Sivilce İzleri

Sivilce İzleri Nedir?

Sivilce, dünya çapında en yaygın görülen cilt sorunudur. Ergenlik döneminin başlangıcıyla birlikte hormon seviyeleri değişir ve sivilcelenme başlar. İlerleyen dönemlerde ise her yaş grubu ve cinsiyette görülebilir. Her sivilce oluşumu tedavi gerektirmez. Ancak yaygın, iltihaplı ve tekrarlayan sivilcelerde ilaç tedavisine ihtiyaç duyulur.

Sivilcelerin tedavi edilmemesi ya da geçmesi için yapılan yanlış müdahaleler, skar adı verilen izlerin oluşmasına yol açar. Çünkü sivilce, cildin gereğinden fazla esnemesine ve folikül çeperinde (kıl kökü) yırtıklara neden olabilir. Bu durum yüzeysel sivilcelerde hafif etkiler uyandırırken, iltihaplı sivilcelerde cilt altı dokularında hasara yol açacaktır.

Yüzeysel sivilceler söndükten sonra cilt kendini sorunsuz bir şekilde onarabilir. Ancak sivilce nedeniyle oluşan tahribat dermisi (cildin orta tabakası) etkilemişse, cildin onarımı sırasında iz meydana gelebilir. Bu durumun sebebi ise, iyileşme sırasında bağ dokusu ve deri dokusunun yer değiştirmesidir. Derinin yerini alan bağ dokusu daha açık ya da daha koyu renkli, buruşuk görünümlü ve kabarık dokusu ile kalıcı bir iz oluşturur.

Ergenlik döneminde akne problemi yaşayan kişilerin %30’u, ilerleyen dönemlerde sivilce izleri taşımaktadır. Bu durumu engellemek için problemli sivilcelerin ihmal edilmemesi ve tıbbi yardım alınması gerekir. Aksi halde cilt dokusundaki bozulmamalarla birlikte kişide özgüven düşüşü, psikolojik çökkünlük ve depresyon gibi durumlar da ortaya çıkabilir.

Sivilce İzi Nedenleri

Sivilceler çok derin ya da iltihaplı ise, oluştukları folikülün yırtılmasına ve cilt altına sızmaya neden olabilirler. Bu durum cildin orta tabakası olan cildin orta tabakasında gerçekleşirse çukurlaşma, pürüzlü cilt ve iz gibi deformasyonlar görülür. Oluşan tahribatın onarılması için kolajen salgısı artsa da cilt her zaman eski haline dönmez.

Sivilce izine sebep olan etmenler şunlardır:

• Sivilce sorunun tedavi edilmemesi: Özellikle cildin aynı kısmında tekrarlayan, kırmızı renkli ve irinli sivilceler doğru şekilde tedavi edilmezse iz bırakacaktır.
• Deri iltihaplanması: Cildin doğru şekilde temizlenmemesi ve nemsiz bırakılması sonucunda iltihaplanma görülür. Bu durum tedavi edilmezse, akneler kuruduktan sonra yerlerinde kahverengi sivilce lekeleri oluşabilir. UV ışınlarına maruz kalan lekeler hızlı bir şekilde yayılma gösterecektir.
• Sivilce sorununun önemsenmemesi: Sivilce izleri genellikle ergenlik döneminde oluşmaya başlar. Çünkü bu dönem içerisinde sivilce oluşumu yaygındır ve önemsenmez. Tekrarlayan sivilceler iz oluşma riskini artıracağı için mutlaka ciddiye alınmalı ve uygun bir tedavi uygulanmalıdır.
• Derin sivilce oluşumu: Genişliği 0,5 cm ve üzerinde olan sivilceler, genellikle derin ve dermis tabakasını etkileyen oluşumlardır. Bu sivilceler kuruduktan sonra, cilt dokusunda lekelenme ya da iz oluşması riski yüksektir.
• Sivilceleri sıkmak: Sivilcelerle oynamak ya da sıkmak, iz kalması riskini artıran alışkanlıklardır. Çünkü bu eylem sırasında cildin altında kalan irinli kısım dağılabilir ve cildin orta tabakasında tahrişe yol açabilir.
• Kullanılan İlaçlar: Sivilcelerin hızlı şekilde kurumasını sağlayan bazı medikal ilaçlar bu soruna yol açabilir. Sivilce problemi giderildikten hemen sonra, çok derin olmayan ve genellikle lekelenme şeklinde görülen skarlar (izler) meydana gelebilir.

