K Vitamini Eksikliği

K vitamini eksikliği, vücutta yeteri miktarda k vitamininin olmaması durumu olup tedavisi K vitamini takviyesiyle yapılır

K Vitamini Eksikliği Nedir?

Vücudumuzun hem sağlıklı olabilmesi hem de birçok hastalıklardan korunması için bizlerin vitaminlere ihtiyacı vardır. Bu vitaminler genellikle mikro besin olarak tanımlanmaktadır. 

Vücudumuz doğal olarak yeteri kadar vitaminleri üretemez ve bu yüzden vitaminleri doğru ve dengeli bir şekilde diyetlerimize eklemeliyiz. 

K vitamini özelinde vitaminler üzerine halen yeni araştırmalar yapılmaktadır. D vitamini ve kalsiyum minerali kemik sağlığı için çok önemli olduğu bilinmektedir. 

Yeni araştırmaların ışığında kemik sağlığı için K vitamininin de en az kalsiyum ve D vitamini kadar önemli bir vitamin olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Öyle ki K vitamini “3K” olarak yani kalp, kemik ve K vitamini şeklinde bilimsel olarak isimlendirilmektedir.

K vitamini ismini koagülasyon (pıhtılaşma) vitaminlerinden almaktadır. K vitamini birçok alt grubu olsa da bizlerin diyetinde en çok bulunan ve bilinmesi gereken K1 (filokinon) ve K2 (menakinon) vitaminleridir. 

K1 vitamini özellikle yeşil renkli sebzelerden daha çok alırken K2 vitamininin ise bir kısmı K1 vitamininden dönüşürken asıl kısmı ise bağırsaktaki gram pozitif bakterilerin aldığımız besinleri sentezlemesi sonucunda üretilmektedir.

K vitamini, vücuttaki bazı proteinlerin karaciğerde üretilmesinde görev alarak kanın pıhtılaşmasına yardımcı olarak vücudun iç ve dış bölgelerinde aşırı kanama riskini azaltmaktadır.

Eğer vücutta K vitamini eksikliği varsa karaciğer yeterli protein üretemez ve sağlıklı pıhtılaşma gerçekleşmeyerek en ufak bir kesikte dahi aşırı kanama gerçekleşir. 

Özellikle K2 vitamini eksikliğinde damar sertliği ve kemik yapısındaki kolay kırılmaların oranında ciddi artışlar bilimsel olarak defalarca kanıtlanmıştır.

K vitamini eksikliği yetişkinlerde çok sık görülmemektedir. Çünkü yetişkin bireyler K1 vitamini içeren gıdaları alarak hem K1 vitaminini hem de K1 vitamininden K2 vitamini bağırsaklar sayesinde sağlamaktadırlar. 

Özellikle K vitamini eksikliği yenidoğanlarda daha sık yaşanmaktadır. Bu durum yenidoğanların hemorajik (kanamalı) hastalığı olarak bilinmektedir.

K Vitamini Eksikliği Belirtileri Nelerdir?

K vitamini eksikliğinde görülen hastalıklar ve belirtiler ciddi sorunlar yaşatmaktadır. Halen bilim dünyasında K vitamini eksikliği ile oluşabilecek ya da oluşmasındaki risk faktörü olarak yer alacağı hastalıklar araştırılmaktadır. 

