Akciğerde Nodül
Enfeksiyon gibi nedenlerle akciğerde ortaya çıkan; çoğunlukla 3 cm'den küçük nodüllerin tedavisi için medikal, cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi gibi yöntemler uygulanmaktadır.
Akciğerde Nodül Nedir?
Akciğer nodülleri, çevresi akciğer dokusu ile çevrili olan, kenarları düzgün şekilli, genellikle 3 santimetreden küçük, çoğu iyi huylu lezyonlardır. Akciğer nodülleri bir enfeksiyon kaynaklı olarak gelişmekle birlikte çeşitli romatizmal hastalıklar, otoimmün hastalıklar ve akciğer hastalıklarına bağlı olarak da görülebilir.
3 santimetreden küçük nodüller genellikle iyi huyludur, büyüme ve yayılma gibi özellikler göstermez. Daha geniş çaplı ve büyüme eğiliminde olan nodüllerin kötü huylu olma ihtimali yüksektir. İyi huylu nodüller genelde hastayı rahatsız etmez, herhangi bir belirti vermez. Tesadüfen, başka bir sebeple çekilen göğüs tomografisinde akciğerde lezyonlar fark edilir.
Akciğerde Nodül Belirtileri Nelerdir?
Akciğer tomografisinde akciğer üzerinde düzgün kenarlı ve opak çoğunlukla 3 cm’den küçük olan nodüller genellikle iyi huyludur. Akciğerinde nodüle sahip olan hastalar başlangıçta hatta çoğu zaman semptom vermez. Başka bir hastalığın araştırılması sırasında tesadüfen saptanırlar. Hastalıklara ikincil olarak gelişen nodüller, hastalık tedavisi ile geriler. Hastalık geçtikten sonra kalıcı da olabilirler, bu durum hasta için risk ve şikayet oluşturmaz.
Hastalığa bağlı olarak gelişen nodüller kaynaklandığı hastalığın belirtilerini gösterirler. Kötü huylu nodüller genellikle kanser varlığında tümöral oluşum veya mevcut/geçirilmiş başka bir organa ait kanser varlığında akciğer metastazını düşündürür. Kötü huylu nodüller saptandığı andaki boyutlarıyla varlığını sürdüremez. Genişleme, yayılma özelliğindedir. İyi huylu nodüllerden görüntü olarak farkları, kenarlarının düzensiz olması ve çaplarının büyüklüğüdür.
Enfeksiyon kaynaklı akciğer nodüllerinde görülen belirtiler:
- BT’de (bilgisayarlı tomografi) iyi kenarlı, 3 cm’den küçük opak görüntüler
- Takipte nodüllerin sınırlarının aynı kalması
- Ateş
- Gece terlemeleri
- Kuru öksürük, balgam
- Kanlı öksürük
- Göğüs ağrısı
- Lenf bezi tutulumundan dolayı lenf düğümlerinde iltihaplanma, ağrı
- Halsizlik, güçsüzlük
- Kilo kaybı, anoreksiya
Kötü huylu akciğer nodüllerinde görülen belirtiler:
- BT’de düzensiz kenarlı, çapları 3 cm’den büyük lezyonların varlığı
- Takipte nodüllerin büyüme ve yayılma göstermesi
- Devamlı ve kötü gidişli öksürük
- Hırıltılı solunum
- İlerleyici nefes darlığı
- Kanlı öksürük
- Ses kısıklığı
- Yutkunma güçlüğü
- Ani ve hızlı kilo kayıpları
Akciğerde Nodül Neden Olur?
Çekilen akciğer tomografisinde opak, düzgün kenarları olan lezyonlar nodülleri düşündürür. Nodüller, iyi huylu veya kötü huylu olabilir. Hastanın risk faktörlerine göre, geçirdiği kanser hastalıklarına göre, göre kötü huylu olabilir. Enfeksiyonlara bağlı olarak oluşan nodüller iyi huyludur, enfeksiyonun tedavisi ile ortadan kalkar.
