Benign Prostat Hiperplazisi
Erkeklerde yaş ilerledikçe büyüyen prostatın iyi huylu olması durumu olan Benign Prostat Hiperplazisinde ilaç ve cerrahi tedavi yöntemleri uygulanmaktadır.
Benign Prostat Hiperplazisi (BPH) Nedir?
Prostat erkeklerde bulunan kaslı yapıda küçük bir bezdir. Prostat, bezi idrarın geçtiği ve mesanenin çıkışında yer alan üretrayı sarar. Prostat cinsel işlev sırasında oluşan meni adı verilen sıvının birçoğunu salgılamakla beraber kaslı yapısıyla da cinsel ilişkinin doruğunda iken bu sıvının ve meninin atılması için güç sağlar.
Erkeklerin çoğunda prostat bezinde çeşitli derecede büyüme görülebilir. Bu büyüme sonucunda erkekte bazı belirtiler görülebileceği gibi bu büyümenin tedavisi bulunmaktadır.
Benign prostat hiperplazisi olarak adlandırılan durum ise prostatın iyi huylu büyümesi ve genişlemesidir. Prostat bezinin büyümesi sonucunda idrar akışı kısıtlanacak ve hastalarda yaşam kalitesini azaltacak bazı belirtiler görülmeye başlayabilecektir.
Benign prostat hiperplazisinin görülme riski yaşla beraber artış göstermektedir. 41-50 yaş arasındaki erkeklerde %20, 51-60 yaş arasındaki erkeklerde %50 ve 80 yaşından büyük erkeklerde %90 oranında görülebilmektedir.
Benign prostat hiperplazisi, prostat kanseri değildir ve prostat kanserinin görülme riskini arttırmaz.
Benign Prostat Hiperplazisi Belirtileri Nelerdir?
Prostat bezinin büyüklüğü ile ortaya çıkan belirtilerin şiddeti arasında doğrusal bir orantı yoktur. Ancak hastalığın başlangıcında görülen belirtiler daha hafifken hastalık ilerledikçe belirtilerin şiddeti artış göstermektedir.
Buna bağlı olarak hastanın yaşam kalitesinde ciddi bir azalma meydana gelecektir. Hastalığın ilerlemesini önlemede ise erken teşhis ve tedavi büyük bir öneme sahiptir.
Hastalarda yaygın olarak görülen belirtilerden bazıları şöyledir;
- İdrar yaparken ağrı
- İdrar yaparken duraksama
- İdrarda çatallanma
- Gece 2 kere ya da daha fazla idrara çıkma
- İdrar sonrası hala idrar doluluğu hissi
- İdrar kaçırma
- Sık idrara çıkma
- İdrarın akış hızında azalma
- Aniden ve acil olarak idrara çıkma hissi
- İdrar yapmada zorlanma
- Cinsel ilişkide boşalma sırasında ağrı hissi
- İdrar sonrası damla halinde idrar çıkışı olması
- Kanlı idrar
- Kötü kokulu idrar
- İdrara çıkıldıktan sonra 2 saat içinde tekrar idrara çıkma
- İdrar yolu iltihabı yaşanması
Bu belirtiler sadece prostat büyümesi olan hastalarda değil prostat kanseri, prostat iltihabı, mesane kanseri, mesane ve böbrek taşı gibi durumlarda da görülebilmektedir.
Bu nedenle kendisinde bu belirtilerin meydana geldiğini gören hastalar uzman doktora başvurmalı ve gerekli yöntemler ile tanı konulup tedaviye başlanmalıdır.
Bu sayede prostat büyümesi olan hastalarda belirtilerin önüne geçilebilir ve hastanın yaşam kalitesi iyi bir seviyede tutulabilir.
Benign Prostat Hiperplazisi Nedenleri Nelerdir?
Benign prostat hiperplazisi erkeklerde yaşlanma ile beraber görülen olağan bir durum olarak kabul edilmektedir. Özellikle 80 yaşından büyük erkeklerin çoğunda benign prostat hiperplazisi belirtileri görülebilmektedir.
Benign prostat hiperplazisi hastalığının nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Ancak yapılan çalışmalar sonucunda yaşla beraber erkek hormonlarına karşı duyarlılık değişkenliğinin, genetik özelliklerin ve ırksal farklılıkların etkili olduğu düşünülmektedir.