  • Kanama: K vitamininin en önemli özelliklerinden bir tanesi kanın sağlıklı bir şekilde pıhtılaşmasını sağlayan pıhtılaşma proteinlerinin oluşması için gerekli bir vitamin olmasıdır. Bu yüzden K vitamini eksikliğinde hastalar her zaman en ufak bir kesik ya da yarada hızlı bir şekilde pıhtılaşma (geç protrombin zamanı) oluşmadığı için aşırı kanama riski ile karşı karşıyalardır. Bazı nadir durumlarda çok ağır travma sonrası aşırı kanamaya bağlı ölümler yaşanmaktadır. Kadın hastalarda K vitamini eksikliğinde ağır bir adet dönemi yaşanabilir. Bu durum daha fazla kanama ve daha uzun bir adet dönemi ile karakterize bir adet dönemidir (menoraji). Normal adet kanamalarında ortalama 45 mililitre kan kaybı olurken K vitamini eksik olan kadınlarda kan kaybı 90 mililitre ve daha fazlada olabilmektedir. Gastrointestinal (sindirim) sistem mukozası yüzeyinde K vitamini eksikliği ile oluşan kanamalar özellikle bazı antibiyotik ilaçların kullanımı sonrası gelişmektedir. Doğum öncesi döneminde özellikle epilepsi ilaçları (antikonvülsan) ya da kan sulandırıcı kullanan annelerin doğan bebeklerinde K vitamini eksikliği nedeniyle yenidoğanın hemorajik (kanamalı) hastalığı yaşanmaktadır. Nadirde olsa doğum sonrası profilaksi (koruma) amaçlı K vitamini verilememesi ile bu kanamalar ilk 24 saat içinde gerçekleşir. Kanamalar göbek çevresinde, ciltte, burun ve gastrointestinal sistemin içinde, erkek çocukların sünnet bölgesinde ve topuk kanı alınan bölgede durmayan kanama ile karakterizedir. Bebeklerde kanlı gaita (melena) ve bazen siyah renkli kusma (hematemez) görülmektedir. Ekseriyetle kronik K vitamini eksikliği olan hastalarda herhangi bir fiziksel neden ile oluşmayan damla şeklinde burun kanaması (epistaksis) veya diş etlerinden süzülen tarzda spontan kanamalar meydana gelebilir. Kolay bir şekilde ciltte morarma ve tırnak altında kanama ya da pıhtılaşma oluşmaktadır.
  • Osteoporoz (kemik erimesi): Özellikle menopoz sonrasında östrojen sentezi azaldığından kemik mineral kitlesinde var olan azalma K vitamini eksikliği ile daha da hızlanmaktadır. K vitamininin, kemiklerin oluşumunu ve mineralizasyonunu (kemiğin daha sağlam olmasını) oluşturan osteokalsin gibi proteinlerin yapısı üzerinde olumlu etkileri vardır. Bu dönemde özellikle K vitamini eksikliği ile kalça kırıkları özelinde kemik yapısının zayıflaması ile patolojik kemik kırıkları oranı artmaktadır. Ayrıca K vitamini eksikliği ile düzensiz yapıdaki kemik mineralizasyonu özellikle yaşlı bireylerde kireçlenmeyi (osteoartrit) hızlandırarak eklem hareketlerinde kısıtlanma ve inflamasyon (iltihaplanma) riskini artırmaktadır.
  • Damar sertliği ve kalp hastalıkları: K2 vitamini, kalsiyumun bağırsak emilimi sonrasında nerede biriktiği ya da nerede depolandığı konusunda karar verici bir vitamindir. Koroner damarlarda yani kalbi besleyen damarlarda K2 vitamini eksikliği ile kalsiyumun birikmesi daha da artmaktadır. Damar içi kalsiyum birikmesi sonucunda gelişen damar sertliği ileride oluşacak kalp hastalıkların temel başlangıç noktası olacaktır. Özellikle kronik böbrek hastalığı olan kişilerde bu damar içinde kalsiyum birikmesi ile oluşan damar sertliği daha da fazladır. Ayrıca son zamanlarda yapılan bilimsel araştırmalar ışığında K vitamini eksikliğinin yaşlılarda bunama (demans) ve alzheimer hastalığına neden olduğu konusunda pozitif sonuçlar vermektedir.

K Vitamini Eksikliği Nedenleri Nelerdir?

