş savunma maddeleri verilir.
Bu yöntemin uygulanacağı hastalar şu şekildedir:
- Bağışıklık sistemi hastalıkları olan hastalığı geçirmemiş veya aşılanmamış çocuklar
- Gebeler
- Annesinde, doğumdan 5 gün önce ve doğumdan 2 gün sonra suçiçeği gelişen yenidoğan bebeklere
- Annesinin aşılama durumu bilinmeyen ve hastaneye yatırılan prematüre bebekler
- Annesi aşılanmış olsa bile 28 haftanın ve 1000 gramın altındaki prematüre bebekler
Bu hastalarda riskli temasın tanımı, hasta olma ihtimali olan veya hasta kişilerle; yüz yüze oyun oynama, aynı odada uzun süre bulunma, aynı evde yaşama, hastanede aynı odada kalma gibi durumlardır. VZIG uygulaması temastan sonra 96 saat içinde yapılması gerektiği için ailelerin böyle durumlarda hekime başvurmakta geç kalmaması önemlidir.
Su çiçeği aşısı, canlı bir virüs aşısıdır. Bu sebeple gebelere, bağışıklık sistemi zayıf bireylere, organ nakli hastalarına kısaca riskli gruptaki hastalara yapılmaz. Bağışıklık sistemi tam olursa ancak vücut aşıya yanıt oluşturabilir. Aksi takdirde aşı ile verilecek olan virüs de hastalığa yol açar. Rutin uygulamada su çiçeği aşısı sağlıklı çocuklara 2 doz uygulanır. Bunlardan ilki, 12 aylıkken ikincisi 4 yaşında yapılır.
Eğer çocuk ergenlik çağına kadar aşılanmadıysa veya hastalığı geçirmediyse yine 2 doz aşılanmalıdır. Bu hastalarda aşıdan bir süre sonra hafif döküntü görülebilir fakat hastalığı geçirmekten çok daha olumlu bir tablodur.
Su Çiçeği İlaçları
Suçiçeği normal koşullarda ilaçla tedavi edilen bir hastalık değildir. Yalnızca bağışıklık sistemi problemleri olan hastalarda, gebeler dahil, antiviral (virüs karşıtı) ilaçlar kullanılır.
Kullanılan ilaç şu şekildedir:
- Asiklovir (en sık tercih eidlen ilaç)
- Gansiklovir
- Famsiklovir
Tedavi için belirtilen ilaç türevleri sadece bilgilendirme amaçlıdır. Doktor tavsiyesi olmadan hiçbir ilaç kullanılmamalıdır.
Su Çiçeği Tedavi Edilmezse
Su çiçeği tedavi edilmese de bağışıklık sistemi sağlıklı çocuklarda bir problem arz etmez. Kendiliğinden 1 haftada kaybolur. Çocuklarda sadece kaşıntının önlenmesi gerekir. Çünkü çok kaşınırsa tırnaklardan ve ellerden geçen bakteriler döküntülerde enfeksiyona yol açar ve neticede iz kalabilir. Eğer hastalık geçtikten 4-5 gün sonra tekrar ateş yükselirse ikincil bir bakteri enfeksiyonu olma riski vardır.
Riskli grup hastalarda ise tedavisiz bırakılması çok ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
Su Çiçeğine Ne İyi Gelir?
Su çiçeği kendiliğinden geçecek ve kalıcı hasar bırakmayacak bir hastalık olduğundan iyi gelecek şeyler ancak hastalık sürecini konforlu geçirmek için öneriler olabilir.
Bu öneriler şu şekildedir:
- Bol su içilmeli vücudu susuz bırakmak ateşli hastalıklarda önerilmez.
- Mutlaka istirahat edilmeli.
- Gerekirse ağrı kesici-ateş düşürücü ilaçlar alınabilir. (aspirin hariç)
- Ilık su ile duş almak döküntülerdeki kaşıntıların giderilmesine yardımcı olur.
- Duşun ardından kaşıntı giderici ve nemlendirici losyonlar döküntülere nazikçe sürülürse kaşınmanın ve enfeksiyonun önüne geçilir.
- Taze sebze meyvelerin ağırlıklı olduğu yeterli beslenme sağlanmalı.
Su Çiçeğine Ne İyi Gelmez?
Su çiçeği sağlıklı bireylerde ne yapılırsa yapılsın bir süre sonra kendiliğinden geçeceği için genel sağlığı tehlikeye atacak faktörlerden kaçınılması çoğunlukla yeterlidir.