Sivilce İzi Türleri

Sivilce izleri, kişinin cilt tipine ve sivilcenin türüne bağlı olarak farklı şekillerde görülebilir.

Genel olarak üçe ayrılırlar:

• Keloit veya Hipertrofik Skar: Cildin kendini onarmak için yüksek miktarda kolajen üretmesi sonucu oluşur. Fazla kolajen, derinin üzerinde birikerek izi meydana getirir. Deforme olan doku iyileşirken kolajen üretimi gerekenden fazla ise kaçınılmaz bir durumdur. Şişkin ve yumuşak görünür. Pembe ya da kırmızı sivilce lekeleridir.
• Atrofik Skar: Cildin kendini onardığı süre içerisinde doku kaybı yaşanmışsa meydana gelirler. Kendi arasında 3 farklı türü bulunur;
• Boxcar: Yuvarlak ya da oval izlerdir. Özellikle 0,5 milimetre çapında ve 2 milimetre derinliğe sahip olan sivilcelerin tedavi edilmemesi sonucunda meydana gelir. Boxcar skar, deri altında bulunan yağ tabakasına kadar ilerleyebilir. Bu nedenle cildin içe doğru çökkün görünmesine neden olur.
• Icepick: Çapı 2 milimetre ve üzerinde olan sivilcelerin izleridir. Bu izler cildin derin çukurlar halinde delinmiş gibi görünmesine neden olur.
• Rolling: Çapı 4 milimetre ve daha üzerinde olan sivilcelerden sonra oluşan izlerdir. Cilt altına doğru çökmeye meyilli olduğu için derinin dalgalı bir forma girmesine yol açacaktır.
• Kalıcı Olmayan İzler: Sivilceler iyileşirken oluşan ve kalıcı olmayan lekelenmelerdir. Cilt tonu koyu olan kişilerde bölgesel kararma şeklinde görülür. Açık tonlu cilde sahip olan kişilerde ise kırmızı ve tonajlarında lekeler oluşmaktadır.

Sivilce İzleri Teşhisi

Sivilce iyileştikten sonra deride oluşan kalıcı izlere skar adı verilir. Bu izlerin teşhisi görsel muayene ile gerçekleştirilir. Doğru tedavinin belirlenmesi için kesinlikle bir cildiye uzmanı ya da dermatolog tarafından muayene edilmek gerekir.

Muayene sırasında en önemli nokta, izlerin tipinin belirlenmesidir. Bu sayede en etkili tedavi seçeneğine karar verilir. İlk olarak sivilce izlerinin ne zaman oluştuğu, kişinin cilt temizliği rutini ve tedavi sonundaki beklentileri öğrenilir. Ardından cilt tipi analiz edilir, aktif sivilcelerin varlığı saptanır ve gerekli görülürse akne sorununu araştırmak için hormon tahlili istenir. Sonrasında sivilce izleri incelenecektir.

İnceleme sırasında loop adı verilen, beyaz ışıklı büyüteçler kullanılır. Böylece sivilce izlerinin derinliği ve türü saptanabilir. Ancak bazı durumlarda görsel muayene ile teşhis koymak zor olabilir. Bu durumlarda tanı amaçlı biyopsi ya da mikroskobik inceleme yapılması gerekecektir. Her iki işlem için de dokudan, laboratuvar ortamında incelemek için yeterli olacak kadar örnek alınır. Çoğunlukla dikiş atılmasına gerek kalmayacak kadar küçük parçaların alınması yeterli gelir.

Sivilce İzlerinin Tedavisi

Sivilce izlerinin tedavisi, skarın tipine ve kişinin cilt tipine bağlı olarak belirlenir.