K vitamini eksikliği genel olarak yetişkinlerde nadir görülmektedir. Bunun nedeni K vitamini besinlerden yeterli kadar sağlanmasıdır. Bazen yetersiz beslenme, bağırsaklarda emilim bozuklukları ve özellikle karaciğer hastalıklarına bağlı olarak K vitamini eksikliği oluşur.

Karaciğerde üretilip (sentezlenen) safra yolu ile ince bağırsağa dökülen safra asitleri ince bağırsak içinde yağ emilimini sağlamaktadır. Yağ emilimi düzgün olan bağırsak mukozasında yağda eriyen bir vitamin olan K vitamini de sağlıklı bir şekilde emilir. 

Siroz, viral veya alkole bağlı hepatit gibi karaciğer hastalıklarında safra asiti üretimi azalarak ince bağırsakta yağ emilimi bozulur. Yağ emiliminin yapılamadığı bağırsakta K vitamininin de düzgün bir şekilde emilimi yapılamadığından K vitamini eksikliği yaşanır.

Eğer safra kesesinde ya da safra yollarında taşa bağlı bir tıkanma var ise safra asitleri ince bağırsağa ulaşamaz ve yağ emilimi ile birlikte K vitamini emilimi de bozularak K vitamini yetersizliği meydana gelir.

İnflamatuar bağırsak hastalıkları, çölyak hastalığı ve kronik pankreatit (pankreas iltihabı) hastalıkları ile bağırsaklarda yağ emilimi yetersizliği (malabsorbsiyon) ile K vitamini emilimi azalarak K vitamini eksikliği gelişir. 

Bağırsak ameliyatı sonucunda bağırsağın bir kısmı çıkarılmış kişilerde K vitamini emilimi azalması ile K vitamini eksikliği gelişme riski yüksektir.

Antibiyotikler bağırsak florasındaki K1 vitamini emilimini yapan ve K1 vitamini K2 vitaminine çeviren bakterilere zarar vermesi nedeniyle K vitamini eksikliği ile sonuçlanabilir. Ayrıca Warfarin adlı kan pıhtılaşmasını (kan sulandırıcı) önleyici ilaçları yüksek doz kullanmak K vitamininin oluşumunu engellemektedir.

Yeni doğmuş bebeklerde K vitamini eksikliğine bağlı yenidoğanın kanamalı hastalığı doğumdan sonraki ilk 24 saatte görülmeye başlanmaktadır. 

Nedenleri ise şunlardır:

  • Yeni doğmuş bebeğin bağırsak florasının gelişmemiş olması (steril) nedeniyle K vitaminin yapılamıyor olması.
  • Anne sütünün yeteri kadar K vitamininden zengin olmaması.
  • Annenin plasentasından K vitamininin yeterli bir şekilde bebeğe geçmemesi. Özellikle bu K vitamini transferi epilepsi ya da nöbet önleyici (antikonvülsan) ilaç kullanan annelerde daha sık görülmektedir.

K Vitamini Eksikliği Teşhisi

Fiziksel muayene sırasında doktor hastanın küçük bir kesik ya daa yara sonrası kanamasının ne kadar sürdüğünü sorgular. Uzun süren kanama öyküsü hastada bir pıhtılaşma süresi bozukluğunun olduğu şüphesini doktorda yaratır. 

Doktor, hastanın K vitaminini besinlerden ne kadar aldığını araştırarak K vitamini eksikliği üzerinde durabilir. Ayrıca hastanın antibiyotik, antikonvülsan veya kan sulandırıcı ilaç öyküsü olup olmadığı doktor tarafından sorgulanır. 

Hastada bağırsaklardan yağ emilimini azaltan hastalıkların (çölyak hastalığı, kolestaz vb.) olup olmadığı doktor tarafından öğrenilir. Hastanın genel beslenme alışkanlıkları öğrenilerek hangi besinlerden ne kadar vitamin sağladığı netleştirilir.

