Dudak Uyuşması

Dudak uyuşması, alt dudak uyuşması veya üst dudak uyuşması gibi belli kısımlarda hissedilebileceği gibi tüm dudakta da ortaya çıkabilir. Tedavi edilebilmesi için öncelikle altta yatan durumun tespit edilmesi gerekir.

Dudak Uyuşması Nedir?

Dudak uyuşması normalde çok sık olarak yaşanan bir durum değildir. Ancak bazı kişilerde veya bazı özel durumlarda sıkça da yaşanabilmektedir. Dudak uyuşması, alt dudak uyuşması veya üst dudak uyuşması gibi belli kısımlarda hissedilebileceği gibi tüm dudakta da ortaya çıkabilir. Dil ve dudak uyuşması, baş ağrısı ve dudak uyuşması gibi, altta yatan duruma göre başka semptomlar dudak uyuşmasına eşlik edebilmektedir. Dudak uyuşmasının günlük hayatta en sık nedenleri yiyecekler, bazı kimyasallar ve soğuk hava kaynaklı alerjilerdir. 

Dudak uyuşmasının diğer nedenleri arasında dudaklara uygulanan kozmetik enjeksiyonlar, alkol içmek, sigara içmek veya dudak siniri hasarları sayılabilir. Hamilelikte dudak uyuşması, gebe kadınların ara şikayet ettikleri bir durumdur. Ancak hamilelikte özellikle dudak uyuşmasına neden olan bir durum bulunmaz. Tıpkı normal dönemdeki insanlar gibi dudak uyuşmaları aynı nedenlere bağlı olarak gelişebilir. Boyun fıtığı ve dudak uyuşmasının da ilgili olabileceği hastalar tarafından düşünülmektedir. Ancak boyun fıtığının, dudak uyuşması sebebi olması beklenen bir durum değildir. 

Dudak uyuşması hissi, garip ancak zararsız bir semptom gibi görünebilir ve bazı durumlarda da öyledir. Basitçe hafif bir alerji veya soğuk havada dışarıda olmaktan kaynaklanabildiği için bu gibi durumlarda kolayca tedavi edilebilir. Bazı durumlarda ise bu alışılmadık dudak uyuşması semptomu, acil tedavi gerektiren ciddi bir hastalığın işareti olabilir. Bu yüzden dudak uyuşmasının aniden ve belli bir sebep olmaksızın ortaya çıkması, uzun sürmesi veya sık tekrarlaması durumunda bir hekime başvurmakta yarar vardır. 

Dudak Uyuşması Nedenleri Nelerdir?

Dudak uyuşmasının birçok farklı nedeni bulunmaktadır. Bu nedenlerden bazıları çok sorun yaratmayacak ve kolaylıkla tedavi edilebilir durumlardır. Çoğu uyuşma vakası da basit bir nedenden kaynaklanır. Ancak bazıları ise acil tedavi gerektiren veya kesinlikle altta yatan durumun teşhis edilip tedavi uygunlanması gereken bir durum olabilir. Dudak uyuşmasının olabilecek nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

Raynaud Sendromu 

Genel olarak dudak uyuşması endişelenecek bir şey değildir ve genellikle kendiliğinden düzelir. Bununla birlikte, Raynaud sendromu adı verilen durumda, dudak uyuşması önemli bir semptom haline gelir. Raynaud sendromu, stres, soğuk gibi sebeplerin tetiklemesi sonucu kan damarlarında oluşan değişiklikten kaynaklı bir dolaşım bozukluğudur. Bu durum genellikle parmaklarda oluşur. Ancak bazı durumlarda dudak uyuşmaları da görülebilmektedir. 

Raynaud sendromunun genel olarak iki tipi bulunur. Birincil Raynaud sendromu en yaygın olarak görülen tiptir. Bu hastalıkta oluşan dudak uyuşması, genellikle stresten veya soğuk havaya maruz kalmaktan kaynaklanır. Kendiliğinden geçici bir durumdur ve hiçbir ilaca veya acil bakıma gerek duyulmaz. Ancak bu kişilerin bu tarz durumlara dikkat etmesi gerekir. Bu yüzden de tanı almak için doktora başvurulmalıdır. 

İkincil Raynaud sendromunda ise, durum altta yatan başka bir hastalıktan kaynaklanır ve dudak uyuşması dışında birçok başka semptom da görülür. Bu tipte özellikle eller ve ayaklar sıklıkla etkilenir. Azalan kan akışı, etkilenen bölgelerin maviye dönmesine neden olabilir. Bu Raynaud formuna sahip kişilerde, durum tipik olarak 40 yaş civarında gelişir.