- Akciğer Tüberkülozu: Sıklıkla akciğerin orta ve alt loblarının etkilendiği akciğer tüberkülozunda etken Mycobacterium Tuberculosis ve pastörize olmayan süt kullanımı yoluyla alınan M. Bovis isimli bakterilerdir. Akciğer tüberkülozu ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, anoreksiya, halsizlik, güçsüzlük gibi spesifik olmayan semptomlar ile kendini gösterir. Bağışıklık sisteminin baskılanmış olduğu hastalarda sistemik enfeksiyona ilerleyebilir. Sıklıkla akciğerde orta ve alt loblarda tutulum gösteren akciğer tüberkülozu iyileştikten sonra lezyon sahalarında nodüller bırakır.
- Wegener Granülomatozu: Orta çaplı ve küçük çaplı atar damarları tutan, böbrek ve akciğerin etkilendiği sistemik bir hastalıktır. Öksürük, kanlı öksürük, göğüs ağrısı, kilo kaybı, halsizlik gibi semptomlar akciğer tutulumunun olduğu tabloda, diğer sistemik belirtilere eşlik eder. Bilgisayarlı tomografide akciğerde nodüler lezyonlar görülür. Hastalığın nedeni bilinmemekte olup, çeşitli enfeksiyonların hastalığı ateşlendirdiği düşünülmektedir. Wegener Granülomatozu hastalığında akciğer nodülleri, iki taraflı ve birden fazla sayıdadır. Akciğer lezyonlarının yanında, böbrek tutulumu yapar, böbrek yetmezliği gelişebilir, bazı hastalarda sinir tutulumları olabileceği için periferik nöropati tablosu görülebilir.
- Sarkoidoz: Nedeni bilinmeyen bir hastalık olan sarkoidozda akciğerlerle birlikte, lenf bezleri, deri, kalp, göz, beyin gibi organları tutabilen bir hastalıktır. Sarkoidoz çoğunlukla akciğer tutulumu göstererek nodül tarzında lezyonlara neden olur. Öksürük, göğüs ağrısı ve ilerleme niteliğine sahip nefes darlığı ile kendini belli eder. Çoklu organ tutulumundan dolayı sistemik bir hastalık olan sarkoidoz göz tutulumu ile görme bulanıklığı, deri tutulumu ile kırmızı renkte, ağrılı şişlikler görülür. Hastalık çoğunlukla 20-40 yaş aralığındaki kadınlarda görülmekle birlikte değişen yaş ve cinsiyet aralıklarının çoğunda rastlanır. Bağışıklık sisteminin cevabından kaynaklanan lezyonların tedavisi için bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanılır.
- Romatoid Artrit: Romatoid artrit sıklıkla küçük eklemleri tutan ve sıklıkla kadınlarda görülen romatizmal bir hastalıktır. Fakat romatoid artrit hastalarının bir kısmında akciğer tutulumu da görülür ve görülen kesim çoğunlukla erkek hastalardır. Akciğerin hemen her lobunda oluşabilen nodüler lezyonların çapları 3 cm’den küçük olmakla birlikte bu nodüllerin başlangıç aşamasında tedavisi yapılmaz, düzenli aralıklarla takip edilir.
