Boğaz Hastalıkları
Boğaz çevresinde çeşitli nedenleri meydana gelen hastalıklar boğaz hastalıkları olarak adlandırılmaktadır. Tedavisi genellikle dar spektrumlu antibiyotikler ile yapılmaktadır.
Boğaz Hastalıkları Nedir?
Boğaz, burnun arka alt kısmından başlayan ve boynun başlangıcı ile biten tüp şeklinde kas doku içeren bir anatomik yapıdır. İçerisinden soluk ve yemek borusu geçer. Vücudumuzun önemli işlevleriyle bize yardımcı olan önemli bir anatomik geçiş parçasıdır.
Boğaz yenilen yiyeceklerin yemek borusuna aktarılmasına yardımcı olmakla birlikte soluk alıp verme konusunda da önemli bir iletim yoludur. Bu sebeple yemek yemek ve nefes almak gibi hayatın yaşam için son derece önemli olan ve sürekli olarak devam etmesi gereken bu işlevlerin ancak sağlıklı bir boğaz ile yapılması mümkündür.
Boğazdaki herhangi bir problem bu temel işlevlerin yapılmasını sekteye uğratarak kişilerin yaşam kalitesini düşürür.
Boğaz, anatomik yapısı gereği birçok önemli yapı ile de komşuluk halindedir. Çevresindeki dokulardaki problemler ve hastalıklar tüm boğaz fonksiyonunun bozulmasına sebep olabilir.
Boğaz, sindirim sisteminin bir parçası olması sebebiyle herhangi bir problem varlığında beslenmenin bozulmasıyla beraber besin alımı zorlaşır. Bununla birlikte kişiler yemek yeme sırasında ağrı çekeceği için yemek yemekten kaçınabilir. Bu durumda iyileşmenin gecikmesi de söz konusudur.
Boğazda görülen bir diğer önemli patolojik durum ise kanserler ve tümörlerdir. Anatomik konumu gereği tedavi olanaklarının zorlu olmasına karşın bazı durumlarda erken belirti ve şikayete sebep olmasıyla erken tanı sonucu tedavide iyi sonuçlar alınabilir.
Boğaz Hastalıklarının Tipleri Nelerdir?
Boğaz konumu sebebiyle birçok ciddi fonksiyona sahip bir anatomik geçiş güzergahıdır. Bu sebeple bir çok hastalık ile karşı karşıyadır. Aşağıda sık görülen bazı boğaz hastalıkları verilmiştir.
Reflü Hastalığı (GERD): Mide ekşimesi veya gastroözofageal reflü hastalığı (GERD) olarak da bilinen asit reflü, dünyada her beş yetişkinden birini etkileyen yaygın bir durumdur. Asit reflü, göğsün üst kısmında, bazen boyun ve boğazı da içeren ağrı ve rahatsızlığa neden olabilir. Bu semptomlar, midede bulunan sindirim asitleri boğazı mideye bağlayan alt yemek borusu sfinkterini aştığında ortaya çıkar.
Epiglotit: Epiglot, yutma sırasında gıdanın soluk borusuna erişmesini önlemekten sorumlu olan, dilin tabanında bulunan dokudur. Bu doku iltihaplandığında veya enfekte olduğunda epiglotit olarak adlandırılır. Epiglot şiştiğinde dili bloke edebilir; bu genellikle tıbbi bir acil duruma yol açar. Bir epiglot enfeksiyonu, yasa dışı ilaçların alımı, ısı hasarı veya travmadan da kaynaklanabilir.
Larenjit: Soluk borusunun üst kısmı olan gırtlak, havanın akciğerlerden geçmesine izin verir ve ses telleri ile birlikte ses üretiminde önemli bir role sahiptir. Larinks ayrıca yiyecek ve sıvının akciğerlere girmesini engeller. Larinks iltihaplandığında bu hastalığa larenjit denir. Ses kısıklığı, öksürük, nefes almada güçlük ve ses kaybı gibi belirtilere neden olabilir. Ek olarak, larenjit reflü, polipler ve vokal kord sinir hasarına bağlanmıştır.