Tedavi seçenekleri ise şu şekildedir:

• Dermokozmetik Ürün Kullanımı: Sivilce izlerinin lekelenme tarzında görüldüğü durumlar için uygundur. Lekeler özellikle UV ışınları ile temas ettiklerinde belirgin hale gelirler. Bu nedenle SPF değeri yüksek olan güneş koruyucu kremlerin kullanılması, lekelerin koyulaşmaması için tavsiye edilir. Bir diğer seçenek ise leke giderme özelliği bulunan aydınlatıcı kremlerin kullanılmasıdır.
• Lazer Tedavisi: Lazer cihazları ile uygulanan tedaviler, prensip olarak cildi yenilemeyi hedefler. Aynı zamanda skar tedavisindeki en etkili yöntem olarak kabul edilir. Sivilce izinin türüne bağlı olarak 3 farklı yöntem bulunur;
• Fraksiyonel Co2 Lazer: Uygulama sonrasında cildin epidermis tabakası yenilenir. Kabuklanma ve dökülme süreci 7 ila 10 gün arasında tamamlanır. Böylece alttan daha sağlıklı ve yeni bir doku gelir. İşlem sırasında kolajen üretimi tetiklenir ve izlerin bölgesinin cilde uygun bir görünüm kazanması sağlanır. Daha etkili sonuç almak için, yeni cilt dokusunun kalitesini artıracak cilt bakımı yöntemleri (Somon DNA Uygulaması, Mezoterapi ve PRP gibi) ile destek sağlanmalıdır. Tüm skar türlerinin tedavisinde kullanılabilir.
• ICON Lazer: Özellikle hafif izlerin tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. İşlem sırasında cildin soyulması, yakılması ya da iğne kullanılması gibi adımlar uygulanmaz. Seanstan çıktıktan hemen sonrasında günlük hayata dönmek mümkündür. Uygulama, skar çöküntüleri üzerine doğrudan yapılır. Lazer ışınları, bölgedeki ısı artışını sağlayarak kolajen üretimi tetiklemektedir. Bu sayede cilt kendini yeniden onarmaya başlar ve sivilce izleri iyileşme gösterir.
• Q-Switch Lazer: Lekelenme olarak görülen ve ciltte çukurlaşmaya sebep olmayan sivilce izlerinin tedavisinde kullanılır. Özellikle ten rengi koyu olan kişilerde, sivilce sonrası hiperpigmentasyon (ciltte koyulaşma) sorunu oluşabilir. Bu durumlarda Q-Switch Lazer uygulaması ile lekelerin giderilmesi mümkün olacaktır. Uygulama bölgesinde kızarıklıklar görülebilir. Fakat bu durum kısa süre içerisinde kendiliğinden geçecektir. Başka bir yan etkisi olmadığı için seans sonrası günlük yaşama dönmek mümkün olacaktır.
• Dolgu/Enjeksiyon Uygulamaları: Özellikle çukurlaşma şeklinde görülen sivilce izi tedavisinde başvurulan bir yöntemdir. Oluşan çöküntülere yağ enjeksiyonu ya da kolajen dolgusu işlemleri uygulanabilir. Böylece çukurlar, cilt yüzeyi seviyesine çıkacak şekilde doldurulmuş olur. Fakat bu işlemler belirli periyotlarla tekrarlanmazsa etkisi kaybolacak ve cilt eski haline dönecektir.
• Botoks Uygulaması: Etkisi geçici olan bir başka tedavi seçeneğidir. Sivilce izinin kırışık ve buruşuk bir görünüme sahip olduğu durumlarda uygulanır. Skarın çevresine uygulanan botoks enjeksiyonu, cildin gerilmesine ve sivilce izinin pürüzsüz görünmesine yardımcı olacaktır. Etkisinin kalıcı olması için belirli periyotlarla yenilenmesi gerekir.
• Kimyasal Peeling Uygulaması: Kimyasal ajanların cilde profesyonel şekilde uygulanması ile gerçekleştirilen bir işlemdir. İşlem sırasında cildin kontrollü bir şekilde hasar görmesi hedeflenir. Bu sayede cilt kendini onarmaya başlar ve sivilce izleri iyileşme gösterir. Yeni cilt dokusu oluşurken yapılan takviye uygulamalar ve bakımlar, skarların daha etkili bir şekilde azalmasını sağlar.
•  IPL ve Radyofrekans Tedavisi: Bu işlem sırasında cilt dokusunda herhangi bir tahribat yaratılmaz. Yalnızca bölgedeki ısı yükseltilerek kolajen üretimi artırılır. Bu sayede cilt kendini yenilemeye ve iyileştirmeye başlayacaktır.
• Dermapen Uygulaması: Cilt yenilenmesini hedefleyen bakım seanslarında sıklıkla kullanılır. Cihazın uç kısmında bulunan mikro iğnecikler, derinin orta tabakasına kadar ilerleyerek dokuları uyarır. Bu uyarım, kontrollü şekilde yapılan deformasyon ile sağlanır. Cilt altı dokuları deforme olduğu için kendini yenileme ve onarma süreci başlatır. Bu sayede sivilce izleri büyük oranda iyileşme gösterir. Etkisinin görülmesi için birden fazla kez uygulanması gereken bir işlemdir.
• İlaç Tedavisi: Sivilce izlerinin iyileşmesi için AHA (alfa hidroksi asit), salisilik asit, laktik asit ve retinoid içeren topikal kremler reçete edilebilir. Bu ilaçların düzenli şekilde kullanılması, sivilce izlerinin hafiflemesine yardımcı olacaktır. Cildin kolajen üretmediği ve bu nedenle iyileşme gösteremediği durumlarda kolajen tabletlerinin kullanımı da tavsiye edilmektedir.
• Cerrahi Operasyonlar: Sivilce izlerinin çok derin olduğu ve diğer tedavi yöntemleri ile hafiflemediği durumlarda başvurulur. Özellikle çapı geniş olan skarlarda uygulanır. Punch ve subsizyon olmak üzere iki farklı teknikle uygulanır;
• Punch Yükseltme Tekniği: Punch adı verilen özel alet yardımıyla, skarın tabanını oluşturan dokuya ulaşılır. Ardından bu doku kesilmeden cilt yüzeyine doğru yukarı kaldırılır.
• Punch Eksizyon Tekniği: Skar dokusunun kesilerek ciltten çıkarılması prensibine dayanır. Uygulama sonrasında küçük dikişlerin atılması gerekir. İyileşme kalitesini artırmak için lazer uygulamalarından destek alınabilir.
• Punch Greftleme Tekniği: Skar dokusu, punch ile çıkarılır. Ardından dokunun üzeri, kulak arkasından alınan doku ile kapatılır. Uygulama sonrasında destek sağlamak için lazer tedavisinden yararlanılır.
• Subsizyon Tekniği: Skar dokusunun alt kısmında yer alan bağ dokusunun koparılmasını hedefler. Böylece cildin aşağı doğru çekilmesi engellenmiş olur.