- Akciğer Kanseri: Akciğerde görülen nodüller için kanserden şüphelenilir. Hastada mevcut risk faktörleri ve nodüllerin büyüklüğü, sınırları nodüllerin kötü huylu veya iyi huylu olduğuna göre belirli işaretler verir. Genellikle 3 cm'den büyük ve düzgün sınırlı olmayan düzensiz kenarlı nodüller tümöral bir kitleyi düşündürür. Hastanın uzun yıllar sigara kullanması, ailede sık kanser öyküsünün bulunması, hastanın yaşı, hastada KOAH, astım gibi akciğer hastalıklarının bulunması akciğer kanseri için risk faktörleridir. Nodüllerin basit bir enfeksiyon tedavisine veya küçültme amaçlı yapılan tedavilere yanıt vermemesi, yapılan takiplerde boyutlarının artış göstermesi veya artma eğiliminde olduğu durumlarda akciğer kanserinden şüphelenilir. Böyle bir durumda yapılan PET taraması ve alınan biyopsi materyali incelemesiyle hemen tanıya gidilip tedaviye başlanmalıdır. En sık kanser ölümlerinin nedeni akciğer kanseridir ve erken tanı ile başlangıç evresinde olan kanserlerin tamamen iyileşmesi mümkündür.
- Metastatik kanserler: Akciğerlerinde düzgün kenarlı nodüller görülen hastaların geçmişinde atlattığı kanser öyküsü veya halen süren kanser hastalığı süreci nodüllerin akciğer metastazı olduğunu düşündürür. Akciğer metastazı yani başka bir organdaki veya sistemdeki kanserin akciğerlere sıçraması, akciğer kanserine neden olmasıdır. Hastadan alınan öykü bu açıdan oldukça önemlidir.
Akciğerde Nodül Teşhisi
Akciğer nodülleri çoğunlukla semptom vermez, hastalar nodül varlığından habersizdir, tesadüfen saptanır. Kötü huylu akciğer nodülleri sinsi ilerleyiş gösterse de belirtileri erken dönemde ortaya çıkar ve erken tanı şansı vardır. Kötü huylu tümör akciğer hastalıklarında erken tanı hastalığın gidişatı ve yaşam şansı için oldukça önemlidir. Hastanın şikayetlerine, risk faktörlerine, yaşam tarzına, geçirdiği veya var olan hastalıklarına göre gerekli tetkikler başlatılır.
- Hastanın öyküsü: Hastadan alınan öykü ile hastanın şikayetlerine yönelik, yaşam tarzına ve mevcut hastalıklarına yönelik, ailesel hastalıklarına yönelik bilgi alınır. Bu bilgiler varlığında hastada olması muhtemel hastalıklar düşünülür ve bu hastalıklara yönelik tetkiklere başlanır. Aile öyküsünde sık rastlanan kanser vakaları, kalıtsal hastalıklar, hastanın geçirmiş olduğu kanser öyküsü akciğerde kötü huylu oluşumun varlığına işaret edebilir. Sigara kullanımı, bazı mesleki maruziyetler akciğer kötü huylu oluşum varlığı açısından risk taşır. Hastadan alınan öyküde bu bilgiler mutlaka sorgulanmalıdır.
- Fizik Muayene: Öykü alımının arkasından yapılan fizik muayene ile enfeksiyon riskine karşın boğaz incelemesi, üst solunum yollarının incelenmesi ve akciğerlerin durumunu anlamak için stetoskop ile akciğerlerin dinlenmesi gereklidir. Akciğerden alınan hırıltılı sesler solunum güçlüğüne işaret eder ve tanıda önemlidir.
- Bilgisayarlı Tomografi: Çekilen akciğer tomografisi ile akciğerde görülen opak, kenarları belirgin lezyonlar nodül varlığını düşündürür. Nodülün iyi huylu olup olmadığı hakkındaki tahmin yalnızca boyutlarına ve şekline bakılarak yapılır. İyi veya kötü huylu olduğunu saptamak için BT'ye ek olarak PET taraması yapılır.
- PET Taraması: Pozitron emisyon tomografisi (PET) çeşitli birçok kanserin varlığı ve derecelendirilmesi için kullanılan etkili bir tanı yöntemidir. PET taraması için hastaya, 6 saatlik açlık sonrasında radyoaktif madde enjekte edilir. Radyoaktif maddenin enjeksiyonundan bir saat sonra hasta çekime alınır. Verilen radyoaktif maddenin akciğerde bir veya birkaç odakta toplanması tümöral bir yapı varlığını düşündürür. Kanserin tanısında, evrelendirmesinde, takibinde ve tedavi sonrası takibinde PET taraması kullanılır.