Alerji

Dudaklarda uyuşma, alerjik bir durumun sonucu olarak görülebilmektedir. Hafif geçirilen alerjik reaksiyonlarda çok fazla endişelenecek bir şey olmamasına rağmen, daha şiddetli alerjiler anafilaksi denilen hayatı tehdit eden durumlara neden olabilir. Anafilaksi acil tedavi gerektiren bir durumdur ve alerjenle temastan hemen sonra ortaya çıkar. Anafilaksiye ait olabilecek belirtiler şu şekilde sıralanabilir: 

a-) Nefes almada zorluk

b-) Yutma güçlüğü

c-) Ağızda veya boğazda şişme

d-) Yüzde şişme

e-) Ani bulantı, kusma

Yiyecek alerjileri de, tetikleyici yiyeceği yedikten birkaç saat sonra ortaya çıkar. Ancak bazen reaksiyon birkaç dakika içinde de ortaya çıkabilir. Yiyecek alerjileri de dudaklarda uyuşmalara neden olur. Alerjiye herhangi bir yiyecek neden olabilmesine rağmen, çoğu gıda alerjisi şunlardan kaynaklanır:

a-) Süt

b-) Yer fıstığı

c-) Fındık 

d-) Balık

e-) Kabuklu deniz ürünleri

f-) Buğday

Gıda proteini kaynaklı enterokolit sendromu, süt içtikten veya soya ve bazı tahılları yedikten sonraki iki ila altı saat içinde ortaya çıkabilen gecikmiş bir gıda alerjisi reaksiyonudur. Oral alerji sendromu veya polen gıda sendromu, genellikle bazı çiğ meyveler, çiğ sebzeler veya ağaç yemişlerini yedikten sonra kaşıntı hissine neden olur. Huş ağacı, kanarya otu veya çimen polenlerine alerjisi olan kişilerde oral alerji sendromu ortaya çıkabilir.

İlaç alerjileri bir diğer dudak uyuşmasına neden olabilecek durumdur. Bağışıklık sistemi belirli bir ilaçtaki bir maddeye çok duyarlı hale gelmişse, ilaç alerjisi oluşabilir. Vücut bu maddeyi yabancı olarak görür ve istilacıya karşı kendini savunmak için kimyasallar salgılar. İlaç alerjilerinde dudakların karıncalanmasına ek olarak şu belirtiler görülebilir:

a-) Hırıltılı solunum

b-) Kurdeşen veya deri döküntüleri

c-) Kaşıntı

d-) Kusma

e-) Baş dönmesi

Dudaklara uygulanan makyaj veya kozmetikte bulunan kimyasallar da alerjik reaksiyona neden olabilir. Bu durum özellikle makyajın yapıldığı anda dudak uyuşmasını başlamasına ve silindiğinde de bir süre sonra geçmesine neden olur. Bu gibi durumlarda dudak uyuşmasına ek olarak şu semptomlar görülebilir:

a-) Kaşıntı

b-) Ciltte kuru lekeler

c-) Ciltte kabarcıklar

3-) Gıda Zehirlenmesi

Yiyecek zehirlenmelerinin dudaklarda, dilde, boğazda ve ağızda uyuşmaya ve karıncalanmaya neden olabileceği bazı durumlar bulunur. Piknikler ve açık büfe gibi yiyeceklerin uzun süre buzdolabında kalmadığı durumlarda yiyecek zehirlenmesi olasılığı daha yüksektir. Gıda zehirlenmesine neden olacak gıdaları yedikten hemen sonra semptomlar gelişebilir. Bazı diğer durumlarda ise semptomların gözükmesi birkaç gün veya hafta sürebilir. Diğer gıda zehirlenmesi belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

a-) Mide bulantısı

b-) Kusma

c-) İshal

d-) Mide ağrısı ve kramp

e-) Ateş

Balık ve kabuklu deniz ürünleri gıda zehirlenmesinin yaygın nedenleridir. Farklı bakteri ve nörotoksinler içerebilirler. İçlerinde belirli bir zehirli madde içeren bazı levrekler, barakuda, kırlangıç balığı ve dipte yaşayan diğer balıkları gibi gıdalar zehirlenme nedeni olabilmektedir. Balıkların pişirilmesi veya dondurulması bu duruma engel olamaz. Hastalık durumu birkaç saatten birkaç haftaya kadar sürebilir. Aşırı sıvı kaybının olduğu şiddetli ishal durumlarında doktora başvurmak gerekir. Ayrıca aşırı yüksek ateş, şiddetli karın ağrısı veya dışkıda kan görülmesi durumunda da hastaneye başvurulmalıdır. 