- Bebeklere rutin aşılanmanın uygulanmaması ya da geciktirilmesi yapılmaması gereken şeylerin başında gelir.
- Eğer birey ya da bakmakla yükümlü olduğu bebek, çocuk ve yaşlılar herhangi bir sebeple risk grubuna giriyorsa hastalığın ciddiye alınmaması ve kendiliğinden geçmesinin beklenmesi çok riskli olabilir. Mutlaka hekime başvurulmalıdır.
- Hastalık ortaya çıktıktan sonra istirahat edilmemesi ve okul-kreş gibi yerlerden döküntülerin hepsi kabuklanana kadar uzak durulmaması bulaşıcılığı sağlayarak diğer kişileri de tehlikeye atar.
- Döküntülerin kaşınması probleme yol açabilecek faktörlerden biridir. Özellikle hastanın tırnak hijyeni yoksa ve tırnakları uzunsa ikincil bakteri enfeksiyonları çok rahat gelişebilir. Bu sebeple ileride ciltte izler kalabilir. Tırnaklar kısa tutulmalı ve kaşıntının önüne geçilmelidir.
- Su çiçeği geçiren çocuğa banyo yaptırmamak doğru bir yaklaşım değildir. Hijyenin sağlanması her türlü enfeksiyon hastalığının seyrini olumlu etkiler. Aşırı sıcak ve ya soğuk sudan kaçınarak nazikçe banyo yapılması gerekir.
Hamilelikte Su Çiçeği
Gebelikte su çiçeği önemli ve ciddi bir hastalıktır. Gebe kalmadan önce aşılanması tam olan veya hastalığı geçirmiş olan gebeler için herhangi bir risk bulunmaz. Problem, bağışıklığı olmayan gebelerde ortaya çıkar. Ayrıca aşı canlı virüs içerdiğinden gebelere uygulanması uygun değildir.
Bu durumda yapılması gereken gebeye VZIG (su çiçeği serumu) ya da asiklovir (antiviral ilaç) verilmesidir. Fakat bunun bebekte gelişecek problemleri önleyeceği kesin değildir. Asiklovir ise şiddetli su çiçeği enfeksiyonu geçiren gebelere verilebilir. Asiklovir de serum gibi koruyuculuğu kesin olmayan bir ilaçtır. Bebeğe verdiği zarar sınıflamasında B kategorisindedir, yani bilinen bir zararı yoktur. Pek çok antibiyotik ve ilaç bu sınıfa girmektedir. Faydası zararından çok olacaksa kullanılmasında sakınca yoktur.
Eğer gebe su çiçeği için bağışık değilse, tedavi almazsa ve enfeksiyonu geçirirse, bebekte konjenital su çiçeği sendromu denen bir tablo oluşur. Ciltte zigzag şeklinde izler, kol-bacak yokluğu yada az gelişimi, göz sinirlerinde gelişim bozukluğu, körlük, katarakt, baş çevresi küçüklüğü, kafada su toplanması, beyin ve zeka gelişim problemleri, yutma bozukluğu, böbrek yetmezliği gibi oldukça korkutucu ve ağır bulguları vardır.
Konjenital su çiçeği sendromu gebelikten önce yapılacak 2 doz aşı ile çok düşük maliyet ve zahmetle önlenebilecekken, bilinçsizlik sonucu ne durumlara yol açabilmektedir. Bu da toplum olarak aşılanmanın ve özellikle gebelik öncesi bağışıklık için gerekenleri yapmanın ne kadar önemli olduğunu gösteren bir faktördür.
Yetişkinlerde ve Riskli Gruplarda Su Çiçeği
Suçiçeği için riskli hasta grupları şunlardır:
- Erişkinler ve ergenler
- Bağışıklık sistemi hastalıkları olanlar (immün yetmezlik sendromları, HIV taşıyıcılığı, AIDS hastalığı vb)
- Kemoterapi ve ya çeşitli kanser tedavileri alan hastalar
- İleri yaşlardaki hastalar (65 yaş üzeri)
- Yenidoğan döneminde olan bebekler (0-28 gün arası)
- Organ nakli geçirenler
- Steroid ve ya çeşitli bağışıklık baskılayıcı tedavi alanlar
- Gebeler
Bu hastalarda antiviral tedavi vermek faydalı olabileceği gibi, tedavisiz kalırlarsa oluşabilecek tabloya ilerleyici su çiçeği adı verilir.