- Biyopsi: Yapılan BT ve PET taramalarında görülen şüpheli nodüllerin görülmesinin ardından kötü huylu olduğundan emin olmak için ilgili hekim biyopsi incelenmesi isteyebilir. Bunun için iğne biyopsisi veya bronkoskopik biyopsi kullanılır. İğne biyopsisi akciğer yüzeyinde, deriye yakın yerleşimli lezyonlardan örnek almak için idealdir. İğne ile derinin üzerinden akciğere girilir ve örnek çekilir. Bronkoskopik biyopsi, hava yollarına yakın yerleşimli nodüllerden örnek almak için uygundur. Bronkoskopi ile yani ağızdan soluk borusuna girişim yapılan ucunda kamera bulunan bir alet ile akciğer hava yollarına ulaşılır ve ilgili yerden örnek alınır. Patoloji laboratuvarına gönderilen biyopsi örneğinin incelenmesinin ardından tanı konur.
- Laboratuvar Testleri: Bazı kanser vakalarında tümör belirteçlerinin kanda artışı söz konusudur. Bu açıdan kanseri dışlamak için veya kanser varlığını göstermek için kan analizi yapılır. Yine romatoid artrit gibi hastalıklarda kanda antikorların yükseldiği görülür. Diğer sistemik enfeksiyonlarda etkene karşı geliştirilen antikorlar da enfeksiyon kaynaklı akciğer tutulumunun olduğunu göstermek için yapılan kan analizlerinde tanı için yardımcı olmaktadır.
Akciğerde Nodül Takibi
Akciğerde bilgisayarlı tomografide görülen nodüllerin boyutuna ve şekline göre tedaviye ya da nodülün takibine karar verilir. 3 cm’nin altındaki nodüller, hastalık şikayetleri yok ise takibe alınır.
Nodülün boyutuna göre doktor, 3 aylık veya 6 aylık kontroller ister. Bu kontroller 2 yıl yapılır. Şüpheli durumlarda 3-5 yıl takip gerekebilir. Boyutları aynı kalan, yayılma eğilimi göstermeyen nodüller tedavi edilmezken yapılan kontrollerde büyüme eğilimi gösteren nodüllerin kötü huylu olma ihtimali yüksektir, ileri tetkikler ile kötü huylu olduğu tanısı konunca geç kalınmadan tedaviye başlanmalıdır.
Akciğerde Nodül Tedavisi
Akciğer nodülleri boyutlarına, tiplerine, kaynaklandığı hastalıklara göre iyi huylu veya kötü huylu özellik gösteren lezyonlardır. Bu lezyonlar çoğu hastada şikayet oluşumuna neden olmaz, semptomsuzdur, tesadüfen fark edilir. Enfeksiyonlara ikincil olarak gelişebilen nodüller enfeksiyonun tedavisi ile geriler veya kalıcı olabilir.
Kalıcı olan nodüller herhangi bir risk oluşturmaz. 3 cm'den küçük çaplı, düzgün kenarlı nodüller iyi huylu nodül olarak kabul edilir ve tedavi gerektirmez. Düzenli aralıklarla, 3 ay/6 ayda bir gibi, takibi yapılır. Şikayet oluşturmayan ve büyüme eğiliminde olmayan nodüller tedavi edilmez. Akciğerde oluşan nodüller bazen kötü huylu olabilir.
Kötü huylu nodüller genellikle hastada başlangıç aşamasından itibaren şikayetler ile kendini belli eder. Kötü huylu nodül, akciğer kanseri kaynaklı, geçirilmiş başka bir organa ait kanserin akciğere metastaz yapması kaynaklı olabilir. Kronik sigara içiciliği, KOAH, astım gibi kronik akciğer hastalıklarının varlığı ve ailede kanser vakalarının sık görülmesi, akciğerde görülen bu nodüllerin kötü huylu olduğunu düşündürür.