Larengomalazi (Larenks Dokularının Doğuştan anomalisi): Laringomalazi, bebeklerde stridorun (gürültülü solunum) sık görülen bir nedenidir. Doğuştan bir kusur olarak, bu sorun doğumda mevcuttur. Larinksin dokularının yumuşaması tipik olarak ciddi değildir ve genellikle 18 ila 20 aylıkken düzelir. Bununla birlikte, bazı bebekler ve küçük çocuklar için cerrahi müdahale gerekebilir.
Bademcik iltihabı ve Adenoidler: Bademcik iltihabı, boğazın arkasında bulunan bademciklerin enfeksiyonu anlamına gelir. Vücudun bağışıklık sisteminin bir parçası olan bademcikler, vücuda girmemeleri için bakteri ve virüsleri yakalar; bademcikler ayrıca gerektiğinde bağışıklık tepkilerini tetikler. Bademcik iltihabı, streptekok gibi bakteriyel enfeksiyondan kaynaklanan akut veya kronik gelişen bir enfeksiyon olabilir. Akut bademcik iltihabı antibiyotik kullanımıyla çözülebilirken, kronik veya tekrarlayan bademcik iltihabı bademciklerin alınması işlemini gerektirebilir.
Periyodik Ateş Sendromu: Periyodik ateş sendromu, bir çocukta tekrarlayan ateş ataklarına neden olan bir grup bozukluktur; Ateşlere kızarıklık, karın ağrısı, şiş ve ağrılı eklemler ve ağız yaraları gibi semptomlar eşlik eder. En yaygın olanı PFAPA (Periyodik Ateş, Aftöz Stomatit, Farenjit, Adenit) ve FMF (Akdeniz Ateşi) olmak üzere birkaç tür periyodik ateş sendromu vardır.
Farenjit: Ağız ve yumuşak damak arkasındaki dokuya yutak denir. Yiyeceklerin ve sıvıların yemek borusuna girdiği ve havanın akciğerlere girdiği bir yol görevi görür. Farenks iltihaplandığında bu hastalığa farenjit denir. En yaygın semptom ağrılı yutmadır. Farenjitin larenjit ile birlikte ortaya çıktığı bilinmektedir. Dinlenme, sıvı alımı ve nemli hava, yutak iltihabını azaltmaya yardımcı olabilir.
Tekrarlayan Krup: Krup, bazen altı ay ile üç yaş arasındaki çocuklarda ortaya çıkan havlayan tarzda öksürük ile karakterize bir hastalıktır. Sağlıklı çocuklarda krup, yılda bir ila iki defadan fazla ortaya genelde çıkmamalıdır.
Streptokokal Farenjit: Streptokokal bakteriler genellikle boğazda ve bademciklerde bulunur. Bazı durumlarda farenks iltihabına sebep olabilir.
Streptokokal farenjit, iki ila beş günlük bir kuluçka süresiyle çok bulaşıcıdır. Antibiyotiklerle tedavi edilir ve genellikle üç ila yedi gün içinde iyileşir. İyileşme bazen iki haftaya kadar uzayabilir. Erken teşhis konulması önemlidir. Komplikasyonların gelişmesini önlemek için fırsat sağlar.
Boğaz ve Gırtlak Tümörleri: Larinks ve boğaz tümörleri kötü huylu veya iyi huylu olabilir. Tümörler hava yolunu tıkayarak nefes almayı, konuşmayı ve yutma yeteneğini engelleyebilir.
Peritonsiller Apse: Tedavi edilmeyen boğaz ağrısı veya bademcik iltihabına bağlı komplikasyonlar sonucu ortaya çıkan bakteriyel bir enfeksiyondur. En çok çocuklarda, gençlerde ve genç erişkinlerde yaygın olan bu nadir apseler, şişlik, ateş, şiddetli boğaz ağrısı ve yutma güçlüğüne neden olabilen bir irin ve enfeksiyon topluluğu ile karakterizedir.