İlerleyici su çiçeğinde şu durumlar görülür:
- Çeşitli iç organlarda ve lenf düğümlerinde tutulumlar
- Kanda pıhtılaşma bozuklukları
- Pıhtılaşma bozukluğuna bağlı kanamalar
- Karaciğer tutulumuna bağlı ciddi karın ağrısı
- Suçiçeğine bağlı zatürre
Bunlar arasında en tehlikeli olan zatürredir ve çok kısa süre içinde ölümle sonuçlanabilir. Elbette riskli gruptaki hastalar arasından hastalığı atlatanlar da olacaktır. Fakat kalıcı hasar görme ve ölüm riski, aşı ile çok basit önlenebilecek bir hastalık için çok yüksek risk demektir. Sağlıklı erişkinler de rahatlıkla bir hastanenin enfeksiyon hastalıkları bölümüne başvurarak aşılarını yaptırmalıdır.
Bebeklerde Su Çiçeği
Su çiçeği için bebekler özellikle de yenidoğanlar (0-28 günlük bebekler) riskli gruptadır. Aşının yapılacağı 12. aya kadar enfeksiyonun kapılması durumunda antiviral tedavi verilmesi gerekebilir. Sağlıklı ve ek hastalığı olmayan bebeklerde yalnızca gözlem altında tutulup komplikasyon oluşmaması için uğraşılması da bir yol olabilir. Buna bebeğin durumuna, hastalığın ciddiyetine ve pek çok faktöre göre hekim karar verecektir.
Yenidoğan bebeklerde ise, anne hastalığa karşı bağışık değilse ve hastalığı doğumdan 5 gün önce-2 gün sonra geçirdiyse doğumdan hemen sonra su çiçeği serumu verilerek bebek korunur.
Annenin bağışıklık durumu hakkında bilgi yoksa hastanede yatması gereken prematüre (erken doğan) bebeklerde ve anne bağışık bile olsa 28 haftanın altında doğan ve ağırlığı 1000 gramın altında olan prematüre bebeklerde de serum verilir.
Serum, hastalıkla savaşacak olan maddelerin hızlıca verilmesini sağlar. Çünkü canlı virüs içeren aşı 1 yaşından küçük çocuklara uygulanamaz. Uygulanırsa, bağışıklık sistemi gelişmemiş bebekler bağışıklık cevabı oluşturamaz ve virüs galip gelerek hastalığa yol açar. Serum tedavisine rağmen bebeklerde su çiçeği gelişmesi ihtimali mevcuttur. Bu durumda hastalık geçene kadar hastaneye yatış gerekebilir.
Su çiçeği aşısı, rutin aşı takvimine göre 12 aylık bebeklere ilk doz, 4 yaşındaki çocuklara ikinci doz olarak uygulanmaktadır. Tamamen ücretsiz ve aile sağlığı merkezlerinde yaptırılabilen aşı, bebekleri su çiçeğinden etkin bir şekilde korur.
Başarılı aşılama çalışmaları sayesinde bebeklerde su çiçeği görülme oranı oldukça düşmüştür.
Su Çiçeği için Hangi Doktora Gidilir?
Su çiçeği genelde çocuklarda görülen bir hastalık olduğu için Pediatri uzmanlarına başvurmak gerekir. Eğer yetişkinde meydana gelirse Enfeksiyon Hastalıkları bölümüne başvurulur.
Çocuklarda veya yetişkinlerde ciltte su dolu kabarcıklar oluşmaya başlarsa, ateş çıkarsa ve genel bir hastalık/kırgınlık tablosu hakimse, su çiçeği geçiriliyor olabilir. Özellikle riskli hastalarda (bağışıklık sistemi bozuk olanlar, kanser tedavisi alanlar, steroid kullananlar, yaşlılar, yenidoğanlar gibi) asla vakit kaybedilmemelidir. Çünkü hastalık riskli grupta çok şiddetli hatta ölümcül seyreder.
Su çiçeği ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Su çiçeği kaç günde geçer, kaç gün sürer?
Su çiçeği mikrop vücuda alındıktan ortalama 2 hafta sonra kendini gösterir ve döküntüler ortaya çıktıktan sonra ortalama 7 gün sürer ve kendiliğinden geçer. Riskli hasta gruplarında ve yetişkinlerde daha uzun ve daha ağır seyredebilir.
Su çiçeği nasıl bulaşır?