Sivilce İzleri Tedavi Edilmezse

Sivilce izleri tedavi edilmezse farklı cilt problemlerine yol açmaz ve ilerleme göstermez. Bu nedenle yalnızca kişi kendini rahatsız hissetmeye başlarsa tedavi uygulanır. Ancak tedavi edilmeyen skarlar, ilerleyen yaşlarda daha kötü bir görünüm oluşmasına sebep olacaktır. Bu durum, yaşlanmaya bağlı olarak kolajen üretiminin azalması sonucunda meydana gelmektedir.

Ciltteki sivilce lekeleri için tedavi, çoğunlukla psikolojik problemlere yol açtığı için sağlanır. Birçok kişi, pürüzsüz ve sağlıklı bir cilde sahip olmayı ister. Sivilce izleri ise bu durumu engelleyerek, kişide özgüven eksikliğine ve sosyal yaşamda bozulmalara yol açar. Ancak bu durum tamamen özneldir. Çoğu kişi sivilce izlerinden kurtulmak istese de bazı kişilerin bu izlerden rahatsız olmadığı ve tedavi ihtiyacı duymadığı görülmektedir. Bu nedenle sivilce izleri kesinlikle tedavi edilmesi gereken cilt problemleri arasında yer almaz.

Sivilce İzlerine Ne İyi Gelir?

Sivilce izlerinin iyileştirilmesi için öncelikle uzman bir hekim tarafından muayene edilmek gerekir. Bu sayede en etkili tedavi yöntemi seçilir ve uygulanır. Profesyonel tedavi yöntemleri bile, her zaman cilt dokusunun %100 iyileşmesini sağlayamaz. Bu nedenle yalnızca evde uygulanan bakımlarla sonuç almak çok daha zor olacaktır. Ancak bazı doğal uygulamalar, cilt yenilenme sürecinde destekleyici etki sunmaktadır.