PANS / PANDAS (Streptokokal enfeksiyon ile İlişkili Pediatrik Otoimmün Nöropsikiyatrik Bozukluk): Yaklaşık 200 çocuktan birini etkileyen nadir bir durumdur. Bu hastalık diğer sağlık sorunlarının ortak semptomlarını gösterdiğinden, sıklıkla teşhis edilmez. Önde gelen teori, bir strep enfeksiyonuna otoimmün yanıtın PANDAS'ın nedeni olduğunu öne sürmektedir.. Hastalığın semptomları arasında motor veya sözel tikler, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve obsesif kompulsif bozukluk (OKB) ile ruh hali, anksiyete seviyeleri ve uykudaki değişiklikler yer alabilir
Boğaz Hastalıklarının Belirtileri Nelerdir?
Boğaz hastalıkları birçok belirti ve şikayete sebep olabilir. Bu sebeple boğazdaki en ufak sorun hastanın yaşam kalitesi için oldukça problem yaratabilir.
Bu şikayet ve belirtiler aşağıdaki gibi olabilir:
Yutma Zorluğu (Disfaji): Yaşlı yetişkinlerde daha yaygın olmasına rağmen, herhangi bir kişide yutma güçlüğü (disfaji) ortaya çıkabilir. Semptomlar ses kısıklığı, reflü, yemek yemenin uzun sürmesi, yutkunma sırasında ağrı veya boğazda veya göğüste yiyecek sıkışması hissini içerebilir. Boğaz hastalıklarının en yaygın görülen şikayetlerinden birisidir.
Yemek yerken ağrı: Yemek yerken veya yutulduğunda ağrı, aynı zamanda "odinofaji" olarak da bilinir. Ağız veya boğaz kitleleri, yemek borusu bozuklukları veya diğer birçok potansiyel nedenden kaynaklanabilir.
Boğaz ağrısı: Boğaz ağrısının bakteriyel enfeksiyon, asit reflü, yabancı cisim, doku çökmesi, tümör ve daha fazlası dahil olmak üzere birçok potansiyel nedeni olabilir. Sürekli boğaz ağrınız varsa, bir KBB doktoru bu durum için tanısal ve tedavi edici bakım sağlayabilir
Ateş: Enfeksiyonların birçoğunda ateş görülmektedir. Boğaz hastalığının sebebi bir enfeksiyon ise kişilerde eş zamanlı olarak ateş de görülebilir.
Kilo kaybı: Boğaz hastalıklarına bağlı olarak kişilerin beslenme düzenleri bozulabilir. Bu sebeple kişiler yeterli besin alamamaya bağlı olarak kilo kaybı yaşayabilirler.
Göğüs ağrısı: Reflü hastalığına bağlı olarak görülen boğaz ağrısı aynı zamanda göğüs ağrısı ile kendini gösterebilir.
Öksürük: Boğaz hastalıklarında öksürük şikayeti ciddi bir yer tutar. Boğazın tahriş olması ve o bölgedeki sinirlerin hastalıklara bağlı olarak sürekli uyarılması sonucunda uzun süren öksürük atakları görülebilir.
Lenfadenopati: Bazı enfeksiyona bağlı olarak gelişen boğaz hastalıklarında boyundaki lenf bezlerinde büyüme görülebilir.
Nefes darlığı: Boğaz hastalıkları nefes darlığına sebep olabilir. Bunun sebebi soluk borusuna bası olabilir. Bazı durumlarda bir boyun tümörünün soluk borusuna yaptığı basıya bağlı olarak da görülebilir.
Hemoptizi: Halk arasında kan tükürmek veya kan öksürmek olarak da bilinen hemoptizi boğazdaki tahriş ve tahrip sonucunda meydana gelebilir.
Boyunda ele gelen kitle: Boyunda ele gelen kitle bir tümör veya kanser sebebiyle meydana gelmiş olabilir. Bu kitlenin ağrısız ve sert olduğu durumlarda bir doktor gözlemi önemlidir.