Vitamin veya Mineral Eksikliği

Bazı vitamin veya mineral eksikliklerinde dudak uyuşmaları yaşanabilmektedir. Yeterli besin alamama durumunda, vücutta yeterince kırmızı kan hücresi üretilemez. Kırmızı kan hücreleri, vücutta oksijen taşınmasına yardımcı olduğu için bazı semptomlar görülebilmektedir. Dudak uyuşması dışında ek olarak görülebilecek semptomlar şu şekilde sıralanabilir: 

a-) Yorgunluk

b-) İştah kaybı

c-) Baş dönmesi

d-) Kas krampları

e-) Düzensiz kalp atışları

Vitamin ve mineral eksiklikleri genellikle kötü beslenmeden kaynaklanır. Diyetteki et, süt ürünleri, meyveler veya sebzeler eksikse, beslenme ihtiyaçları yeterince karşılanılamıyor olabilir. Ayrıca bazı ilaçlar, gebelik, sigara içmek, aşırı alkol içmek gibi durumlar da vitamin ve mineral eksiklikleri görülebilir. En sık olarak eksikliği görülen vitamin ve mineraller şunlardır:

a-) B-9 vitamini (folat)

b-) B12 vitamini

c-) C vitamini

d-) Kalsiyum

e-) Demir

f-) Magnezyum

g-) Potasyum

h-) Çinko

Kan Şekerinin Düşmesi (Hipoglisemi)

Hipoglisemi, kan şekerinin (glikoz) düşmesi durumudur. Hipoglisemi dudakta ve ağız içinde uyuşmaya neden olabilmektedir. Sinirler ve beyin diğer tüm organlar ve dokular gibi düzgün çalışmak için glikoza ihtiyaç duyar. Hipoglisemi tipik olarak diyabetle ilişkilendirilse de, herkeste kan şekeri düşüklüğü görülebilir. Düşük kan şekeri belirtileri genellikle aniden ortaya çıkar. Dudakların uyuşmasına ek olarak görülebilecek semptomlar şu şekilde sıralanabilir: 

a-) Görmede bulanıklaşma 

b-) El titremesi 

c-) Baş dönmesi

d-) Soğuk soğuk terleme

e-) Ciltte soluklaşma

f-) Kalp atışında hızlanma

g-) Konsantrasyonda bozulma 

Uçuk

Uçuklar genellikle kabarcık oluşturmadan önce dudakların uyuşmasına neden olur. Uçuğun seyri genellikle uyuşma, kaşıntı, kabarcıklar ve son olarak sızma ve kabuklanma şeklinde ilerler. Uçuk yaygın bir viral enfeksiyondur. Dudakların üzerinde ve çevresinde küçük, sıvı dolu kabarcıklar oluşturur. Bu kabarcıklar genellikle yamalar halinde gruplanır. 

Kabarcıklar patladıktan sonra, birkaç gün sürebilen bir kabuklanma oluşur. Uçuklar genellikle iki ila üç hafta içinde iz bırakmadan iyileşir. Uçuk öpüşme gibi yakın temasla kişiden kişiye yayılır. Genellikle herpes simpleks virüs tip 1'den (HSV-1) ve daha az yaygın olarak herpes simpleks virüs tip 2'den (HSV-2) kaynaklanır. Uçuklarda bu sayılan semptomlar dışında görülebilecek belirtiler şu şekilde sıralanabilir: 

a-) Ateş

b-) Kas ağrıları

c-) Şişmiş lenf düğümleri

Dudak Uyuşması Teşhisi

Dudak uyuşmasının teşhisi, hastanın verdiği tıbbi öykü ile kolayca konulabilir. Ancak burada önemli olan bu dudak uyuşmasına neden olan, altta yatan durumu ortaya çıkarmaktır. Bunun için hekim şüphelendiği duruma yönelik fizik muayene yapar ve bazı tetkikler uygular. Buna göre hastalık ortaya çıkınca da tedavisi yapılır.

