Adenomyozis
Endometriyum tabakasının miyometriyum adlı kas tabakasına doğru içe doğru yayılım yapmasına adenomyozis denir. Artık gebe kalmak istemeyen hastalarda histerektomi denilen işlemle rahim alınabilir.
Adenomyozis Nedir?
Kadın iç genital (üreme) sistemi; rahim, yumurtalık ve fallop tüplerinden oluşur. Rahim; kadında menstruasyon(adet) döngüsü ile her ay kanamanın gerçekleştiği, gebelik döneminde bebeğin anne karnında yaşadığı organdır.
Rahim içten dışa doğru endometriyum, miyometriyum(kas tabakası) ve perimetriyum denen 3 tabakadan oluşur. Her ay menstruasyon (adet) döngüsünde spermle karşılaşılmadığı durumda endometriyum tabakası adet kanaması denen olay ile atılıp sonrasında tekrardan yenilenir.
Endometriyum tabakasının miyometriyum adlı kas tabakasına doğru invazyon (içe doğru yayılım) yapmasına adenomyozis denir. Adenomyozis toplumda %20 dolaylarında görülmesine karşın ilerleyen yaşlarda bu oran %30 lara çıkar.
Adenomyozis Belirtileri Nelerdir?
Endometriyum dokusu her adet döneminde yenilendiği için adenomyozise bağlı semptomlar da genellikle adet dönemi zamanlarında ortaya çıkar. Adenomyoziste en sık görülen semptomlar;
- Karın Ağrısı: Adenomyozisin en sık görülen belirtisi karın ağrısıdır. Hastalarda adet döneminde hormonal değişikliklere bağlı olarak endometriyum dokusunda değişimler meydana gelir. Bu değişimler kas tabakasına doğru ilerlemiş endometriyum dokusunu da etkilediği için kas tabakası kasılır ve buna bağlı ağrı oluşturur.
- Şiddetli ve Uzun Süreli Adet Kanamaları: Normal durumda adet kanaması 7 günü geçmemelidir. Ayrıca günlük ped kullanım sayısı da 4 ün üzerinde olmamalıdır. Eğer adet kanamaları çok uzun sürüyorsa ve miktar olarak fazlaca kanama oluyorsa bu durum bir problemi işaret eder. Adenomyozise sahip kadınlarda genellikle kanamalar uzun sürelidir ve kanama miktarı fazladır.
- Kasık Ağrısı: Hastalarda karşılaşılan bir diğer semptom kasık ağrısıdır. Adet döneminde gelişen kanamaya bağlı oluşan rahim kasılması hastalarda kasık ağrısına yol açabilir.
- Adet Dönemi Dışında Görülen Kanamalar: Adenomyozise sahip hastalarda sıklıkla görülen semptomlardan biri adet kanaması bittikten hemen sonra yada adet kanamasına daha zaman varken görülen ara kanamalardır. Bunun nedeni sıklıkla adenomyozise eşlik eden hormonal bozukluklardan kaynaklanır. Bazen herhangi bir neden de bulunamayabilir.
- Cinsel İlişki Sırasında Ağrı: Adenomyozise sahip hastalar sıklıkla cinsel ilişki sırasında yaşadıkları ağrıdan ve bu durumun cinsel ilişkiden kaçınmaya yol açmasından bahsederler. Cinsel ilişki sırasında gelişen pek çok hormonal ve sinirsel uyarım rahimin kasılmasına ve ağrı oluşumuna yol açabilir.
- Karında Şişlik ve Hassasiyet: Hastalarda sürekli var olan kanamalar ve ağrılar hastada şişlik ve hassasiyete yol açabilir.
Adenomyozis Nedenleri Nelerdir?
Adenomyozise yol açan kesin etken bilinmemektedir. Ancak bazı durumlarda hastalığın görülme sıklığı artmıştır. Bu yüzden bu durumlar adenomyozis için risk faktörü konumundadır. Bu durumlar;
- Konjenital: Anne karnında rahmin gelişimi sırasında endometriyum dokusu miyometriyuma doğru ilerleyebilir
- Sezeryan: Sezeryan sırasında bebeği çıkarabilmek için hastanın rahminin kas dokusu kesilir. Bu işlem sonrasında kesi yeri iyileşirken endometriyum dokusu miyometriyuma doğru ilerleyebilir.