Erken tanı akciğer kanserinde çok önemlidir. Erken evrelerde yapılan tanı ile başlanan tedavide hayatta kalma yüzdesi artar.
Medikal Tedavi: Enfeksiyon kaynaklı olduğu kesinleşen akciğer nodülleri için enfeksiyonun tedavisi yeterlidir. Enfeksiyon odağı ortadan kaldırıldığında nodüllerin oluşumu kısıtlanır, zararlı olma riski ortadan kalkar.
Tüberküloz, zatürre gibi akciğer enfeksiyonlarının tedavisi için antibiyotik tedavisi uygulanır. Tüberküloz için kullanılan antibiyotikler; rifampisin, izoniazid, etambutol, pirazinamiddir. Bu ilaçlar hastaya göre çeşitli kombinasyonlarda, birlikte verilir.
Pnömoni için kullanılabilecek antibiyotikler beta laktam grubu antibiyotikler, makrolidler, florokinolonlar hastaya göre kombinasyon şeklinde verilir.
Romatoid artrit, sarkoidoz gibi akciğeri etkileyen otoimmün hastalıkların tedavisi için bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaçlar tercih edilir. Kortizon sıklıkla kullanılan ilaçlardandır. Kortizonun kullanımı dikkatli olmalıdır. Başlangıçta bağışıklık sistemini baskılayarak antikor üretimini azaltır ve akciğer tutulumunu ortadan kaldırır fakat uzun süreli kullanımı ciddi yan etkiler oluşturur. Bağışıklık sisteminin baskılanması ile akciğer ve diğer doku ve organlarda meydana gelen enflamasyonun önüne geçilir.
Cerrahi Girişim: Akciğerde görülen kötü huylu nodüller büyüme, genişleme ve sayıca artma eğilimindedirler. Belirtileri ciddi oranda hastayı rahatsız edici olan kötü huylu akciğer nodüllerinin erken teşhisi ve gerekli tedavisi çok önemlidir.
Kötü huylu nodülün yalnızca akciğerde bulunması, vücudun diğer yerine yayılmamış olması cerrahi girişim için önemlidir. Yalnızca akciğerde bulunan kötü huylu nodüller cerrahi girişim ile alınır. Ameliyat ile tespit edilen nodüller akciğerden uzaklaştırılır.
Kemoterapi/Radyoterapi: Akciğer metastazında yani farklı bir organ kanserinin akciğere sıçradığı durumlarda ya da akciğerde başlangıç gösteren kanserin vücuda yayıldığı durumlarda cerrahi girişim anlamsızdır. Bu durumlarda radyoterapi ve kemoterapi tedavisi uygulanır. Bu açıdan kanserin görüldüğü organların kesin sınırları iyi saptanmalıdır, tanı aşamasında atlanmamalıdır.
Akciğerde Nodül Tedavi Edilmezse
Akciğer nodüllerinin boyutları oldukça değişkendir. Nodüller boyutlarına ve şekillerine göre iyi huylu veya kötü huylu olarak ayrılırlar. İyi huylu nodüller genellikle 3 cm’in altında çapa sahiptirler ve kenarları düzgündür. İyi huylu nodüller, kötü huylu nodüllerin aksine büyüme ve yayılma eğilimi göstermez. Boyutları sabit kalır ve şikayet oluşturmaz.
Hasta için akciğerlerinde iyi huylu nodül varlığı çoğunlukla risk yaratmaz, bu nedenle başlangıçta iyi huylu olduğu saptanan nodüller, altta yatan bir hastalık yok ise tedavi edilmez, düzenli aralıklarla takip edilir.