Raynaud sendromunun tanısı için hekim öncelikle tırnak kıvrımı kapilleroskopi adı verilen bir test yapabilir. Test sırasında doktor, küçük kan damarlarında (kılcal damarlar) deformite yani bozukluk veya genişleme olup olmadığını görmek için tırnak tabanındaki deriyi mikroskop veya büyüteç altında inceler.

Eğer raynaud sendromunun, otoimmün veya bağ dokusu hastalığı gibi başka bir durumun nedeniyle oluştuğu düşünülürse aşağıdaki kan testleri yapılabilir:

1-) Antinükleer antikor testi: Bağışıklık sistemi tarafından üretilen bu antikorların varlığı, bağ dokusu hastalıkları veya diğer otoimmün bozuklukları olan kişilerde anormal uyarılmış bir bağışıklık sistemini gösterir.

2-) Eritrosit sedimantasyon hızı: Bu test, kırmızı kan hücrelerinin bir tüpün dibine çökme hızını belirler. Normalden daha hızlı olması, altta yatan bir bağ dokusu veya otoimmün hastalığı işaret edebilir.

Alerjiler de bir diğer dudak uyuşması nedenlerindendir. Alerji teşhisinden, hekimin aldığı tıbbi öykü ve o anda alerjik reaksiyonlar varsa yapılan fizik muayene ile şüphelenilir. Daha sonra kesin tanı için, alerjik olabilecek maddelere karşı yapılan alerji testleri yapılır. Bu testler deri testleri veya kan testleri şeklinde olabilir. Daha sonra alerjik olunan madde bulunduktan sonra hasta bunlardan uzak durur. Anafilaksi denilen ciddi alerjik reaksiyonda ise tanı semptomlar yardımıyla direkt olarak konulabilir. 

Gıda zehirlenmelerinin teşhisi yenilen gıda sonrası gerçekleşen hastalık durumu ile konulabilir veya durumdan şüphelenilebilinir. Gıda zehirlenmesi durumlarında hekimin aldığı tıbbi öyküde genelde bir piknik, açık büfe gibi yerlerde yemek yeme öyküsü vardır. Bu gıdaların tüketilmesiyle semptomlar başlangıç gösterir. Genelde de bir bölgedeki belirli insanlarda da aynı semptomlar görülür. Bazı durumlarda belirtilere bağlı olarak bazı kan testleri, dışkı testleri, parazit testleri uygulanabilir. 

Vitamin ve mineral eksikliklerinin teşhisi genelde yapılan kan testleriyle konulur. B12, demir, B9 vitamini- D vitamini gibi vitaminler ve mineraller yapılan bazı kan testleriyle direkt olarak tespit edilebilir. Ayrıca bu vitamin eksikliklerinden bazılarının kırmızı kan hücrelerinde anemi gibi oluşturduğu değişiklikler de kan testleriyle ortaya konabilir. Bu eksiklerin kan üzerindeki etkilerinin incelenmesi için mikroskop altında incelemeler de gerçekleştirilebilir. 

Kan şekeri düşüklüğü veya hipoglisemi, uygun belirtilerin olması durumunda kan testleri yoluyla, kan şekerinin ölçülmesiyle tanısı konulabilen bir durumdur. Kan şekeri ölçümü için kullanılan küçük bir ölçüm cihazı bulunur. Bu cihaza parmaktan alınan bir damla kanın konulması bile yeterli olabilmektedir. Kan şekeri seviyesinin 70 mg / dL'nin altına düşmesi durumunda hipoglisemiden söz edilir. Ayrıca kan şekeri düşüklüğünde tipik olarak semptomlar, belli miktarda glikoz içeren besinin yenmesiyle düzelir. 

Uçuk teşhisi, direkt hekimin dudak çevresindeki oluşumu görmesi ile konulabilmektedir. Ayrıca gerektiği takdirde, bu lezyonlardan alınan örneklerin laboratuvarda incelenmesi sonucunda da teşhis kesinleştirilebilir. 

Dudak Uyuşması Tedavisi

Dudak uyuşmasının tedavi edilebilmesi için öncelikle altta yatan durumun tespit edilmesi gerekir. Bu durum tespitinden sonra da tedavi süreci başlatılır. Raynaud sendromunda tedavi öncesi özellikle dudak uyuşmasını tetikleyen soğuk hava, stres gibi durumlardan kaçınmak gerekir. Bunlardan uzak durmak durumunda, hastalık direkt olarak kontrol altına alınabilir. Soğu havalarda da yüzü korumak gerekir. Sigara içiliyorsa direkt bırakılmalıdır. Ayrıca düzenli egzersiz de önemlidir. Daha sonra gerekirse bazı ilaç tedavileri kullanılabilir. Ancak raynaud sendromundaki bu ilaç tedavileri daha çok el, ayak, parmak şikayetleri olan kişilerde kullanılır. Bazı ileri durumlarda ameliyat seçenekleri de düşünülebilir.