- Rahim iltihabı: Rahmin iltihabı sonucu endometriyum dokusu miyometriyuma ilerleyebilir
- Yaş: Yaş ilerledikçe adenomyozisin görülme riski ve sıklığı artar
- Geçirilmiş Rahim Ameliyatı: Tıpkı sezeryanda olduğu gibi herhangi bir rahim ameliyatı sonrası da adenomyozis gelişimi gözlenebilir.
Adenomyozis Teşhisi
Adenomyozis çoğunlukla hastanın anamnez ve fizik muayenesinin ardından yapılan görüntüleme yöntemleri ile teşhis edilir. Adenomyozisin teşhisinde kullanılan yöntemler ;
- Anamnez: Anamnez hastanın hastalığı hakkında var olan şikayetlerini dile getirmesi durumudur. Adenomyozise sahip hastalar sıklıkla yoğun ve sık kanama, karın ağrısı, karında şişlik ve ara kanama gibi şikayetlerden yakınırlar. Hekim hastada bu şikayetlerin ne zamandır var olduğunu, şikayetleri arttırıp azaltan etkenleri, hastanın kullandığı ilaçları sorgular. Ardından fizik muayeneye geçer.
- Fizik Muayene: Fizik muayenede hasta jinekolojik muayene masasına uzanır. Hekim hastanın vajinasını çıplak gözle muayene eder. Ardından hekim bir spekulum yardımıyla hastanın vajinasını açar ve serviksine bakar. Sonrasında görüntüleme yöntemlerine geçer.
- Transvajinal Ultrasonografi: Ultrasonografi kadın hastalıkları ve doğum bölümünün en sık kullandığı görüntüleme yöntemidir. Ultrasonografi; ses dalgaları kullanılarak görüntünün oluşturulduğu bir görüntüleme yöntemidir.Transvajinal ultrasonografide hastanın vajinasına vajinal ultrasonografi probu ile girilerek rahim incelenir. Çoğunlukla bu yöntemle endometriyum dokusunun kas tabakasına doğru ilerlediği görülerek adenomyozis teşhisi konur.
- Transabdominal Ultrasonografi: Transabdominal ultrasonografide hastanın kasık bölgesi abdominal ultrasonografi probu ile incelenerek rahimin kas tabakasına doğru ilerlemiş olan endometriyum dokusu incelenir . Tanı çoğunlukla bu izlemden sonra konmuş olur.
- Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Bu işlem; çoğunlukla ultrasonografi ile saptanamayan yada başka ek hastalık olduğu düşünülen hastalarda uygulanan bir görüntüleme yöntemidir. Manyetik alan kullanarak görüntünün oluşturulduğu bir görüntüleme yöntemi olduğu için; radyasyon içermez ve güvenle kullanılabilir.
Adenomyozis Tedavisi
Adenomyozisin kesin tedavisi cerrahi girişimdir. Çocuk sayısını tamamlamış ve artık gebe kalmak istemeyen hastalarda histerektomi denilen işlemle rahim alınabilir. Henüz gebe kalmamış yada gebelik sayısını tamamlamamış hastalarda ise cerrahi girişimle rahim tıraşlanabilir.
Adenomyozisin medikal tedavi ile kesin çözümü yoktur. Hekimin reçete edeceği ilaçlar sadece semptomları iyileştirmeye yöneliktir. Adenomyozisi düzeltmez.
Adenomyozis Tedavi Edilmezse Ne Gibi Komplikasyonlara Yol Açar?
Adenomyozis tanı konulduğunda mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Hastalar tedavi uygulanmadığında; sık sık görülen ara kanamalar, şiddetli adet kanamalarından yakınır. Bu durum hastada anemi (kansızlık), halsizlik, sürekli uyuma isteği, iştahsızlık gibi semptomlara neden olur.