Kötü huylu nodüller, tümöral bir yapıya işaret ettiği için tedavisi kesinlikle gereklidir. Erken tanı ile tedaviye daha iyi yanıt alınır. Tedavi edilmeyen ileri düzey akciğer kanserli hastaların yaşam oranı ortalama 3 aydır.
Bu süre zarfında, akciğerde olan kanser, kemikler, lenf düğümleri, iç organlar ve beyin gibi diğer organlara da yayılım gösterir ve hastanın yaşam fonksiyonlarını çok güçlü bir şekilde aşağı çeker. Erken tanı alan akciğer kanserlerinde doğru tedavi ile hayatta kalma şansı oldukça yüksektir. Bu nedenle geç kalınmaması, ihmal edilmemesi ve bir uzmana başvurulması çok önemlidir.
Çocuklarda Akciğerde Nodül
Çocuklarda akciğerde görülen nodüllerin en sık nedeni geçirilen enfeksiyonlardır. Bu enfeksiyonlar arasında sık rastlanan tüberkülozdur. Çocuklarda akciğerde nodüle neden olan tüberküloz geçirme riski yetişkinlere göre daha fazladır. Bunun nedeni çocukta henüz gelişmekte olan bağışıklığın tüberküloza karşı tam koruma sağlayamamasıdır. Çocuğun yaşı ne kadar küçük ise tüberküloz geçirme riski o kadar fazladır.
Küçük çocuklar ve ergenlerde daha belirgin şikayetlere neden olan tüberküloz, okul çağındaki çocuklarda daha sessiz gelişim gösterir, 2 haftadan uzun süren ateş, kilo alamama, iştahsızlık ile kendini gösterir. Bebeklerde tüberküloz kendini belirgin şikayetler ile belli etmez. Hafif solunum sıkıntısı, öksürük, ateş ile seyir gösterir.
Çocukluk çağında akciğer kanserlerine çok nadir rastlanır. Çocukluk çağı akciğer kanserlerinin %75'i kötü gidişat gösterir. Akciğerde kitle ile kendini gösteren akciğer kanserleri genellikle metastatik akciğer kanserleridir. Kemik kanseri, böbrekte görülen Wilms tümörü, karaciğer tümörleri akciğer metastazına yol açar. Bu olgularda radyoterapi ve kemoterapi kombine tedavisi uygulanır.
Gebelerde Akciğerde Nodül
Akciğer nodüllerinin tespiti için kullanılan bilgisayarlı tomografi radyasyon maruziyeti açısından gebelerde kullanılmamalıdır. Gebelikte maruz kalınan radyasyon ile bebeğin gelişimi etkilenir, birçok hastalığa yol açabilir. Radyasyon maruziyeti, karaciğer ve böbrekte gelişim bozukluğuna yol açar ve kan kanseri riskini arttırır. Bu nedenle PET/BT taramasından önce gebelik varlığı mutlaka sorgulanmalı, şüpheliyse, öncesinde gebelik testi yapılmalıdır.
Kanser şüphesinin yüksek olduğu gebelerde bu risk alınır ve PET/BT taraması yapılır. PET/BT’den önce mutlaka diğer tetkikler atlanmadan yapılmalı, kanser ihtimalinden emin olunmalıdır. Kanser tanısı alan gebelerde radyoterapi, yüksek doz radyasyon içerdiği için bebek açısından oldukça risklidir. Erken tanı alan kanser vakalarında tedavi gebelik sonrasına ertelenebilir fakat akciğer kanserlerinde ilerleme çok hızlı olduğu için ve geri dönüşümsüz olduğu için gebelik sonlandırılır ve geç kalınmadan tedaviye başlanmalıdır.
Akciğerde rastlanan iyi huylu nodüle neden olan tüberküloz tedavisi diğer hastalarda olduğu gibi gebelerde de aynıdır. Fakat streptomisin bebek açısından toksik olduğu için ve gelişimsel bozukluğa neden olduğu için gebelerde kullanılmaz. Tüberküloz tedavisinde streptomisin dışındaki ana antibiyotikler kombine edilir.