Alerjik reaksiyonlara bağlı oluşan dudak uyuşmasının tedavisinde ilk yapılması gereken şey, alerjik olunan maddeden uzak durmaktır. Bu sayede özellikle hafif alerjiler direkt olarak kendiliğinden düzelecektir. Ancak alerjik reaksiyonun semptomlarını azaltmak için yaygın olarak kullanılan bazı ilaçlar da bulunur. Bunlardan biri antihistaminik adı verilen ilaçlardır. Bu ilaçlar vücudun histamin üretimini azaltarak hapşırma, gözlerin sulanması, dudak uyuşması ve cilt reaksiyonları dahil tüm semptomları azaltır. Antihistaminikler, genellikle ilacı reaksiyonun kaynağına daha yakın bir yere ulaştırmaya yardımcı olmak veya tüketilmesini kolaylaştırmak için tablet, burun spreyi, krem gibi çeşitli formlarda üretilir. Bazı durumlarda alerjilerin yarattığı uyuşma, ağrı, şişme gibi durumları kontrol altına almak için anti inflamatuar ilaçlar kullanılabilmektedir. 

Gıda zehirlenmesinin tedavisi tipik olarak, biliniyorsa hastalığın kaynağına ve semptomların ciddiyetine bağlı olarak değişir. Çoğu insan için hastalık birkaç gün içinde tedavi edilmeden geçer, ancak bazı gıda zehirlenmeleri daha uzun sürebilir. Gıda zehirlenmelerinde öncelikli olarak ishal veya kusma gibi nedenlerle kaybedilen sıvı yerine konmalıdır. Ayrıca bu nedenlerle kaybedilen sodyum, kalsiyum, magnezyum gibi elektrolitlerin de yerine konması gerekir. 

Sıvıların yerine konmasının yanı sıra bakteriyel kaynaklı gıda zehirlenmelerinde, semptomların şiddetli olması durumunda antibiyotikler de verilebilmektedir. Örneğin Listeria adı verilen bir bakterinin neden olduğu gıda zehirlenmesinde, hastanede kalış sırasında damar içi antibiyotikler verilmesi gerekir. Tedavi ne kadar erken başlarsa başarı şansı o kadar yüksek olur. Antibiyotikler, virüslerin neden olduğu gıda zehirlenmesine yardımcı olmayacaktır. Kanlı olmayan ve ateşi olmayan ancak ishali olan yetişkinler için bazı ishal kesici ilaçlar çok tercih edilmese de kullanılabilmektedir. 

Vitamin ve mineral eksikliklerinin tedavisi diyetteki değişikliklerle tedavi edilebilir. Özellikle incelendiğinde diyette eksik bir alım olduğu tespit edilen hastalarda, bir diyetisyen ve hekim eşliğinde diyet düzenlemesi yapılmalıdır. Bundan sonra da hala eksikliği devam eden durumlarda, ek olarak takviyeler yapılabilmektedir. Bu tedavilere hekimin söylediği gibi uygun sürelerde devam etmek önemlidir.

Kan şekeri düşüklüğünün tedavisinde öncelikle, semptomların nedeninin kan şekeri düşüklüğü olduğu tespit edilmelidir. Bunun için riskli kişilerde bulunan kan şekeri ölçüm aletleri kullanılabilir. Bunun yapılamadığı durumlarda da yenilen yiyeceklerle durum kontrol altına alınmalıdır. Kan şekerini hızlı bir şekilde yükseltmek için çoğunlukla şeker veya karbonhidrat içeren bir şeyler yenilmeli ve içilmelidir. Bu durum için özellikle hazırlanan glikoz tabletleri de bulunmaktadır. Çikolata gibi daha fazla yağlı yiyecekler kan şekerini o kadar çabuk yükseltmez. 5-6 parça küp şeker, 120 mililitre meyve suyu, bir çorba kaşığı bal gibi gıdalar kan şekerini yükseltmeye yeterli olacaktır. Genel olarak, 15 gram karbonhidrat içeren yiyecek veya içecekler, kan şekerini tekrar güvenli bir seviyeye yükseltmek için genellikle yeterlidir.