Hastanın cilt altı kılcal damarlarının kanaması ile oluşan ekimozlar (çürük) ve kanamaya bağlı cilt üzerindeki mor noktalar yani peteşiler fiziksel muayene sırasında hastada olabilir. 

Yenidoğanın hemorojik (kanama) hastalığında bebeklerin göbek çevresinde kanama, yüz ve kafa bölgesinde morluklar göze çarpabilir. 

Eğer bebekte kafa içi (beyin) kanaması oluşmuş ise kusma, epilepsi ve gözün aşağıya doğru kayması (batan güneş manzarası) gibi bulgular fiziksel muayeneye eşlik edebilir. 

Fiziksel muayene sonucunda doktor, K vitamini eksikliği şüphesini netleştirmek için daha ayrıntılı tetkikler hastasından isteyebilir.

  • Protrombin zamanı (PT) testi: Hastalardan alınan kanın ne kadar sürede pıhtılaştığı bu test ile ölçülmektedir. Hastadan alınan kan içerisine çeşitli kimyasallar eklenerek kan içerisinde reaksiyon oluşturulur. Protrombin, karaciğer tarafından üretilen bir proteindir. Bu protein ile K vitamini kanın pıhtılaşmasını sağlamaktadır. Normal bireylerde pıhtılaşma süresi genelde 11 ile 13.5 saniye arasında olmaktadır. Eğer test süresi 13.5 saniyenin üstünde olursa, doktor, fiziksel muayene ve protrombin zamanı testi sonucu ile K vitamini eksikliği teşhisi koyabilmektedir.
  • INR (International Normalized Ratio) testi: Aslında bu test protrombin zamanı testinin uluslararası bir standart yakalaması için dünyadaki farklı laboratuvar sonuçlarını karşılaştırılması ile oluşur. Normal değer aralığı 0,8 ile 1,1 arasında olmalıdır. Eğer bu değer üzerinde bir sonuç çıkar ise K vitamini eksikliği tanısı konur ve tedavi planlanır.

K Vitamini Eksikliği Tedavisi

K vitamini eksikliğinin tedavisi kanamanın şiddetine ve altta yatan diğer hastalıklara göre değişmektedir. Tedavi genel şekli ile K vitamini takviyesi (fitonadion) ile sürdürülür. 

Hayatı tehdit eden bir kanama söz konusu ise hastaya K vitamininden önce halk arasında “sarı kan“ olarak bilinen taze donmuş plazma (eksik olan pıhtılaşma proteinleri) verilir.

Yetişkinlerde K vitamini kas içine (intramüsküler) ya da deri altı (subkutan) yol ile verilmektedir. Eğer K vitamini uygulaması sonrası hastanın protrombin zamanı (PT) normal düzeyine geri gelmez ise alta yatan bir karaciğer hastalığı ya da dissemine inravasküler koagülasyon (yaygın damar içi pıhtılaşması) gibi hastalıklar göz önünde bulundurulmalıdır.

Eğer hastada K vitamini yetersizliği yapabilecek çölyak hastalığı, kistik fibrozis ya da karaciğer hastalıkları var ise bu hastalıkların tedavisi planlanır. 

Eğer hastada antibiyotik ya da antikonvülsan ilaç kullanım öyküsü var ise bu ilaçların alımı durdurulur. Warfarin gibi kan sulandırıcı ilaçların dozajları hastanın kanamasına göre yeniden düzenlenir. 

Eğer kas içinden veya deri altı K vitamini verilmesinden sonra deri altında hematom (morluk veya çürük ) oluşursa oral yoldan K vitamini verilmektedir. 

K vitamini ihtiyacına göre dozaj ayarlaması hekimler tarafından yapılmaktadır. Hastanın karaciğer ya da safra yollarına bağlı bağırsak emilim bozuklarında oral yoldan K vitamini uygulanamaz. Oral form sadece sindirim sistemi içinde herhangi bir emilim bozukluğu olmayan kişilere verilmektedir.