Gebelerde meydana gelen sarkoidoz, romatoid artrit, vaskülit gibi otoimmün hastalıklarda kullanılan kortizonun kullanımı sakıncalıdır. Gebelikte kortizon kullanımı çok gerekliyse kısa süreli ve oldukça az dozda olmalıdır. Gebeliğin İlk 3 ayında, romatoid artrit, sarkoidoz gibi otoimmün hastalık çok ciddi değilse kortizon kullanılmamalıdır. Hastalık ağır seyrediyorsa 3 aydan önce de günlük 20 mg geçmeyecek şekilde kontrollü bir şekilde kullanılabilir.
Akciğerde Nodül için Hangi Doktora Gidilir?
Akciğer nodülleri çoğunlukla iyi huyludur ve hastada şikayet oluşturmaz. Akciğerde nodüle sahip hastalar genellikle başka bir hastalık araştırılırken fark edilir. Bazı durumlarda akciğer nodülleri solunum yolu enfeksiyonları, otoimmün hastalıklar gibi akciğer hastalıklarında oluşur ve hastada solunum yolu şikayetlerine neden olarak akciğer hastalığından şüphelendirebilir.
Kötü huylu nodüller ilerleyen dönemlerde şiddetli belirtiler ortaya çıkarır ve akciğer hastalığından şüphelendirir. Geçmeyen devamlı öksürük, nefes darlığı, solunum sıkıntısı, hırıltılı solunum, kanlı balgam, göğüs ağrısı, kilo kaybı gibi belirtiler akciğer hastalığını düşündürür.
Bu belirtiler ortaya çıkar çıkmaz geç kalınmadan göğüs hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır. Kötü huylu akciğer nodülleri için geç tanı tedaviye yanıtı kötü etkiler.
Hastalarda şikayetler bu nedenle ertelenmemeli, ihmal edilmemeli ve derhal göğüs hastalıkları uzmanlığına başvurulmalıdır.
Akciğerde nodül ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Akciğerde Nodül Ağrı Yapar Mı?
Akciğer nodüllerinin oluşum sebebine göre gösterdiği belirtiler değişkenlik gösterir. İyi huylu nodüller genellikle şikayet oluşturmaz, altta yatan hastalık türüne göre belirtiler gösterir. Nodüller kötü huylu ise solunum güçlüğüne, nefes darlığına, hırıltılı solunum, kanlı balgam gibi akciğer belirtilerine neden olur. Kötü huylu nodüller akciğer kanserinin göstergesidir ve göğüs ağrısına neden olur. Yani göğüste ağrı şikayeti ciddiye alınması gereken bir durumdur, akciğerde tümöral bir yapının varlığına işaret eder.
Akciğerde Nodül Öksürük Yapar Mı?
Enfeksiyonlar akciğerde nodüllerinin altında yatan etkenlerdir. Tüberküloz ve pnömoni hastalığında ateş, terleme gibi enfeksiyon belirtilerine ek olarak öksürük de görülebilir. Bu belirtiler enfeksiyon varlığını düşündürür ve taramalarda nodüle rastlanır. Enfeksiyon kaynaklı nodüller iyi huyludur, zararsızdır. Kötü huylu nodüllerde görülen öksürük, şiddetli, sürekli artış gösteren, kanlı balgamın da eşlik ettiği ağır tablo gösteren öksürüktür. Bu durumlarda geç kalınmadan göğüs hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır.
Akciğerde Nodül Kanser Midir?
Akciğerde görülen nodüller, altta yatan etkene göre oldukça değişkenlik gösterir. Çapları 3 cm'den küçük nodüller genellikle iyi huyludur, büyüme eğilimi göstermez. Enfeksiyon kaynaklı veya çeşitli akciğer otoimmün hastalık kaynaklı olabilir. Hastalık ortadan kaldırıldığında nodüller de iyileşme gösterir. kaynağı belirsiz iyi huylu nodüller tedavi gerektirmez, takibi yeterlidir.