Suçiçeği oldukça bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın semptomlarını henüz göstermeyen ama mikrobu taşıyan kişiler belirtiler ortaya çıkmadan 2 gün önce bulaştırıcılğa başlar. Döküntülerin ortaya çıktığı tüm hastalar ileri derece bulaştırıcıdır ve döküntülerin hepsi tamamen kabuklanana kadar bu durum devam eder.
En sık damlacık yoluyla bulaşır. Yani, solunum sisteminde virüsü taşıyan hasta bireylerin konuşması, öksürüp hapşırması ile havaya yayılan damlacıklar sağlıklı kişilerin burnundan ağzından girerek bu kişileri de hasta eder. Ayrıca, döküntüsü olan bireylerde, döküntülere dokunulması ve onlarla temas edilmesi de yüksek bulaşma riski taşır. Bu döküntülerin keseciğe dönüşmüş olanları içinde virüs barındırır ve doğrudan hastalığa sebep olur.
En sık bulaşlar, çocukların birbiriyle oyun oynaması, aynı odada ya da aynı evde yaşaması, kreş ortamı gibi oldukça yakın olunan durumlarda gerçekleşir. Ayrıca bağışıklığı olmayan yetişkinlerin de hasta çocuklardan hastalığı kapması mümkündür.
Su çiçeği nasıl başlar?
Suçiçeği başlangıcı genelde sessiz ve çok belirgin olmayan belirtilerle olur. Özellikle temas öyküsü olan çocuklarda, halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık, hafif ateş ile başlar bir süre sonra tipik belirti olan döküntüler ortaya çıkmaya başlar.
Su çiçeği ne zaman bulaşır, ne zaman geçer?
Suçiçeği salgınları en kış kış ve ilkbahar aylarında görülmektedir ama yılın her zamanı görülme ihtimali vardır. Bulaşıcılıkta önemli olan esas faktör hastalığı taşıyan bireylerle temas öyküsüdür. Temas edilmesinin ardından bulaş olduysa ortalama 15 gün sonra belirtiler ortaya çıkmaya başlar. Sağlıklı görünen, henüz belirtileri olmayan hastalar da belirtileri ortaya çıkmadan 2 gün kadar önce bulaştırıcı olmaya başlar. Döküntülerin tamamı kuruyup kabuklanana kadar (ortalama 7 gün) bulaşıcılık sürer. Bu süre içinde bağışıklığı olmayan çocuk ve ya yetişkinlerle temas edilmemesi gerekir.
Su çiçeği aşısı ne zaman, nasıl ve kaç doz yapılır?
Su çiçeği aşısı 2 doz halinde uygulanır. Bunlardan ilki 12 aylık çocuklarda 2.si ise 4-6 yaş arasındadır. Mevsimle ve ya yılın belli bir zamanıyla ilişkili değildir çocuğun yaşı dolduğunda her zaman uygulanabilir. Eğer çocuk 13 yaşını geçtiyse ve hastalığı henüz geçirmediyse arada en az 1 ay olmak kaydıyla 2 doz aşılanması gerekir. Aşı omuz bölgesinden intramuskuler (kas içine) uygulanır.
Su çiçeği aşısı nerede yapılır, devlet yapıyor mu?
Su çiçeği aşısı çocuklar için Sağlık Bakanlığı’nın rutin aşı takviminde yer alır. 12 aylık bebeklere devlet tarafından ücretsiz olarak uygulanır. Bu hizmeti aile sağlığı merkezlerinden (eski sağlık ocakları) almak mümkündür. Zaten bebeğinizin ve ailenizin takibi yapan aile hekimliği tarafından bu konuda uyarılır ve çağırılırsınız.
Suçiçeği aşısı olan hastalığı geçirir mi?
Su çiçeği aşısı tam olan sağlıklı kişiler çok büyük ihtimalle hastalığı geçirmezler. Aşı oldukça yüksek koruyuculuğa sahiptir. Bunun yanı sıra, aşı sonrasında ileri yaşlarda zona oluşma ihtimali de hastalığı geçirmeye göre çok düşüktür bu açıdan aşı mutlaka uygulanması gereken bir korunma yöntemidir.
Yetişkinlerde ve bebeklerde su çiçeği kaç günde geçer?
Yetişkinler ve bebekler suçiçeği için riskli gruptadır. Sağlık problemi olmayan 4-14 yaş arası çocuklar hariç her birey riskli gruptur. Riskli gruplarda 1 haftadan daha uzun sürebilir. Bu hastaya ve genel sağlık duruma bağlıdır, tahmin etmek mümkün değildir.
Su çiçeğinde neler yenmez?