Ailesinde prostat ve testisler ile ilgili problem olan kişilerde benign prostat hiperplazisi gelişme riskinde artış görülebilmektedir. Erken yaşlarda testisleri alınan hastalarda benign prostat hiperplazisi gelişimi görülmez.
Diüretikler, Antidepresanlar, Antihistaminikler, Non-steroid anti inflamatuar ilaçlar gibi ilaç gruplarında bulunan bazı etken maddeler benign prostat hiperplazisi hastalığının belirtilerini kötüleştirebilmektedir.
BPH hastalığı olan bireyler bu ilaçları kullanmadan önce doktoruna danışmalıdır. Bunun sonucunda verilen ilaçlar başka tür bir ilaç ile değiştirilebilir.
Benign Prostat Hiperplazisi için Risk Faktörleri
Benign prostat hiperplazisi hastalığı genellikle ileri yaşlarda görülen bir hastalıktır. Bununla beraber her erkekte görülebilme riski vardır.
Ancak bazı faktörler etkisiyle benign prostat hiperplazisi hastalığının görülme riski normal erkeklere göre artmaktadır.
Bu risk faktörlerine sahip kişiler bir belirti ile karşı karşıya kaldıklarında mutlaka uzman doktora başvurmalıdır.
- Yaşlanma: Benign prostat hiperplazisi yaşı artan erkeklerde kaçınılmaz gibi düşünülen ve yaş arttıkça görülme riski de artan bir hastalıktır. 40-60 yaş arasındaki erkeklerin ortalama %50’sinde görülebilirken, 80 yaşından sonra bu oran %90’lara kadar çıkabilmektedir. Bunun nedeni olarak yaşlanma ile beraber erkek cinsiyet hormonlarının miktarındaki ve bu hormonlara vücudun duyarlılığında görülen değişmeler olduğu düşünülmektedir.
- Genetik: Benign prostat hiperplazisi hastalığına genetik olarak yatkınlık olabileceği düşünülebilmektedir. Ailesinde baba ve erkek kardeşlerinde BPH ya da prostat ile ilgili başka bir hastalık olması BPH hastalığının görülme riskinde artış meydana getirebilir.
- Diyabet ve kalp hastalıkları: Diyabet hastalığı ve kalp hastalıklarında kullanılan bazı ilaçların benign prostat hiperplazisi riskini arttırdığı görülmüştür. Bu nedenle BPH hastalığı olan hastalar doktora danışarak ilaçları hakkında bilgi alabilir. Hatta gereken durumlarda ilaçlar başka bir ilaçla değiştirilebilir.
- Yaşam tarzı: Yapılan araştırmalar sonucu obezite hastalığı olan kişilerde BPH görülme riskinin arttığı kaydedilmiştir. Bu nedenle kişilerin sağlıklı kilosuna dikkat etmesi gerekmektedir. Bunun yanında egzersiz yapan bireylerde BPH hastalığının görülme riskinin daha az oranda olduğu görülmüştür.
Benign Prostat Hiperplazisi (BPH) Teşhisi
Benign prostat hiperplazisi hastalığında tanı aşaması çok önemlidir. Çünkü hastanın şikayetlerinin sebebi BPH hastalığı olabileceği gibi birçok etken de bu belirtilere neden olabilir.
İdrar söktürücü ilaçların kullanımı, diyabet hastalığı, kalp hastalığı ilaçları, idrar kesesi ve böbrek taşları gibi bazı hastalıklar BPH ile benzer belirtiler veren hastalıklardır.
Bu nedenle uygun tanı yöntemleri ile hastanın belirtilerine yol açan hastalık teşhis edilmelidir.
Benign prostat hiperplazisi konulurken kullanılan tanı yöntemleri şunlardır;
- Tıbbi öykü: Benign prostat hiperplazisi tanısında kullanılan teşhis yöntemlerinin ilki fizik muayene ve tıbbi öyküdür. Bu kısımda hastanın şikayetleri dikkatlice dinlenir ve not edilir. Bununla beraber, belirtilerin başlama zamanı, belirtilerin sıklığı, şiddeti, ailede prostat öyküsü ve kullanılan ilaçlar sorularak hastadan önemli bilgiler edinilir.