Büyüme eğiliminde olan ve yayılma gösteren nodüller tehlikeli olabilir. 3 cm'den büyük çapa sahip, kenarları düzensiz ve yapılan takipte büyüme eğilimi saptanan nodüller kötü huyludur. Hastanın önceden geçirmiş olduğu kanser hastalığı veya mevcut başka bir organa ait kanser hastalığı, ailesinde kanser öyküsü, sık kanser hastalığı bu nodüllerin kanser olduğuna dair şüpheleri arttırır. Ayrıca hastanın uzun süredir sigara içiyor olması, KOAH, kronik bronşit, astım gibi akciğer hastalıklarına sahip olması nodüllerin kötü huylu olduğuna işaret eder.
Akciğer nodüllerinin diğer tedavilere yanıt vermeyişi nodüllerin kötü huylu olduğunu düşündürür. Kötü huylu nodül şüphesi varsa PET taraması ile nodül incelenir. Ayrıca akciğerdeki nodülden biyopsi örneği alınıp patoloji laboratuarında incelenerek tümör tanısı konulur.
Hastaya en uygun tedavi kombine edilir ve sağlanır. Tanı ne kadar erken konursa ve tedaviye ne kadar erken başlanırsa hastalığın seyri ve tedaviye yanıtı o derece iyi alınır. Akciğerde görülen her nodül kanser değildir, iyi huylu ve zararsız olup hastada yıllarca kalabilir, ancak nodüllerin kanser riski açısından mutlaka iyi taranması ve ayırt edilmesi hasta ve hastalığın gidişatı açısından çok önemlidir.
Akciğerde Nodül Tehlikeli Midir?
Akciğer nodülleri çoğu zaman hastada şikayet oluşturmayan, semptom vermeyen, sessiz, iyi huylu lezyonlardır. Nodüller tek akciğerde ve sayıları değişken şekilde olabileceği gibi her iki akciğerde birden de görülebilir. Genellikle semptom göstermeyen nodüller 3 cm çapında veya daha az çapa sahiptirler. Bu nodüller iyi huyludur. Çaplarını genişletme ve yayılma özelliği göstermezler. Hasta için risk oluşturmazlar. Altta yatan enfeksiyon tedavi edildiği zaman gerileme gösterebileceği gibi aynı şekilde kalabilirler, hasta açısından riskli değillerdir. Otoimmün hastalıklardan kaynaklanan nodüller hastanın yaşam kalitesini yükselmek için tedavi edilmelidir.
Kötü huylu nodüller, çapları 3 cm'den daha büyük, yaygın ve tedavi edilmediğinde genişleme, yayılma eğiliminde olan tümöral yapılardır. Birincil akciğer kanseri olabileceği gibi mevcut veya geçirilmiş başka bir kanserin akciğere metastazı yani kanserin akciğere sıçraması sonucu görülür. Tedavi edilmeyen akciğer kanserleri ölümcüldür ve hastanın ömrünü oldukça kısaltır. Akciğer kanserlerinin metastazı çok yaygındır ve çok hızlıdır. Beyin, kemik, iç organlar, lenf bezleri gibi dokulara yayılım gösterirler ve hastanın yaşamını kısıtlamakla birlikte oldukça kısaltırlar.
Erken tanı alan akciğer kanseri hastalarının yaşam şansı çok yüksektir. Akciğer nodülleri bu açıdan tehlikeli olabilir. Saptandığı anda mutlaka ileri tetkikler ile iyi veya kötü huylu olduğu saptanmalı, tedaviye derhal başlanmalıdır. Tedavinin ardından kanserin tekrarlaması, başka bir organda görülme riski açısından tedavi sonrası da düzenli olarak takipler yapılmalıdır.