Acil durumlarda K vitamini (fitonadion) yüksek dozlarda verilebilir. Acil durumlarda hastanın alerji hikayesi alınamadığından anaflaktik (alerjik şok) şok gelişme riskine karşı 1 mg K vitamini Dekstroz gibi solüsyon serumlar içinde karıştırılarak hastalara verilir. 

Damar içinden K vitamini verildikten sonra hasta yakın takip edilmelidir. Çünkü nadir durumlarda hastalar kardiyopulmoner arrest dediğimiz kalp ve akciğer fonksiyonlarının durması ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Serum içinden verilen K vitamini ile K vitamini eksikliği 12 ile 24 saat içinde düzelir.

K Vitamini Eksikliği Tedavi Edilmezse

Tedavi edilmeyen K vitamini eksikliğinin yarattığı komplikasyonlar yaşa göre değişiklik göstermektedir. 

Yenidoğanlarda, yenidoğanın erken hemorojik (kanama) hastalığı doğum sonrası 1. gün ile 7. gün arasında gelişerek bebeklerde kafa içi ve beyin kanaması (intrakranial kanamalar) ve retroperitoneal yani batın (karın) içi kanamalar görülmektedir. Yenidoğanın geç hemorojik hastalığı ise doğum sonrası ilk 3 ay içinde görülmektedir.

Yetişkinlerde uzun dönem K vitamini eksikliği neticesinde kemik yapısındaki mineralizasyonu ve kemik yapısını yeniden biçimlenmesini destekleyen osteokalsin gibi proteinlerin yapısı bozularak hastalarda özellikle menopoz sonrası kadınlarda kemik erimesini hızlandırdığı bilinmektedir.

K vitamininin kalsiyumun nerede depolanması veya birikmesi üzerinde etkili olması nedeniyle uzun dönem K vitamini eksikliğinde kalp damarları içerisinde kalsiyum depolanması ile oluşan damar sertliği hastalığının daha erken oluşma riskini artırmaktadır.

K Vitamini Eksikliğine Ne İyi Gelir?

K vitamini yetmezliğini önlemenin en doğal yolu günlük aldığımız besinleri K vitamininden zengin besinler ile takviye etmek olacaktır. Özellikle kan sulandırıcı ilaç kullanan kişilerin doktor ya da diyetisyen kontrolünde günlük K vitamini ihtiyacının belirlenmesi gereklidir.

  • Yeşil sebzeler: Ispanak, pazı, rapini (yabani brokoli), brokoli gibi sebzeler yüksek miktarda K vitamini içermektedirler. Çiğ, haşlanmış ya da garnitür şeklinde öğünlere eklenebilir. Bu sebzeler aynı zamanda A ve E vitamini yönünden zengin olmasının yanımda iyi birer antioksidandırlar.
  • Ciğer: Karaciğer, sakatat olarak kabul edilir ve en besleyici sakatatlardan birisidir. Ancak yüksek kolestrol içerikli bir besin olduğu için obez tanısı almış kişiler ile yüksek trigliserit ya da yüksek kolesterolü olan kişilerin karaciğeri dikkatli tüketmesi gerekmektedir. 100 gram ciğer eti günlük K vitamini ihtiyacının yüzde 44’ünü karşılamaktadır. Aynı zamanda diğer yağda eriyen vitaminler (A, D, E), demir, çinko ve B grubu vitaminleri içermektedir.
  • Karnabahar: Karnabahar yüksek miktarda K vitamini içermektedir. Özellikle 100 gram karnabahar günlük K vitamini ihtiyacının yüzde 30’unu sağlamaktadır. Ayrıca C vitamini, fosfor, magnezyum ve B vitaminlerini içermektedir. Özellikle kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalara tavsiye edilmektedir.
  • Kuşkonmaz: Kuşkonmaz, A, B, C vitaminleri içermesi yanında 100 gramı günlük K vitamini ihtiyacının yüzde 20’sini karşılamaktadır.