- Parmakla rektal tuşe: Parmakla makattan prostat muayenesi hastalığın teşhisinde çok önemli bir yöntemdir. Bu yöntem ile prostatın kıvamı, büyüklüğü ve yapısı incelenir. Benign prostat hiperplazisi olan hastalarda prostat normalden daha büyük ve lastik kıvamında hissedilir. Prostat bezinin kıvamında bir sertleşme varsa prostat kanserinden şüphe edilebilir.
- PSA (Prostat Spesifik Antijen) testi: Hastadan alınan kan örneğinden PSA değerine bakılmaktadır. Prostat spesifik antijen (PSA) adından da anlaşılabileceği gibi prostata özgü bir enzimdir. Bu enzim meninin kıvamı için üretilen önemli bir enzimdir ve çok az bir oranda kan dolaşımına geçer. Alınan kan örneğinden PSA değerine bakmadan önce parmakla makattan prostat muayenesi (rektal tuşe) yapılmamalıdır. Çünkü yapılan parmak muayenesi sonucunda prostat bezi uyarılır ve PSA enziminin kandaki miktarı yanlış olarak yüksek görülür. Bu nedenle PSA bakılması için öncelikle kan örneği alınmalı sonra rektal tuşe yapılmalıdır. Bununla beraber PSA değeri prostat iltihabı ve prostat kanseri gibi diğer durumlarda da yükselme gösterebilmektedir. BPH hastalığı ve bu hastalıklar için ayırıcı tanı yapılması önemlidir. PSA değeri 50 yaş altındaki erkeklerde 2 ng/dl değerinden az, 50-60 yaş arası erkeklerde 2,5 ng/dl değerinden az olmalıdır. Eğer PSA değerlerinde yükseklik varsa ve rektal tuşede prostat kıvamında sertlik fark edilirse mutlaka öncelikle prostat kanseri dışlanması için ek testler yapılmalıdır.
- İdrar tahlili: Hastadan alınan idrar örneğinde iltihap sonucu görülen hücrelerin ya da kan hücrelerinin fark edilmesi sonucunda bu duruma neden olan diğer hastalıklar ek testler ile dışlanmaya çalışılmalıdır. Bu durumlar BPH hastalığında nadir de olsa görülebilmektedir.
- İdrar akış hızı testi: Normal sağlıklı erkeklerde saniyede yapılan idrar miktarı ortalama 10-15 ml arasındadır. Ortalama idrar yapma süresi ise 30 saniye civarındadır. BPH ve diğer prostat hastalıklarında idrarın geçtiği yollarda daralma oluşacağı için saniyede akan idrar miktarı azalacak ve idrar yapma süresinde uzama görülecektir. Bu testin sağlıklı ve doğru olarak yapılabilmesi için hastadan en az 150 ml idrar yapması istenir.
- Ultrasonografi (USG): Ultrasonografi (USG) cihazı ses dalgalarını kullanan bir cihazdır. BPH hastalığında karın üzerinden ya da gerekirse makattan (rektal yolla) yapılabilmektedir. USG cihazı ile prostat bezinin boyutu, şekli, yapısı ayrıca idrar kesesi ve idrar yolları incelenebilir. Bunlara ek olarak prostat kanserinden şüphe edilen hastalarda prostat bezinden biyopsi almak için de USG cihazı kullanılabilir.
- Post Miksiyonel Rezidü (PMR) testi: Miksiyon kelimesi idrar yapmak demektir. Bu test ile idrar yapıldıktan sonra idrar kesesinde kalan idrar miktarı değerlendirilir. PMR testi için idrar kesesini görüntüleyebileceğimiz bir USG cihazı ve kalan idrarı daha iyi ölçebileceğimiz bir idrar yolu kateteri kullanılır. Bu şekilde daha sağlıklı ve doğruya yakın sonuçlar elde edilebilir. Bu testte hasta hafif derecede bir ağrı hissedebilir.
- Ürodinami testi: Ürodinami testi basınç-akım değerlerinin ölçüldüğü testtir. Bu test prostatın büyük olmadığı hastalarda (genç ya da çok yaşlı hastalar) idrar yolundan bir kateter ile idrar kesesine girilerek yapılır. Hastalarda prostat büyük olmadığı için idrar yolunda bir daralma beklenmeyecektir. Bu nedenle idrar kesesinin kasılmasında bir sorun olup olmadığını kontrol etmek için ürodinami testi yapılır.