Tedavi sırasında hekiminize danışarak bu yöntemleri uygulayabilirsiniz:

• Elma Sirkesi: Birçok güzellik uzmanı gibi, Şems Aslan ve Suna Dumankaya da sivilce izleri için sık sık elma sirkesi kullanımını tavsiye etmektedir. Elma sirkesi sivilce lekelerinin yok edilmesi için oldukça etkilidir. İçerisinde bulunan A, B2, C, E ve P vitaminleri sayesinde cildin onarılmasını ve yenilenmesini sağlar. Uygulama için 1 çorba kaşığı su ve aynı oranda elma sirkesini karıştırıp, temizlenmiş cildinize sürmeniz gerekir. 30 dakikanın sonunda yıkanarak temizlenir. Ardından cilt tipine uygun bir krem sürülür. Uyku öncesinde yapılması tavsiye edilmektedir.
• Güneş Kremi Kullanmak: Sivilce izleri gibi yara dokuları, güneşin zararlı ışınlarına karşı çok daha hassastır. Bu nedenle güneşe çıkmadan önce SPF değeri yüksek ve cilt tipine uygun bir koruyucu krem uygulanmalıdır.
• Bal: Cildin nem kaybetmesini engelleme ve lekeleri giderme gibi faydalarının yanı sıra cildin beslenmesini de sağlamaktadır. Bu nedenle sivilce lekeleri için maske olarak uygulanabilir. Temizlenmiş cilde bal sürüp, 20 dakika kadar bekletmeniz yeterli olacaktır. Ardından ılık su ile yıkayarak temizlenmelidir.
• Maydanoz Suyu: Maydanoz, toksinlerin atılmasına ve sivilce lekelerine oldukça etkilidir. Uygulama için 1 litre kaynamış suda, bir tutam maydanozu demlemeniz gerekir. Ardından maydanozlar ezilerek püre haline getirilir. Temizlenmiş cilde uygulanarak 20 dakika bekletilir. Ardından cilt yenileme özelliği olan bir nemlendirici uygulanmalıdır. Yüzdeki sivilce lekeleri için maske olarak tavsiye edilir.
• Ceviz Yaprağı: 1 bardak kaynamış suyun içerisine, 1 avuç kadar ceviz yaprağını ekleyerek kaynamaya bırakın. Kaynadıktan sonra ılıyana kadar demlenmeye bırakın. Cildinizi güzelce temizledikten sonra hazırladığınız suya bir pamuk batırın ve cildinizi güzelce silin. 30 dakika sonrasında soğuk su ile yıkayarak temizleyin. Düzenli uygulama ile sivilce izleriniz hafiflemeye başlayacaktır.
• Düzenli Yaşam: Tüm cilt problemlerinde olduğu gibi günlük yaşam alışkanlıklarının düzenlenmesi önemlidir. Çok yağlı gıdaların beslenme listesinden çıkarılması, besin öğelerinin günlük ihtiyacı karşılayacak kadar alınması, düzenli uyku, egzersiz ve spor alışkanlığının kazanılması gibi alışkanlıklar sağlıklı bir cildin olmazsa olmazlarıdır.

Sivilce İzlerine Ne İyi Gelmez?

• Özellikle lekelenme tarzı olan sivilce izleri, güneşin zararlı ışınlarına maruz kalırsa daha belirgin bir hal alır. Güneş ışınları, cildin daha erken yaşlanması da yol açmaktadır. Cilt yaşlanması ile birlikte kolajen üretimi azalır ve deri aşağı doğru sarkmaya başlar. Bu durum, çukurlaşma şeklinde görülen sivilce izlerinin daha geniş ve belirgin olmasına yol açacaktır. Bu nedenle güneş koruyucu krem kullanılması oldukça önemlidir.
• Cilt temizliğinin çok sert yapılması, skar bölgelerinin daha fazla deforme olmasına yol açar. Özellikle skar bölgeleri ovuşturmak, derinin elastikiyetini kaybetmesine ve izlerin daha belirgin hale gelmesine sebep olur.
• Gün içerisinde ellerin skar bölgesine çok temas ettirilmemesi gerekir. Bu bölgeler hassaslaştığı için enfeksiyon oluşumuna daha açıktır. Yıkanmamış ellerin temas ettirilmesi ile bu riski daha da arttıracaktır.
• Kimyasal peeling ve benzeri profesyonel uygulamaların ev ortamında yapılmaya çalışılması, sivilce izlerinin çok daha belirgin ve sorunlu hale gelmelerine yol açar. Bu uygulamaların hekim tavsiyesi ile klinik ortamlarda gerçekleştirilmesi gerekir.
• Sivilce izlerine iyi gelmeyen bir diğer madde ise, sivilce oluşumuna yol açacak alışkanlıklardır. Yeni sivilceler skar bölgesine yakın çıkarsa, deri altı deformasyonu ve böylece sivilce izleri büyüyebilir. Bu durumda sivilce izi tedavisi çok daha zor olacaktır.