Diğer K vitamini içeren gıdalar şunlardır:

  • Brüksel lahanası
  • Maydanoz
  • Pancar yaprağı
  • Bezelye
  • Avokado, üzüm, yaban mersini
  • Kivi, çilek, böğürtlen 
  • Yumurta
  • Süt ve süt ürünleri
  • Ceviz, fındık ve kaju benzeri kuruyemişler

K Vitamini Eksikliğine Ne İyi Gelmez?

  • Bilinçsizce ya da uzun süreli kullanılan antibiyotikler bağırsak florasındaki K1 vitamininin K2 vitaminine çeviren bakterileri öldürmesi ile K vitamini eksikliği gelişme riskini artırmaktadır.
  • Kan sulandırıcı ilaçların uzun süreli kullanımında K vitaminin üzerinde olumsuz etkisi ile K vitamini eksikliği gelişebilmektedir. Asetilsalisilik asit ve alüminyum hidroksit içeren antasit ilaçlar K vitamininin emilimi üzerindeki olumsuz etkileri ile K vitamini eksikliği meydana gelmektedir.
  • Crohn, ülseratif kolit veya çölyak hastalığı nedeniyle bağırsaklarda kronik iltihabı olan hastalarda K vitamini emilim bozukluğu yaşandığı için K vitamini eksikliği gelişme riski vardır.
  • Yeteri kadar yeşil sebze, meyve, et ve süt ürünleri ile beslenmeyen kişilerde K vitamini eksikliği saptanmaktadır.
  • Doğum öncesi hamile kadınların kullandığı epilepsi ilaçları (antikonvülsan) doğum sonrası yenidoğanlarda yenidoğanın hemorajik (kanama) hastalığı gelişme riski artmaktadır.
  • Kronik karaciğer hastalığı ve safra kanalı tıkalı olan hastalarda malabsorbsiyon (emilim bozukluğu) nedeniyle K vitamini eksikliği meydana gelmektedir.
  • Sigara ve alkol kullanımı K vitamini eksikliğini geliştirme sürecini hızlandırmaktadır.

K Vitamini Eksikliği İlaçları

K vitamini eksikliğinde ilaç tedavisinin amacı K vitaminin eksikliğinin düzeltmek, hasta olma oranını düşürmek ve ileride oluşacak komplikasyonların gelişmesini önlemektir.

Yeni doğan bebeklere verilen K 1 aşısı bebekleri, yenidoğanın hemorojik (kanamalı) hastalığından koruyacaktır. 

K1 vitamini (filokinon) damar, kas ya da ağız yolu ile kanamanın şiddetine göre günde veya haftada 20 mg’a dozlarda hastalara verilmektedir. 

Özellikle antibiyotik veya antikonvülsan ilaç öyküsü olan kişilerde malabsorbsiyon (emilim bozukluğu) göz önüne alınarak gelişebilecek kanama riski nedeniyle iyi bir doz ayarlaması yapılmalıdır. 

Eğer ciddi bağırsak emilim bozukluğu olmayan hastalarda damar veya kas yolundan verilen K vitamini ardından bu bölgelerde ciddi morluk ya da çürük oluşuyor ise hastalara oral yoldan K vitamini verilebilir.

Yeni doğan bebeklere doğumdan hemen sonra 1 mg K vitamini kas yolu ile verilmektedir. Çok ciddi emilim bozukluğu olan bebeklerde K vitamini ağız yolu ile verilebilmektedir. 

Genelde Hollanda ve İsviçre uygulaması adı altında K vitamini oral yolla verilmektedir. Ekseriyetle dozaj uygulaması 2 ile 4 mg arasında değişmektedir. 

K vitamini uygulaması sonrası yanıt alınamayan hastalarda ya da çok ciddi kanaması olan hastalara taze donmuş plazma (sarı kan) verilmektedir. 