- Sistoskopi: Sistoskopi işlemi prostat bezi kaynaklı idrar yolu daralmasının derecesini ya da prostat dışı bir nedenle idrar yolunda tıkanıklık olup olmadığı incelemek için yapılan testtir. Bu test için hastaya lokal (bölgesel) anestezi uygulanır.
- İntravenöz ürografi ve Bilgisayarlı Tomografi: BPH dışında idrarda kan şikayeti olan hastalarda diğer hastalıkları teşhis etmek için kullanılan bir yöntemdir. Bu test için hastaya damar yolundan radyo opak madde verilir. Bu maddenin atılma durumunu incelemek için hastadan X ışınları kullanılan bilgisayarlı tomografi ya da intravenöz ürografi cihazları yardımıyla ince kesitler halinde görüntüler alınır. Çekilen görüntüler incelenerek hastanın idrar yolları ve böbrekleri ile ilgili değerlendirme yapılır.
Benign Prostat Hiperplazisi Tedavisi
Benign prostat hiperplazisi hastalığının tedavisi önemlidir. Hastalığa uygun ve zamanında tedavi uygulanmaz ise hastalık ilerler ve hastanın yaşam kalitesi olumsuz yönde etkiler. BPH hastalığında uygulanan tedaviler temelde 2 başlıkta incelenir. Ameliyatsız ilaç tedavisi ve ameliyat tedavisi gibi çeşitleri vardır.
Prostat bezinin büyüklüğü, hastanın yaşı, hastanın genel durumu ve hastanın belirtilerinin şiddet derecesi gibi faktörler kişiye en uygun tedavinin verilmesinde etkili faktörlerdir. Bazı hastalarda tedaviye bile gerek kalmadan belirtilerde gerileme olabilir.
Cerrahi Olmayan Tedaviler
- İzleme: Bazı BPH hastalarında tedavi gerekmeyebilir. İdrar yapmasında pek bir zorluk olmayan ve yapılan değerlendirme sonucunda mesane ya da böbreklerinde herhangi bir hasar meydana gelmeyen hastalarda tedavi uygulanmayabilir. Bu hastalar düzenli aralıklarla kontrol edilir.
- İlaç tedavileri: Benign prostat hiperplazisi hastalığı daha da ilerlerse, hastada ciddi derece şikayetler meydana getirmeye başlamışsa ve hastanın yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiliyorsa doktor tarafından uygun görülen ilaç tedavisine başlanır. Hafif ve orta derecede BPH belirtilerine sahip hastalarda ilk tedavi seçeneği genellikle ilaçlardır.
Cerrahi ve Minimal İnvaziv (Girişimsel) Tedaviler
Benign prostat hiperplazisi tedavisinde ilk seçenek olarak kullanılan ilaç tedavisi hastada iyileşme göstermediği zaman cerrahi tedavilere başvurulur.
Cerrahi tedavide kullanılan yöntemler şu şekildedir;
- Trans Üretral Prostat Rezeksiyonu (TURP): Bu yöntem benign prostat hiperplazisi cerrahi tedavisinde en sık kullanılan yöntemlerden biridir. Prostatın büyümesi sonucunda daralan idrar yollarının genişletilmesi amacıyla prostatın aletler ile yakılması işlemidir.
- Prostatik stent tedavisi: Stent uygulaması tıpta birçok damarın ve vücut sıvısı taşıyan yapıların daralması sonucunda darlığı açmak için kullanılan yöntemdir. Bu tedavide prostat idrar yollarını daraltarak idrarın akışına engel olur. Stent yardımı ile darlık olan kısım genişletilip stent sabitleştirilir. Bu sayede sıvı akışı tekrar sağlanmış olur.
- Greenlight lazer tedavisi: Lazer tedavisi günümüz tıbbında birçok alanda kullanılan önemli bir yöntemdir. Benign prostat hiperplazisi tedavisinde kullanılan lazer ise greenlight adı verilen yeşil ışınlı lazerdir. Bu lazer prostat dokusuna özgüdür. Bu sayede prostat dokusunda idrar yollarına baskı yapan ve daralmaya neden olan kısımlar buharlaştırılır. Bu sayede darlık giderilmiş olur.