Stridor: Tipik olarak gürültülü solunum için kullanılan tıbbi terimdir. Stridor, nefes alırken yüksek perdeli, ıslık sesi ile karakterizedir. Bu duruma gırtlak veya soluk borusundaki bir tıkanma neden olabilir.
Boğaz Hastalıklarının Nedenleri (Risk Faktörleri) Nelerdir?
Boğaz hastalıkları birçok kişi de görülebilse de bazı zemin hazırlayıcı faktörler kişilerin hastalıklara yakalanma ihtimalini oldukça arttırır.
Bu risk faktörleri aşağıdaki gibi olabilir:
Yaş: Çocuklar ve gençlerin boğaz enfeksiyonlarına yakalanma ihtimali yaşlılara göre daha yüksektir. 2 ila 16 yaş arası çocuklarda boğaz ağrısı ile başvuru sonucunda altta yatan en sık sebep bakteriyel enfeksiyon olan streptokoksik farenjit rahatsızlığıdır. Bununla birlikte yaşla birlikte kanser gelişme ihtimali de artar.
Tütün dumanına maruz kalma: Sigara içmek veya pasif olarak sigara dumanına maruziyet boğazda tahrişe sebep olur ve hastalıklara zemin hazırlar.. Sigara ayrıca ağız, boğaz ve gırtlak kanseri gelişme riskini arttırır.
Alerjiler: Mevsimsel alerjiler veya toza, küflere veya evcil hayvan tüylerine karşı devam eden alerjik reaksiyonlar, boğaz ağrısının ve tahrişinin gelişmesini daha olası hale getirir. Alerjiler boğazda kuruma veya yanma şikayetine sıklıkla sebep olur.
Kimyasal tahriş edici maddelere maruz kalma: Fosil yakıtların yanması ve yaygın ev kimyasallarından kaynaklanan havadaki parçacıklar boğazda tahrişe neden olabilir.
Kronik veya sık sinüs enfeksiyonları: Burnunuzdan akan akıntılar boğazınızı tahriş edebilir veya enfeksiyonu yayabilir.
Viral ve bakteriyal enfeksiyonlar bulaşı: Çocuk bakım merkezlerinde, sınıflarda, ofislerde veya uçaklarda, insanların toplandığı her yerde bazı bulaşıcı enfeksiyonların yayılması son derece olasıdır.
Zayıf bağışıklık: Bazı hastalıklara ve ilaç kullanımına bağlı olarak kişilerin boğaz enfeksiyonuna yakalanma eşiği düşebilir.
Kötü hijyen: Hijyen kurallarına uymayan kişilerin boğaz enfeksiyonu geçirme riski hijyen kurallarına uyan insanlara göre daha fazla olduğu düşünülmektedir.
Boğaz Hastalıklarının Teşhisi
Boğaz hastalıklarının teşhisinde anamnez önemlidir. Hastaların şikayetlerini doktora detaylı bir şekilde anlatması hastalık teşhisi açısından son derece önemlidir.
Boğaz hastalıklarının teşhisi genellikle fizik muayeneyle yapılmaktadır. Hastaların boğazına doktor bir çubuk yardımıyla bakarak bademciklerin durumunu, boğaz kızarıklığın ve şişliğin varlığının olup olmadığını gözlemleyebilir.
Fleksibl endoskop muayenesi: Boğaza bakma işlemi göz ile yetersiz kaldığı durumlarda fleksibl endoskoplar ile kamera yardımıyla yapılmaktadır. Bu endoskoplar rahatlıkla esneyebilmesi sebebiyle oldukça kullanışlıdır. Doktorlar hasta koltukta otururken endoskop yardımıyla burun içerisinden boğaza doğru ilerler. Bu sırada hasta acı ve ağrı duymaması sebebiyle anestezik sprey ilaçlar kullanılabilir. Boğazın tamamı bu muayene ile bir ekran yardımıyla görüntülenir. Doktorlar patolojik durumları tespit edebilir.
Bu yöntem ile tümöral oluşumlar da gözlemlenebilir.
Stretokoksik Hızlı Antijen Testi: Streptokokal enfeksiyonlarda acilde hızlı antijen testi yapılabilir. Boğaz sürüntüsü ile ticari kitler yardımıyla yapılabilir.