Hipoglisemiyi tedavi etmek için bir şeyler yedikten veya içtikten 15 dakika sonra kan şekeri seviyesi tekrar kontrol edilmelidir. Kan şekeri hala çok düşükse, tekrar şekerli bir şeyler yenilebilir. Kan şekeri 70 mg / dL'nin (3,9 mmol / L) üzerine çıkana kadar bu durum tekrarlanır. Kişi kendini daha iyi hissettiğinde, kan şekerinin tekrar düşmesini önlemek için bir atıştırmalık veya yemek yenilebilir. Bazı ilaçlar ve insülin kullanan diyabet hastalarında insülin sonrası hipoglisemi görülebilmektedir. Bu durumlar konusunda da hasta bilgilendirilmelidir. 

Uçuklar genellikle iki ila dört hafta içinde tedavi olmaksızın geçer. Ancak bu süreç içinde asiklovir, valasiklovir gibi bazı anti viral ilaçlar kullanılabilir. Bu ürünlerin bir kısmı yutulmak üzere hap şeklinde paketlenmiştir. Diğerleri ise günde birkaç kez yaralara uygulanacak kremlerdir. Genelde haplar kremlerden daha iyi etki eder. Çok şiddetli enfeksiyonlar için bazı antiviral ilaçlar enjeksiyonla verilebilir.

Dudak Uyuşması Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Dudak uyuşması genellikle basit bir neden kaynaklı olarak ortaya çıkar ve kendiliğinden geçme eğilimindedir. Ancak bazı durumlarda dudak uyuşması çok sık olarak ortaya çıkar ve uzun süreler boyunca hissedilir. Bu gibi durumlarda nedenin tespit edilmesi ve gerekirse tedavi edilmesi gerekmektedir. Raynaud sendromu gibi durumlar nedeniyle oluşan dudak uyuşmalarında, durum teşhis edilmelidir. Teşhis edilip tedavi yapılmazsa başka daha ciddi ve hayat kalitesini bozan semptomlar görülmeye başlanabilir. Alerji durumları dudak uyuşmasının sık sebeplerinden biridir. Alerjiler hafif olduğunda çok büyük problem yaratmasa da anafilaksi gibi durumlar hayatı tehdit edebilmektedir. 

Dudak Uyuşmasına Ne İyi Gelir?

Dudak uyuşması sırasında duruma iyi gelebilecek bazı durumlar bulunmaktadır. Ancak bunlar tamamen altta yatan durumları kontrol etmeye veya tedavi etmeye yardımcı olmaya yönelik durumlardır. Bu yüzden öncelikle altta yatan durum tespit edilmeli ve buna göre önlemler alınmalıdır. Genel olarak dudak uyuşmasına iyi gelebilecek durumlar şu şekilde sıralanabilir:

1-) Soğuk havalarda yüzü korumak

2-) Stresten uzak durmak

3-) Az ve sık yemek

4-) Sigarayı bırakmak

5-) Düzenli egzersiz yapmak

6-) Dengeli beslenmek

7-) Şüpheli olabilecek yiyecekleri yemekten kaçınmak

8-) Alerji semptomları yaratan maddeleri tanımak ve buna uygun davranmak 

Dudak Uyuşması için Hangi Doktora Gidilir?

Dudak uyuşması için gidilmesi gereken bölüm, bu duruma neden olan altta yatan hastalığa göre değişiklik gösterir. Genel olarak sebep bilinmeyen dudak uyuşmalarında genel bir değerlendirme için dahiliye bölümüne başvurulabilir. Ayrıca hipoglisemi, vitamin ve mineral eksikliklerinde de dahiliye hekimine başvurulmalıdır. Hekim daha sonra şüphelendiği duruma göre hastayı uygun yere yönlendirecektir. Raynaud sendromu gibi durumlarda gidilmesi gereken bölüm romatolojidir. Alerjiler için ise gidilmesi gereken bölüm immünolojidir. Dudak uyuşması bazı durumlarda, sinir problemlerine işaret edebilmektedir. Bu durumda da nöroloji polikliniğine başvurulabilir. Dudak uyuşması tekrarlamıyorsa ve uzun sürmüyorsa hekime başvurmaya çok gerek yoktur. Ancak ek olarak başka semptomların gözükmesi, uyuşmanın uzun sürmesi, sık sık olması gibi durumlarda hastaneye başvurmak gerekir. 

Makaleyi faydalı buldun mu?
12
0
Makeleyi Paylaşın