Benign Prostat Hiperplazisi İlaçları
Benign prostat hiperplazisi hastalığında hafif ve orta şiddette şikayetleri olan hastalar için genellikle ilk tedavi seçeneği ilaçlardır. Bu tedavide kullanılan ilaçlar ve etkileri şöyledir;
Alfa Reseptör Blokerleri
Alfa blokerleri düz kasların gevşemesini sağlayan ilaçlardır. Mesane boynu ve prostat bezindeki kaslar düz kas olduğu için prostat tedavisinde de bu ilaçlar kullanılır.
Bu kasların gevşemesi ile idrar yollarındaki daralma giderilmiş olur ve idrarın akışı kolaylaşır. Bu ilaçlar prostat boyutu daha küçük izlenen hastalarda daha etkili çalışmaktadır.
Alfa bloker tedavisinde kullanılan etken maddeler şunlardır;
- Alfuzosin
- Doksazosin
- Tamsulosin
- Silodosin
- Terazosin
Olası ilaç yan etkileri: Baş ağrısı, baş dönmesi, halsizlik, yorgunluk, tansiyon düşmesi
5 Alfa Redüktaz İnhibitörleri
Bu ilaç grubu prostat bezinin büyümesini uyaran hormonların dönüşümünü engeller. Testosteron hormonunun aktif türü Dihidrotestosterondur. Bu ilaçlar testosteronun aktif haline dönüşümünü engeller. Bu sayede prostatın büyümesinin uyarılması engellenir ve prostatın küçülmesine katkı sağlanır.
- Finasteride
- Dutasteride
Olası ilaç yan etkileri: Libido kaybı, cinsel işlev kaybı, meme büyümesi, memelerde hassasiyet artışı, sperm sayısında azalma ve idrar kesesine doğru boşalma
Benign Prostat Hiperplazisi Ameliyatları
Belirtileri orta şiddette olan, ilaç tedavisine rağmen şikayetleri gerilemeyen, idrar yolu tıkanıklığı ve mesane taşı olan, idrardan kan gelme tarif eden, böbreklerinde hasar meydana gelen ve prostat ağırlığı 60 gramın üzerinde olan hastalara cerrahi tedavi yöntemleri düşünülür.
Trans Üretral Prostat Rezeksiyonu (TURP)
Trans üretral prostat rezeksiyonu, benign prostat hiperplazisi hastalığında en sık kullanılan cerrahi yöntemlerden biridir. Bu tedavide hastaya belden anestezi ya da genel anestezi uygulanır.
Daha sonra idrar yollarına rezektoskop adı verilen alet ile girilir. Bu alet kullanılarak elektrik akımı yardımıyla prostat bezinin iç dokusunu kesilmektedir. Bununla beraber optik olarak adlandırılan kamera ile de işlem uygulanan bölge dışarıdaki monitöre büyütülmüş olarak yansıtılır.
Ameliyat sırasında işlem yapılan bölgeye sürekli olarak yoğunluğu düşük irrigasyon sıvıları (mannitol, glisin) uygulanır. Prostat dokusu kesilirken loop denilen elektrik akımı ile çalışan başka bir alet yardımıyla oluşan küçük kanamalar durdurulur.
Kesilen prostat bezi parçalar idrar kesesinin içinde birikebileceği için bu parçalar vakum yardımı ile dışarı çekilmelidir.
Trans üretral prostat rezeksiyonu sırasında kullanılan irrigasyon sıvılarının emilmesine bağlı olarak hastaların %2’sinde TUR sendromu adı verilen durum meydana gelebilir. Hastalarda bulantı, kusma, bayılma, tansiyon artışı, kalp atışı sayısında azalma ve görme bozuklukları görülebilir.
Prostatik Stent Tedavisi
İlaç tedavisi uygulamasına rağmen iyileşme olmayan ve genel durumunun kötü olması sonucu ameliyat edilemeyen hastalarda uygulanabilecek bir tedavidir.
İdrar yollarına girilerek prostat bezi tarafından daraltılan kısma stent adı verilen cisim konulur. Bu tedavi genel anestezi ve hastane yatışı gerektirmemektedir. Ayrıca kanama riski çok düşüktür.
Ancak stent iyi yerleştirilmezse, yerinden kopup hareket ederse hastada idrara çıkmada artma, idrar yaparken ağrı ve idrar kaçırma gibi bazı şikayetler görülebilmektedir.