Taze donmuş plazma uygulamasının ne kadar fayda sağladığını takip etmede pıhtılaşma testleri ile kullanılmaktadır. Bu işlem kanama kontrol altına alınana kadar devam edilmelidir.

Gebelikte K Vitamini Eksikliği

Özellikle hamile kadınların dengeli bir K vitamini beslenme alışkanlığı geliştirmesi gerekmektedir. Hamile kadınların günlük olarak en az 90 mcg K vitaminini sebze ve diğer et ve süt ürünlerinden alınması gerekmektedir.

Özellikle nöbet ya da epilepsi ilacı kullanan hamile kadınlarda K vitamini ile beslenme çok önemlidir. Yeşil sebze, günlük taze süt, peynir ve yağsız kırmızı et ile günlük öğünlerini zenginleştirmelidirler.

Gebeliğin son 3 ayında (3. trimester) hormonal ya da genetik faktörlerin etkisi ile çok sık olmasa da hamile kadınlarda gebelik kolestazı (gebelik kaşıntısı) görülmektedir.

Sıklıkla karaciğerden üretilen, safra kesesinde depolanan ve bağırsaklarda emilimi sağlayan safra asitleri bu dönemde azalarak besinlerin emiliminde kısıtlama yaşatabilir. Bu yüzden bu dönemde gebelik kolestazı yaşayan hamile kadınların daha fazla K vitamini alması söz konusu olabilmektedir.

Kadın doğum uzmanı bir doktorun kontrolü ve tavsiyesi üzerine K vitamini ile etkileşen ilaçları kullanan hamile kadınların bebeklerinde yaşanacak K vitamini eksikliğini önlemek amacıyla 35 ile 36. gebelik haftasından itibaren günde 10 ile 15 mg tablet şeklinde K vitamini alabilirler.

Sadece doktor tavsiyesi ile K vitamini ya da diğer ilaçların gebelikte kullanılması çok önemlidir.

Bebeklerde K Vitamini Eksikliği

K vitamini eksikliği ile gelişebilen yenidoğanın hemorojik (kanamalı) hastalığı sonucunda kanın pıhtılaşması gecikir ya da oluşmaz ve bunun sonucunda bebeklerde durmayan bir kanama başlar. 

Kanama vücudun herhangi bir yerinde başlayabilir. Genellikle bağırsak lümeni içinde, göbek çevresinde görülmektedir. Beyin ve çevre dokularda kanama gelişerek oluşacak beyin hasarı sonucunda bebek kayıpları yaşanabilmektedir. 

Bu gibi sorunların yaşanmaması için doğumdan hemen sonra K vitamini aşısı yapılmalıdır. K vitamini aşısı ek gıdalara başlayana kadar yani 6. aya kadar bebeklere kas içi yolu ile verilir.

Yenidoğanın hemorajik (kanama) hastalığı 3 döneme ayrılmaktadır.

  • Erken dönem: Özellikle annenin kullandığı ilaçların (antikonvülsan ya da antibiyotik) etkisi ile ilk 24 saate gerçekleşir. Sıklıkla bebeğin göbek deliği çevresinde ve kafa içinde (intrakranial) kanama şeklinde gerçekleşir.
  • Klasik dönem: Doğumdan sonraki 2. ile 7. günleri arasında görülen ve genellikle deri, gastrointestinal sistem içerisinde ve özellikle kan alınan yerlerde kanama şeklinde görülmektedir.
  • Geç dönem: Doğumdan sonraki 2. ile 6. ayı arasında görülen ve doğum sırasında K vitamini aşısı almayan bebeklerde gerçekleşmektedir. Kanama, bebeğin cilt altında gelişen morluklar şeklinde oluşması ile görülmektedir.

Bazı nadir durumlarda (özellikle antibiyotik kullanan ve ishali olan) bebeklerde K vitamini aşısı yapılmasına rağmen K vitamini eksikliğine bağlı kanama oluşacağı unutulmamalıdır. Bu nedenle bebeklerin her zaman çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı tarafından belli periyodlarla kontrol edilmesi çok önemlidir.