Su çiçeği yemek içmekle bağlantılı bir hastalık değildir. Genel sağlığı tehdit etmeyecek her şey tüketilebilir. Çocuklarda iştahsızlık olabileceği için tadını sevdikleri gıdaları tüketmeye daha gönüllü olabilirler, bunları önüne koymak olumlu bir hareket olur. Yetişkinler için ise hastalık hali hazırda bağışıklık sistemini zorlayan bir durum olduğu için sigara-alkol tüketilmemesi önerilir.
Suçiçeği geçiren bir daha geçirir mi?
Su çiçeği geçiren ve bağışıklık sisteminde problem olmayan kişiler hastalığı bir daha geçirmez. Hastalık geçirilerek de ömür boyu bağışıklık sağlanabilir. Aşılanmak dururken bu riski almak günümüzde makul değildir. Bunun yanında bir daha suçiçeği enfeksiyonu geçirilmez fakat zona dediğimiz önemli bir hastalık tablosu oluşabilir. Zona genelde hastalığın geçirilmesinden seneler sonra 60’lı yaşlarda ortaya çıkar. Çünkü hastalığa sebep olan virüs sinir köklerinde senelerce sessizce saklanır ve sonrasında belirti verir. Oldukça ağrılı, hayat kalitesini düşüren bir hastalıktır.
Su çiçeği aşısı ateş yapar mı?
Su çiçeği aşısı hafif bir ateş ve halsizlik yapabilir. Sağlıklı çocuklarda bu 1 gün kadar sürer ve kaybolur, endişe etmeye gerek yoktur. Fakat aşıdan sonra yüksek ateş, nefes darlığı, ciddi rahatsızlık hali gibi belirtiler oluştuysa alerjik reaksiyon gelişmiş olabilir bu hayati tehdit oluşturacak bir tablodur. Bunun 1 milyonda 1 hastada görüldüğü bilinmelidir, endişe etmeye gerek yoktur bu tip alerjik bir reaksiyon oluştuysa en fazla saatler içinde belirti verir.
Hatta yaşı büyük çocuklarda (13 yaş üzeri) aşıya bağlı hafif bir suçiçeği tablosu oluşabilir. Az sayıda döküntü de görülebilir fakat bunlar hastalığı geçirerek bağışıklanmaktan çok daha tercih edilebilir durumlardır. Bu hastaların da bulaştırıcılığı düşük olsa da vardır yine dikkat edilmesi gerekir.
Su çiçeği ateş yapar mı?
Su çiçeği bir virüs hastalığıdır, bağışıklık sistemi virüs ve bakterilerle savaşırken vücut ısısını yükselterek bu mikropları etkisiz hale getirmeyi amaçlar. Doğal olarak suçiçeği de bir enfeksiyon hastalığıdır ve ateş yükselmesi normaldir.
Su çiçeği kaç yaşında çıkar?
Suçiçeği genel olarak 4-14 yaş arası çocukların hastalığıdır fakat her yaştan bireyi etkileyebilir. Yetişkinlerde, ergenlerde ve 1 yaşa kadar bebeklerde ciddi seyreder, sağlıklı çocuklar için kolay atlatılabilen bir hastalıktır.
Su çiçeği nasıl çabuk geçer?
Suçiçeğinin çabuk geçmesi için yapılabilecek bir şey yoktur. Grip gibi suçiçeği de bir virüs hastalığıdır ve ne kadar belirtilere yönelik tedavi yapılırsa yapılsın bunlar hastalık süresini kısaltmaz yalnızca hastanın konforunu arttırmaya yöneliktir.
Su çiçeği kaşıntısını ne geçirir?
Su çiçeği kaşıntısını geçirmek için kaşıntı önleyici ilaçlar hekim tarafından yazılabilir. Bunların yanında içinde kaşıntı önleyici maddeler bulunan kremler ve losyonlar vardır, bunlar yine hekim tarafından reçete edilecektir. Bunlar uygulanmadan önce nazikçe aldırılan ılık bir duş da kaşıntıya iyi gelecektir.
Su çiçeği boğaz ağrısı yapar mı?
Su çiçeğinin ciddi bir boğaz ağrısına yol açması beklenmez. Virüs solunum yollarından bulaşacağı için hassas çocuklarda ilk günlerde çok hafif bir rahatsızlık hissi olabilir fakat boğazda kızarıklık, iltihap görüntüsü, balgam beklenen bulgular değildir. Bunlar varsa bir hekime danışmak gerekir, büyük ihtimalle geçirilen hastalık suçiçeği değildir.