Adenomyozise sahip hastalar çok şiddetli karın ağrısı hissederler. Bu durum tedavi edilmediği takdirde kişinin hem iş hem sosyal hayatını olumsuz yönde etkiler.
Adenomyozise sahip hastalar gebe kalmakta yada varolan gebeliğin sürdürülmesinde sıkıntı yaşarlar. Ağrıya ve kanamaya bağlı düşükler (abortuslar) sık görülür.
Adenomyozise sahip hastalarda ilerleyen dönemde rahim kanseri gelişme riski vardır. Hastalara bu yüzden gebelik sayısını tamamlamış ve artık gebelik istemiyorlarsa histerektomi ile rahim alımı işlemi uygulanır.
Adenomyozise Ne İyi Gelir? Ne İyi Gelmez?
Adenomyozisin kesin tedavisi cerrahi girişimdir. Bunun dışında uygulanabilecek herhangi bir yöntem; adenomyozise etki etmez. Bu hastalığa sahip hastalar bir an önce istediği çocuk sayısına ulaşmalı ve histerektomi ile rahimi aldırmalıdır.
Hastalarda kullanılan bazı ilaçlar var olan semptomların hafifletilmesinde işe yarar. Ancak hastanın adenomyozisini düzeltmez.
Adenomyoziste her ne kadar halk arasında soğan suyu, lahana suyu, aslan pençesi bitkisi çayı gibi sıvıların hastalığa iyi geldiği söylense de; bununla ilgili net bir çalışma bulunmamaktadır.
Adenomyoziste Kullanılan İlaçlar
Adenomyozisin esas tedavisini cerrahi girişim oluşturur. Ancak hastalarda oluşan kanama ve ağrı gibi şikayetleri önlemek için birtakım ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar;
- Ağrı Kesici (Non Steroid Antiinflamatuar İlaçlar): Bu ilaçlar hastada var olan kasık ve karın ağrısını hafifletmek için kullanılır. İçerik olarak Parasetamol, İbuprofen, Naproksen gibi maddeler barındırır. Bu ilaçların yan etkileri arasında baş dönmesi, bulantı, kusma, ishal, halsizlik, yorgunluk gibi şikayetler görülebilir. Bu şikayetler hastayı rahatsız edecek düzeye ulaştığında ilaca ara verilmeli ve mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.
- Kanamayı Düzenlemeye Yönelik İlaçlar: Bu ilaçlar hastada var olan aşırı miktarda kanamayı ve ara kanamaları düzeltmeye yöneliktir. İçerik olarak traneksamik asit barındırır. Bu ilacın yan etkileri arasında bulantı, kusma, ishal, baş ağrısı, baş dönmesi ve tansiyon düşüklüğü(hipotansiyon) gibi semptomlar görülebilir. Bu semptomlar hastayı rahatsız edecek düzeye ulaştığında ilaca ara verilmeli ve mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.
- Hormon Takviyesi: Hastalarda bazı durumlarda kanamayı durdurmaya yönelik olarak hormon tedavisine başvurulabilir. Bu hormonlar kadınlık hormonu olarak da bilinen östrojen ve progesteron adlı hormonlardır. Bu ilaçların yan etkileri arasında adet görememe, kilo alımı, kilo kaybı, baş ağrısı gibi semptomlar görülebilir. Bu semptomlar hastayı rahatsız edecek düzeye ulaştığında ilaca ara verilmeli ve mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.
Adenomyozis Ameliyatı
Adenomyozisin esas tedavisini cerrahi girişim oluşturur. Gebelik sayısını tamamlamış ve artık gebe kalmak istemeyen hastalarda rahim tümüyle alınırken; hala gebelik düşünen yada hiç gebelik yaşamamış adenomyozisli hastalarda tedavide miyometriyuma doğru ilerlemiş endometriyum dokusu çıkarılır.