Boğaz kültürü: Bazı enfeksiyonların teşhisi için boğaz sürüntü örneğiyle kültür yapılabilir. Etkenin belirlenmesi tedavi için önemlidir.
Boğaz Hastalıklarının Tedavisi
En sık görülen boğaz hastalıklarından biri olan bakteriyal enfeksiyonların tedavisi genellikle dar spektrumlu antibiyotikler ile yapılmaktadır. Antibiyotikler bakteriyel enfeksiyonlardan emin olunduğunda kullanılabilir. Viral enfeksiyona bağlı olarak gelişen boğaz hastalıklarında antibiyotik kullanmanın bir faydası olmayabilir.
Reflü varlığına bağlı olarak görülen boğaz tahrişlerinde tedavi reflü hastalığını çözmeye yönelik olarak ilaçlar ile yapılabilir.
Periyodik ateş sendromu gibi hastalıklarda hastalar steroide iyi yanıt verebilirler. Bu sebeple streoid tedavisi düşünülebilir.
Uzun süren ve kronikleşen bademcik iltihabı durumlarında bademciklerin alınması işlemi (tonsillektomi) uygulanabilir. Bazı kişilerde kısmi tonsillektomi de tercih edilebilir.
Larengomalezi adı verilen anormal anatomik yapıda larenks yapısına sahip olan kişilerde genellikle tedavi edilmeden ilerleyen yaşa bağlı olarak iyileşme gözlemlenebilir. Buna karşın bazı kişilerde cerrahi gerekebilir.
Epiglottit ve larenjit gibi enfeksiyon durumlarında da antibiyotik tedavisi düşünülür.
Kanser durumlarında tedavide kulak burun boğaz hastalıkları ve baş boyun cerrahisi alanında uzmanlaşmış kişiler ile görüşüp tedavi planlanması kişiye özel yapılır.
Boğaz Hastalıkları Tedavi Edilmezse Ne Gibi Komplikasyonlara Yol Açar?
Boğaz hastalıkları tedavi edilmediği takdirde aşağıdaki komplikasyonlar meydana gelebilir.
Bu komplikasyonlar:
Malnutrisyon: Hastalarda boğaz hastalıklarına bağlı olarak görülen boğaz ağrısının sonucu olarak kişiler beslenmekte zorluk çekebilir. Bu kişilerde iyileşmeyi geciktirebileceği gibi kilo kaybına da yol açabilir.
Solunum sıkıntısı: Bazı kişiler nefes darlığı şikayeti sebebiyle solunum sıkıntısı yapabilir. Bazı tümörler ve kanserler soluk borusunu ciddi anlamda baskıya uğratır. Bunun sonucunda da nefes darlığı oluşur.
Enfeksiyonun yayılması: Streptokokal faranjitlerde olduğu gibi bazı bakteriyal enfeksiyonlar tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bunlara örnek olarak komşuluğu sebebiyle orta kulak iltihabı, sinüzit ve menenjit verilebilir.
İmmün kompleks oluşumlarına bağlı görülen komplikasyonlar: İmmün sistemi uyarıp bazı kompleks yapılar oluşturan enfeksiyonlar sonucunda otoimmun hastalıklar ortaya çıkabilir. Bu hastalıklara örnek olarak akut romatizmal ateş ve akut glomerülonefrit verilebilir.
Boğaz Hastalıklarında Kullanılan İlaçlar
Boğaz hastalıklarının bazılarında ilaç tedavisine gerek olmadan iyileşme gözlemlenebilir. Buna karşın olarak bazı enfeksiyonlarda antibiyotik ilaçların ve kortikosteroidlerin kullanımı oldukça faydalı olabilir.
Bu sebeple kullanabilecek ilaçlar:
Antibiyotikler
Penisilinler: Boğaz enfeksiyonlarında sıkça kullanılan bir ilaç grubudur. Genellikle 5 ila 7 gün arasında kullanılması tavsiye edilmektedir.