Sivilce İzi İlaçları

Sivilce izlerinin tedavisi, skar dokusunun derinliği ve genişliğine bağlı olarak değişiklik gösterir. Her skar türü aynı tedavi yöntemi ile başarılı sonuç vermez. Bu nedenle tedavinin bir cildiye uzmanı ya da dermatolog tarafından belirlenmesi gerekir.

Sivilce izi tedavisinde, cilt dokusunun yenilenmesi ve onarılması için medikal kremler reçete edilmektedir. Çok derin ve cilt altı dokusunda ciddi bir tahribat oluşturmuş skarlarda sonuç vermeyecektir. Bu durumlarda, lazer uygulaması ya da cerrahi operasyon gibi tedavilere destek sağlaması için reçete edilir. Yüzeysel ve lekelenme tarzı sivilce izlerinde ise oldukça etkili bir tedavi seçeneğidir.

Medikal kremler genellikle 4 ila 8 haftalık düzenli kullanım ile sonuç vermeye başlar. Ancak bu kremler, hekim tarafından yapılan muayene sonrasında ve kişiye özel olarak reçete edilmiş olmalıdır. Bilinçsiz kullanımları sonucunda farklı cilt problemlerinin görülmesine sebep olabilir.

Cildiye uzmanları ve dermatologların önerdiği medikal/dermokozmetik ürünlerin içeriğinde şu maddeler bulunur:

• Centella Asiatica: Gotu Kola adı da verilen bu bitkinin özü, cildin yenilenmesini ve iyileşmesini sağlar. Medikal kremlerin içerisinde sıklıkla kullanılır.
• Salisilik Asit: Ölü derinin etkili şekilde temizlenmesi ve sivilce probleminin giderilmesi için kullanılır. Böylece cilt, sağlığını yeniden kazanır ve sivilce izleri hafifler.
• AHA (Alfa Hidroksi Asit): Ölü derinin temizlenmesi için kullanılan bir diğer asit tipidir. Cildin kendini yenilemesi ve sağlıklı cilt tabakasının oluşmasında etkilidir. Bu sayede sivilce izlerinin giderilmesini destekler.
• Retinoid: A vitamini bileşiği olan retinoid, skarların hızlı bir şekilde iyileşmesini sağlar. Özellikle lekelenme şeklinde görülen sivilce izlerinde başarılı sonuçlar verir. Cildin üst tabakasını soyma özelliği bulunan retinoid, her cilt tipi için uygun bir ürün değildir. Kullanımı ile birlikte hücreler hızlı bir şekilde yenilenmeye başlar. Ancak ciltte hassasiyete de yol açacaktır. Bu nedenle bir uzman tarafından önerilmediği sürece kullanılmamalı ve kullanım süresi boyunca güneş kremi uygulanmalıdır.
• Laktik Asit: Cildin pürüzsüz bir görünüme kavuşmasına ve skarların hafiflemesine yardımcı olur. Ancak duyarlılığı ya da alerjisi olan kişilerde daha fazla lekelenmeye yol açabilir. Bu nedenle kullanım öncesinde, el bileği içi ya da kulak arkası gibi bölgelerde denenerek alerji testi uygulanmalıdır.

Sivilce İzi Ameliyatı

Sivilce izlerinin tedavisi için genellikle cerrahi operasyona ihtiyaç duyulmaz. Ancak dağınık görünümlü, derin ve ciddi skarlarda cerrahi müdahale önerilebilir.