Histerektomi ile rahmi tümüyle alınacak olan hastaların ameliyatı açık cerrahi yada laparoskopik (kapalı) cerrahi yöntemi ile yapılabilir. Hasta genel anestezi altında(tüm vücudun uyuşturulduğu anestezi türü) uyutularak ameliyat edilir. Ameliyat esnasında hastada rahmi yerinde tutan bağlar kesilir, rahmi kanlandıran damarlar bağlanır ve rahim çıkarılır.
Henüz gebelik yaşamamış yada istediği gebelik sayısına ulaşamamış kişilerde; tedavi için rahim küretajı yöntemi uygulanabilir. Bunun için hasta yine genel anestezi altında uyutulur ve vajinadan girilerek miyometriyuma doğru ilerlemiş olan endometriyum dokuları çıkarılır.
Her iki ameliyat türü de yaklaşık 2 saat kadar sürer. Hasta 1 gün boyunca hastanede kalır. Herhangi bir komplikasyon görülmediği durumlarda taburcu edilir.
Gebelikte Adenomyozis
Gebelik döneminde adenomyozis oldukça nadir rastlanılan bir durumdur. Genellikle adenomyozise sahip olan hastalarda gebelik kanama ve rahim kasılmalarından dolayı sıkıntıya uğrar. Bunun sonucunda gebelikler çoğunlukla düşük(abortus) olarak sonuçlanır. Ancak adenomyozis ile hamile kalan bazı hastalarda herhangi bir problem oluşmayabilir ve hasta rahatlıkla doğumunu gerçekleştirebilir. Bu durum genellikle düşük seviyeli adenomyoziste geçerlidir.
Adenomyozis risklerine sahip ve bu hastalıktan ötürü gebe kalamayan; gebe kalsa bile gebeliği düşükle sonuçlanan kişilerde tedavi için rahim küretaj işlemine başvurulur. Bu işlemin ardından hastaya aşılama yada tüp bebek tedavisi gibi gebe kalmayı kolaylaştırıcı tedaviler uygulanabilir. Burada amaç hastanın bir an önce istediği çocuk sayısına ulaşıp sonrasında semptomları önlemeye yönelik histerektomi (rahim alma ameliyatı) uygulanmasıdır.
Gebelikte adenomyozise sahip hastalar sıklıkla kanama, karın ağrısı, kasık ağrısı ve sık tekrarlayan düşüklerden yakınırlar. Hekim hastayı detaylıca muayene eder, gerekli tetkikleri uygular, hastalığa tanı koyar ve buna yönelik tedavi uygular.
Adenomyoziste Hangi Doktora Gidilir?
Adenomyozis tanı konulduğunda tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Adenomyozis ile esas olarak ilgilenen, hastalığa tanı koyan ve tedavi uygulayan bölüm Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümüdür. Hekim hastanın şikayetlerini dinler, bu şikayetlerin ne zamandır var olduğunu sorgular, gerekli tetkikleri yapar ve hastalığa tanı koyar.
Hastalar bazen yoğun kanama, karın ağrısı ve karında şişlik gibi semptomlarla acil servise başvurabilir. Acil hekimi hastayı detaylıca muayene eder; adenomyozisten şüphelendiği durumlarda hastayı Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümüne sevk eder.
Hastalar şiddetli karın ağrısı, kasık ağrısı, şiddetli adet kanaması, adet dönemi sonrasında yaşanan ciddi kanama gibi semptomlar yaşadığında mutlaka bir hekime başvurmalı ve detaylıca muayene edilmelidir.
Adenomyozis ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Adenomyozis gebelik için engel oluşturur mu?
Adenomyozise sahip kadınlar sıklıkla aşırı kanama, kasık ve karın ağrısı gibi şikayetlerle hekime başvurur. Kanaması sık olan kişilerde gebelik gerçekleşemez. Çünkü bebeğin büyüyüp geliştiği yer olan rahimde sürekli kanama olması bebeğin o bölgede durmasını engeller. Ayrıca hastada var olan rahim kasılmaları bebeğin dışarı atılmasına neden olur.