Su çiçeği öksürük yapar mı?
Su çiçeği özellikle ilk hafif ve kuru bir öksürük yapabilir fakat rutin hastalık seyri sırasında, balgamlı, iltihaplı öksürük beklenmez. Sürekli devam eden, çocuğun boğulacak gibi olduğu kuru öksürük de beklenmez. Fakat yetişkinlerde ve riskli hasta gruplarında öksürük gelişebilir, bu hastalığın akciğerlere inip zatürreye sebep olmasından kaynaklanıyor olabilir, çok ciddi bir belirtidir hemen hekime başvurulması gerekir.
Su çiçeği nasıl bir hastalıktır?
Suçiçeği, varicella virüsünün sebep olduğu ateşli, döküntülü ve oldukça bulaşıcı bir hastalıktır. Özellikle döküntüler tipik olarak içi su dolu kabarcıklar şeklinde yüzde, saçlı deride ve gövdede yayılır, oldukça kaşıntılılardır. Genelde 4-14 yaş arası çocukları etkiler. Yetişkinlerde ve ergenlerde ağır seyredebilir. Bağışıklık sistemi problemi olmayan ve riskli grupta bulunmayan kişilerde kendiliğinden geçer ve tedaviye gerek duyulmaz.
Su çiçeği hamile kadınlara bulaşır mı?
Eğer gebe kalmadan önce hastalık için gereken aşı olunmadıysa ve ya hastalık geçirilerek bağışıklık kazanılmadıysa gebe kadınlara hastalık bulaşabilir. Hatta gebe kadınların bağışıklık sisteminde doğal olarak düşmeler yaşanabileceği için hastalığı çok daha ağır ve yoğun geçirirler, mutlaka hekime başvurmak ve bebek için gereken önlemlerin alınması gerekir.
Su çiçeği çıkaran çocuğa banyo yaptırılır mı?
Su çiçeği geçirirken duş alınmasının ve banyo yapılmasının hiçbir sakıncası yoktur. Yalnızca aşırı sıcak su döküntüleri patlatıp ağrı-sızıya yol açabilir. Bunun dışında kaşıntıyı da arttırır. Fakat ılık duş hem cilt hijyeninin sağlanması için hem de kaşıntının azaltılması için oldukça faydalıdır. Banyo yaptırırken çocuğu keselemek, liflemek, kabarcıkları patlatmaya çalışmak asla yapılmaması gereken şeylerdir, bu kabarcıklar patlarken başka bir bakteri cilde yerleşirse bakteriyel enfeksiyonlar oluşur ve neticede çocukta hastalığa bağlı izler kalır.
Su çiçeği geçirirken denize girilebilir mi?
Su çiçeği geçirirken çocuklar zaten halsiz, kırgın ve ilgisiz olurlar doğal olarak kendileri denize girmeye çok istekli olmayacaklardır. Bunun yanında denizden çıktıktan sonra ciltte kalan tuzlu su kaşıntıları arttırabilir, bazı çocuklarda rahatlatabilir de. Yalnız döküntülerin patlaması ile enfeksiyon bulaşma riski olduğu için denize girmek genel olarak önerilmez.
Yetişkinlerde de ciltten enfeksiyon kapma riskli vardır fakat yetişkinler zaten hastalığı daha ağır geçireceği için büyük ihtimalle denize girmeye niyetlenmeyeceklerdir.
Su çiçeği çıkaran çocuğa ne yapılır?
Su çiçeği çıkaran çocuk eğer bağışıklık sistemi problemi yaşamıyor, steroidli ilaçlar kullanmıyor ve ya çeşitli sebeplerle bağışıklık sistemi baskılayıcı tedaviler görmüyorsa, ekstra bir tedavi ihtiyacı yoktur. Hastalık kendiliğinden iyileşecektir. Bu süreçte çocuğun düzgün ve yeterli beslenmesi sağlanır. Susuz kalmaması için bol su içirilir. Gerekiyorsa ağrı kesici-ateş düşürücü ilaçlar kullanılabilir. Döküntüleri çocukların kaşıyıp patlatarak tekrar bir cilt enfeksiyonu oluşturmaması için kaşıntı önleyici losyonlar ve ılık duş oldukça faydalıdır, ateşin de düşmesine yardımcı olur. Çocuğun tırnak ve genel vücut hijyeninin sağlanması çok önemlidir çünkü döküntüler üzerinde ikincil bir enfeksiyon oluşursa döküntüler iz bırakır.