Greenlight Lazer Tedavisi
Lazer kullanımı günümüz tıbbında birçok hastalığın tedavisinde başarılı bir şekilde uygulanabilmektedir. Bu tedavi yöntemlerinden biri de greenlight yani yeşil ışık lazer uygulamasıdır.
Tıp dünyasında PVP (photoselective vaporization of the prostat) olarak da bilinen yöntem yeşil ışık meydana getiren KTP lazer kullanılarak yapılmaktadır. Bu KTP lazer prostata özgü bir lazerdir.
Yeşil ışıklı lazer hemoglobin adı verilen kan hücrelerinin içine girerek prostat dokusunun yanında kan damarlarını da ortadan kaldırmaktadır. Kan damarlarının da ortadan kalkmasıyla işlem yapılan bölgede kanama miktarı çok azdır.
Greenlight lazer yani yeşil ışık lazer uygulaması belden (lomber) anestezi tekniği ile yapılabildiği gibi durumu ciddi riskli olan hastalarda bölgesel (lokal) anestezi altında yapılabilir.
Üretra yani idrar yollarından girilerek idrar kesesi ve prostat görüntülenir. Daha sonra lazer ile girilerek prostat yakılmaya başlanır. Bu tedavide amaç idrarın akışını azaltan bölgeyi yakarak darlığı gidermektir.
Bu işlem sırasında prostat dokuları dökülmeyeceği için biyopsi yapılacak parça alınamaz. Bu nedenle lazer tedavisi öncesi prostat kanseri açısından biyopsi incelemesi yapılabilmesi için mutlaka parça alınmalıdır.
Bu tedavinin avantajları şöyledir; hastanede kalış süresi azdır, kanama riski oldukça azdır, ameliyat sonrası idrar kesesine kateter takma süresi 24 saat gibi az bir süredir, kan sulandırıcı ilaç kullanan hastaların ilaçlarını kesmesi gerekmez ve TUR sendromu görülme riski yoktur.
Benign prostat hiperplazisi tedavisinde kullanılan cerrahi yöntemler oldukça güvenilirdir.
Genel durumu iyi olan, ilaç tedavisinin etkili olmadığı hemen her hastaya uygulanabilir. Bununla beraber nadir de olsa bazı cerrahi komplikasyonlar görülebilmektedir.
Bu komplikasyonlardan bazıları şunlardır;
- Kanama
- Yara yeri iltihabı
- İdrar yolu iltihabı
- Geriye yani mesaneye doğru meni akışı
- Cinsel iktidarsızlık
- Operasyon sonrası tansiyon değişikliği
- İdrar yollarında tekrar darlık oluşması
Benign Prostat Hiperplazisi Tedavi Edilmezse
Benign prostat hiperplazisi hastaları uygun tedavi ile tedavi edilmediği zaman hastada birçok olumsuz komplikasyon görülebilmektedir.
Bunun sonucunda hastaların yaşam enerjisinde ve kalitesinde ciddi derecede azalma meydana gelebilmektedir.
Hastalarda görülen komplikasyonlardan bazıları şunlardır;
- İdrar yolu iltihabı: BPH hastalarında idrar yapmada ciddi derecede problem olabileceği için idrar kesesi tam olarak boşaltılamayabilir. Bu nedenle idrar kesesinde kalan idrar, idrar yolu enfeksiyonu gelişimi riskini arttırabilmektedir.
- İdrara çıkamama: BPH hastalarında prostat idrar yolunu aşırı derecede kapatıyorsa idrara çıkmakta zorlanma olabilir. Bu nedenle bu hastalara idrarın boşaltılması için idrar kesesine kateter yerleştirilebilir.
- Mesane taşları: İdrar kesesini tam olarak boşaltamayan hastalarda idrar kesesinde idrar kalabilir. Kalan bu idrar nedeniyle de hastada mesane taşları oluşabilmektedir. Mesane taşlarının etkisiyle mesane iltihabı, mesane yaralanması, idrardan kan gelmesi ve idrar yollarında tıkanıklık meydana gelebilir.