Sivilce izi ameliyatları genel olarak iki ana başlıkta toplanır:

• Punch Tekniği: Punch adlı cerrahi alet aracılığıyla gerçekleştirilen operasyonları kapsar. Uygulama sırasında lokal anestezi uygulanır. Sivilce izinin büyüklüğüne bağlı olarak, dikiş sayısı da değişiklik gösterir. Operasyondan 1 ila 2 ay sonrasında lazer tedavisi uygulanırsa çok daha etkili sonuçlar alınacaktır. Kendi arasında üçe ayrılır:
• Punch Eksizyon: Skar dokusu, deri altında uzandığı noktaya kadar punch ile kesilir ve çıkarılır. Özellikle 2 milimetre ve daha küçük çaptaki sivilce izlerinde tercih edilir. 1 milimetre çaptan daha küçük skarlarda dikiş atılmaz. Daha büyük çaptaki skarlarda ise dikiş atılır ve 7 ila 14 günün sonunda alınır.
• Punch Yükseltme: Bu teknik özellikle boxcar skarlarda (keskin oval görünümlü) tercih edilmektedir. İşlem sırasında derinin kesilmeden yükseltilmesi hedeflenir.
• Punch Greftleme (Yama): Atrofik (çukur) sivilce izlerinin tedavisinde tercih edilir. Skar dokusu, punch aracılığı ile vücuttan çıkarılır. Ardından aynı çaptaki başlık ile kulak arkasından deri alınır ve yama işlemi uygulanır. Bu işlem sırasında, yama dokusunun ve cildin aynı yükseklikte olması çok önemlidir. Kulak arkasında oluşan açıklığa dikiş atılmasına gerek yoktur, kendiliğinden iyileşme gösterecektir. Operasyondan 1.5 ay sonrasında kontrol yapılır. Gerekli görülmesi halinde dermabrazyon ya da lazer tedavisi uygulanabilir.
• Subsizyon Tekniği: Atrofik sivilce izleri için başvurulan bir cerrahi operasyondur. Skar dokusunun alt kısmına özel iğneler ile ulaşılır. Ardından dokuya ulaşan bağ dokuları koparılır. Koparma işlemi, iğnenin dermis tabakası altında oynatılması ile gerçekleştirilir. Bağ dokusu, cildin aşağı doğru çekilmesine yol açarak skarların daha belirgin görünmesine neden olur. Subsizyon işlemi sonrasında ise bu sorun ortadan kalkar.

Hamilelikte Sivilce İzleri

Gebelik döneminde sivilce izi oluşumunu engellemek için izlenecek en etkili yöntem, sivilceleri tetikleyecek alışkanlıklardan kaçınmaktır. Yağlı gıdaların tüketilmesi, cilt temizliğinin ihmal edilmesi, yağ bazlı kozmetik ürünlerin kullanımı, ellerin sürekli yüze temas ettirilmesi ve yoğun makyaj uygulamaları kaçınılması gereken durumlara örnek gösterilebilir. Bu sayede sivilce oluşumu azaltılabilir ve çıkan sivilcelerin enfekte olma riski düşer.

Sivilce sorununun kontrol altına alınması ile birlikte, sivilce izi oluşma ihtimali de azalmış olur. Anne adayı izlerden çok şikayetçi ise, emzirme dönemi bittikten sonra tedavi olmasında sakınca kalmayacaktır.

Sivilce İzleri için Hangi Doktora Gidilir?

Sivilce izleri bir cilt problemi olduğu için, hastanelerin Cildiye ya da Dermatoloji bölümünden randevu almak gerekir. Cildiye Uzmanı/Dermatolog, gerekli muayeneyi yaptıktan sonra tedavi seçeneklerini değerlendirir ve kişinin cildine en uygun olana karar verir. Cildiye ve Dermatoloji bölümleri hem özel sağlık kuruluşlarında hem de devlet hastanelerinde bulunan bir branştır.

Sivilce izi probleminin önlenmesi için, sivilce henüz aktif iken hastaneye gitmek faydalı olacaktır. Bu sayede sivilceler doğru şekilde tedavi edilebilir ve skar oluşma riski önlenmiş olur. Mevcut izlerin tedavisi içinse belirli bir süre yoktur. Yine de ne kadar erken tıbbi yardım alınırsa izlerin kaybolma oranı da o kadar yüksek olacaktır.