Çocuklarda K Vitamini Eksikliği

Çocuklarda K vitamini eksikliği çok nadir görülmektedir. Özellikle çölyak hastalığı gibi kronik bağırsak hastalıkları ya da huzursuz bağırsak sendromu olan çocuklarda gelişen malabsorbsiyon (emilim bozukluğu) nedeniyle K vitamini emilimi bozulmaya uğrayarak K vitamini eksikliği yaşanır.

Enfeksiyon sonrası uzun dönem antibiyotik kullanan çocuklar kısa dönem süresince K vitamini eksikliği yaşayabilirler.

Eğer çocuklarda sık sık morarma, ufak bir kesik nedeniyle bile uzun süren kanamalar ya da hiçbir neden yokken burun ve diş eti kanaması oluyorsa en yakın zamanda çocuk sağlığı ve hastalıkları bölümünden ya da çocuk hematoloji bölümünde bulunan uzman doktorlardan destek alınması gereklidir.

Çocuklarda günlük K vitamini gereksinimi şu şekildedir:

  • 1 ile 3 yaş arasında günlük 30 mcg (mikrogram)
  • 4 ile 8 yaş arasında günlük 55 mcg (mikrogram)
  • 9 ile 13 yaş arasında günlük 60 mcg (mikrogram)
  • 14 ile 18 yaş arasında günlük 90 mcg (mikrogram)

K Vitamini Eksikliği için Hangi Doktora Gidilmeli?

Genel olarak K vitamini eksikliğinde İç Hastalıkları Bölümüne gidilerek uzman bir dahiliye hekimine muayene olunması gereklidir. Daha sonra dahiliye uzmanı gerek görür ise hastayı dahiliye bölümünün yan dalı olan Hematoloji Bölümünden bir hematoloji bölümü doktoruna (hematolog) yönlendirebilir.

Eğer kan sulandırıcı ilaçlar bir kardiyoloji uzmanı tarafından hastalara verildiyse yine bir kardiyoloji uzmanı ile K vitamini tüketimi ya da ne kadar alınması gerektiği hakkında bilgi alınabilir.

Hamilelikte kullanılan ilaçların K vitamininin emilimi üzerindeki etkilerini, doğum öncesi ve sonrasında ne gibi risklerin olduğunu öğrenmek için hamile kadınlar bir Kadın Doğum uzmanına danışılabilirler.

Eğer aşağıdaki belirtilerden birine sahipseniz uzman bir doktora muayene olmalısınız:

  • En ufak kesik ya da yara sonrası uzun süre kanamanız durmuyorsa
  • Vücudunuz herhangi bir yerinde çok kolay bir şekilde morarmalar yaşıyorsanız
  • Ufak düşme ya da darbeler sonrasında kolay kemik kırılması yaşıyorsanız
  • Burundan damla şeklinde kanamalar oluyorsa, diş etleriniz çok sık kanıyorsa
  • Son dönemlerde adet düzeninizde değişiklik yaşadıysanız
Makaleyi faydalı buldun mu?
1
0
Makeleyi Paylaşın

K vitamini eksikliği ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

K Vitamini Eksikliğinde Ne Olur?

K vitamini eksikliği nedeniyle kanama sırasında ihtiyacımız olan pıhtılaşmanın geç oluşması ya da oluşamaması ile vücudumuzun iç ya da dış bölgelerinde uzun süren kanamalar meydana gelir. K vitamini eksikliği ile şu belirtiler görülebilir:

  • Sebepsiz burun ve diş eti kanaması
  • Sindirim sistemi içindeki kanamalar
  • Beyin ve kafa içi kanamaları 
  • Uzun süren adet kanamaları
  • Cilt altında morarmalar ve tırnak altı hemorojik (kanama) noktalar
Dr. Erhan İncel