- Mesane duvar hasarı: Tamamen boşaltılamayan idrar nedeniyle zamanla idrar kesesinde büyüme görülebilir. Bu nedenle idrar kesesi duvarında bulunan kasların yapısı zayıflayabilir ve tam olarak kasılamaz. Bu durumun sonucunda idrar kesesinde kalan idrar miktarı daha da artabilir.
- Böbrek ve üreter hasarı: Böbrek ürettiği idrarı üreterler yardımıyla idrar kesesine iletir. İdrar kesesi yeterli miktarda boşaltılamayan hastalarda mesane yapısı zamanla bozulacağı için idrarın böbreklere doğru kaçışı görülebilir. Bu nedenle hastalarda hidronefroz gibi birçok böbrek hastalığı görülebilir.
Benign Prostat Hiperplazisi Hastaları Nelere Dikkat Etmelidir?
Benign prostat hiperplazisi olan hastalar aldıkları tedavinin yanı sıra bazı noktalara da dikkat etmelidir.
Hastalar bu durumlara dikkat etmezler ise hem hastalığı ilerleyebilir hem de şikayetleri gösterebilir.
Bu durumda hasta günlük aktivitelerini ve işlerini yaparken bile rahatsızlık duyabilir.
Bu nedenle hastalar şu noktalara özen göstermelidir;
- Gece yatmadan 2 saat önce sıvı alımı kısıtlanmalıdır. Bu sayede gece tuvalete kalkma durumu azaltılmış olur.
- Kafein ve alkol içeren sıvılar kişilerde hem kan akışını arttıracağı hem de damarlarda genişleme meydana getirebileceği için idrar üretimini arttırabilmektedir. Bu nedenle bu sıvıların tüketimi azaltılmalıdır.
- İdrar söktürücü ilaçlar, antihistaminik ilaçlar ve dekonjestanlar hem idrar çıkışını arttırabileceği hem de prostat kaslarında kasılma oluşturup idrar akışını engelleyebileceği için bu ilaçları kullanmadan önce mutlaka doktora danışılmalıdır. Doktorlar gerek duyarsa bu ilaçları başka ilaçlar ile değiştirebilmektedir.
- İdrar yapma hissi ilk hissedildiği zaman tuvalete gitmeye özen gösterilmelidir. İdrarın idrar kesesinde uzun süre beklemesi halinde idrar kesesinde ciddi hasarlar görülebilmektedir.
- Tuvalete çıkma programıhazırlamak hastalar için yararlı olabilmektedir. Hastalar gün içinde 4-6 saatte bir tuvalete çıkarak idrar kesesini eğitebilir.
- Obezite hastalığı olan bireylerde benign prostat hiperplazisi görülme riski zayıf kişilerden daha fazladır. Bu nedenle sağlıklı kiloyu korumak için dengeli beslenmeye ve düzenli egzersiz yapmaya özen gösterilmelidir.
Benign Prostat Hiperplazisi için Hangi Doktora Gidilir?
Benign prostat hiperplazisi hastalığı erken evrelerde sessiz kalıp herhangi bir belirtiye neden olmasa da hastalık ilerledikçe kişinin yaşam kalitesini ciddi derece azaltabilir.
Bu nedenle idrar yapmada zorluk yaşama, idrar yaparken ağrı hissetme, idrar çıkış sayısında artma, gece 2 ya da daha fazla sayıda idrara çıkma ve diğer belirtiler fark edildiği zaman mutlaka uzman bir doktora başvurmak fayda sağlayacaktır.
Hastada görülen bu belirtilere birçok hastalığın neden olabileceği unutulmamalıdır.
Hastalar bu belirtilerden herhangi birini ya da birkaçını kendisinde fark ettiği zaman mutlaka bir Üroloji uzmanına başvurmalıdır
Benign prostat hiperplazisi ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Benign Prostat Hiperplazisi (BPH) Kanser Midir?
Benign prostat hiperplazisi, erkeklerde en sık görülen iyi huylu tümörlerden biridir. Erkeklerde yaş arttıkça görülme sıklığı da artmaktadır. Hastalarda ciddi belirtiler görülebilmesi ile beraber prostat bezinin büyüklüğü ile belirtilerin şiddeti arasında bağlantı yoktur. BPH hastalığı prostat kanserine ilerlemez ve kanser gelişme riskini azaltmaz. Ancak BPH tanısı konulurken hemen her hastaya prostat kanseri açısından değerlendirme yapılır.