Bu ilaçlar:
- Amoksisilin klavunat
- Ampisilin Sulbaktam
Kortikostreoidler
Bu ilaçlar iltihabi reaksiyonlara sebebiyet veren proteinleri baskılayarak etki gösterirler. Boğaz hastalıklarında çok kullanılmasa da bazen tercih edilebilir.
Bu ilaçlar:
- Hidrokortizon
- Kortizon
- Prednizon
Gebelikte Boğaz Hastalıkları
Virüsler gibi enfeksiyonlara daha duyarlı olduğunuz için hamileyken daha fazla hastalık geçirme riski her zaman vardır. Bununla birlikte gebelerde sık sık boğaz ağrısı şikayetleri olabilir. Tüm boğaz ağrıları enfeksiyondan kaynaklanmamaktadır. Örneğin, yaygın bir hamilelik belirtisi olan mide ekşimesi de boğaz ağrısına neden olabilir.
Normal kişilerde de görülen streptokokal boğaz enfeksiyonları gebelik sürecinde de görülebilir. Hamile kadınlar hamilelik sırasında boğaz enfeksiyonuna yakalanabilir ancak hamile olmak bir kadının bu hastalığa yakalanma olasılığını artırmaz. Enfeksiyonun tedavisi gebelik sürecinde bebeğe zararlı olmayacak antibiyotikler seçilerek yapılabilir.
Gebe kişiler boğaz enfeksiyonlarını önlemek amacıyla boğazın kurumasını önlemeye yönelik sıvı alımına özen gösterip bazı bakteriyel enfeksiyonlar ile enfekte kişilerin olduğu ortamlardan kaçınabilir.
Boğaz Hastalıklarında Hangi Doktora Gidilir?
Boğaz hastalıkları, genellikle bir kulak burun boğaz uzmanı tarafından değerlendirilip tanı konulduktan sonra tedavi edilmesi gerekilen hastalıklardandır. Buna ek olarak kulak burun boğaz doktoru gerek gördüğü durumlarda bir enfeksiyon hastalıkları uzmanında da yardım alabilir.
Aşağıdaki şikayetleri olan kişilerin bir kulak burun boğaz doktoru ile görüşmesi gerekir.
Ses kısıklığı: Ses kısıklığı, bağırma, boğaz ağrısı, enfeksiyon ve diğer durumların normal bir etkisi olabilir. Ancak ses kısıklığı bazen reflü, tiroid sorunları, romatoid artrit veya nörolojik bozukluklar gibi daha ciddi bir hastalığın belirtisi olabilir. Uzun süreli ses kısıklığının bir doktor tarafından değerlendirilmesi gerekir.
Konuşma Gecikmesi: Okul öncesi çağındaki her 10 çocuktan birinde konuşma gecikmesi (veya "dil gecikmesi") ortaya çıkar. Bu durumun araştırılması gerekir. Konuşma gecikmesinin göstergesi olarak: 12-15 aylıkken basit kelimeleri söyleyememe, 18 aylıkken temel komutları anlayamama ("hayır"), üç yaşına kadar kısa cümleleri kullanamama ya da dört ila beş yaşına kadar basit bir hikaye anlatamama.uyarıcı olmalıdır.
Yabancı Cisimler (Yemek Borusu, Boğaz, Trakea / Havayolu): Üst sindirim sisteminin herhangi bir yerinde bulunan yabancı cisim, solunum sorunları, beslenme sorunları, ağrı, ses kısıklığı ve diğer semptomlar dahil olmak üzere ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Derhal bir acil sağlık hizmeti veren kuruluşa başvurulmalıdır.
Ağız veya Boğaz Kitleleri ve Lezyonları: Ağız veya boğazdaki kitleler kanserli veya iyi huylu olabilir. Bir kitle fark ederseniz, değerlendirme için bir doktora görünmek önemlidir. Lezyonlar veya ülserler yutma ve yemek yeme güçlüğüne neden olabilir veya hava yolunu tıkayabilir; bazı durumlarda ağız içi lezyonlar kötü huylu olabilir.