Hipofiz Bezi Hastalıkları

Hipofiz bezi hastalıkları, vücutta birçok hormonun salınmasını sağlayan bir bez olan hipofizin etkilendiği hastalıklar grubudur. Tedavisi hastalığın türü ve şiddetine göre değişiklik gösterir.

Hipofiz Bezi Hastalıkları Nedir?

Hipofiz bezi hastalıkları, vücutta birçok hormonun salınmasını sağlayan bir bez olan hipofizin etkilendiği hastalıklar grubudur. Hipofiz bezi hastalıklarında genelde bu hormonlarda az ya da çok salınma söz konusu olur. Buna bağlı da belirtiler görülür. Hormonların anormal salınmasına neden olan durum çoğunlukla tümörlerdir.

Hipofiz tümörlerinin çoğu benign yani iyi huyludur. Ancak iyi huylu tümörler de etraf dokulara büyüyerek bası yaparsa hormonların anormallikleri dışında belirtiler ortaya çıkabilir. Bunlara örnek olarak görme sinirine bası yapması sonucu görme sorunları ve beyin dokusuna baskı yaparak baş ağrısı verilebilir. Hipofiz bezi beynin bir bölümünde yer alan bir organdır. Genel olarak ön ve arka lobu bulunur. Bu loblarda farklı hormonlar salgılanır. Bu hormon salınma uyarıları beynin diğer bir kısmı olan hipotalamustan gelir.  

Hipofiz Bezi Hastalıkları Çeşitleri Nelerdir?

Hipofiz bezi hastalıklarının birçok farklı çeşidi bulunmaktadır. Bunlar yaş, kişinin özellikleri gibi sebeplerden dolayı farklı kişilerde farklı çeşitlerde ortaya çıkar. Hipofiz bezi hastalıklarından bazıları şu şekilde sıralanabilir:

Akromegali: Akromegali, hipofiz bezinden salgılanan büyüme hormonunun fazla olması durumunda gelişen bir hastalıktır. Normalde fazla üretilen büyüme hormonu nedeni ile kemiklerde ve yumuşak dokularda aşırı büyüme görülür. Bu hastaların genelde yüzleri, dilleri, elleri, ayakları normalde daha büyüktür. Bu hastalarda bu büyümenin yanı sıra kalp hastalıkları gibi birçok hastalıkta eşlik eden bir durum olabilmektedir. Bu sebeplerden dolayı da ömürleri normal insanlara göre daha kısa olarak tespit edilmiştir. Akromegaliye neden olan durum çoğunluklu hipofiz bezindeki iyi huylu bir tümör olan adenom oluşumudur. 

Cushing hastalığı: Cushing hastalığı, adrenokortikotropik hormon (ACTH) adı verilen hormonun hipofizden fazla salınması ile karakterize bir hastalıktır. Bu hormonun aşırı salınması böbrek üstü bezlerinden normalden fazla kortizolü kana vermesine neden olur. Kortizolün fazla salınması durumunda da yüzde yuvarlaklaşma, ense kısmında yağ kitlesi, kolay morarma, bel bölgesinde yağlanma artışı, yanaklarda kızarma, aşırı yorgunluk gibi semptomlar görülür. Cushing hastalığı nedeni de hipofizde tümör oluşumudur.

Prolaktinoma: Prolaktinoma da hipofiz bezinde iyi huylu bir tümörün neden olduğu durumdur. Tümör hipofiz bezinden aşırı prolaktin salınmasına neden olur. Prolaktin hormonunun fazla olması esas olarak seks hormonlarının azalması ile sonuçlanır. Kadınlarda östrojen, erkeklerde de testosteron azalır. Prolaktinoma yaşamı tehdit etmeyen bir hastalık olsa da tümörün fazla büyümesi görme problemleri, kısırlık gibi sorunlara neden olabilir. Prolaktinoma tedavisi genelde ilaçlarla yapılır. Büyük olan tümörlerde cerrahi de tercih edilebilir. 

Hipopitüitarizm: Hipopitüitarizm, hipofiz bezinin bir veya birden fazla hormonu üretemediği durumda ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu hormon eksiklikleri büyüme sorunları, kan basıncı anormallikleri, üreme sistemi gibi birçok yapıyı etkileyebilir. Bunlar eksik olan hormona göre değişiklik gösterir. Hipopituitarizm durumunda tedavi olarak genelde ömür boyu ilaç tedavileri alınır. İlaçlar eksik hormonları yerine koymak üzere reçete edilir.  

Diabetes insipidus: Diabetes insipidus ya da şekersiz şeker hastalığı, vücutta sıvı dengesizliğine yol açan bir hastalıktır. Bu hastalıkta ADH adı verilen hormonda eksiklik olur. ADH, sıvıyı vücutta tutularak atılmasını engeller. Bu hormonun eksikliğinde de fazla sıvı atılır ve normalde fazla idrar oluşur. Bunun sonucunda kandaki sıvı miktarı azalır. Hastalığın tedavisinde genelde sıvı kaybını karşılamak gibi müdahaleler yapılabilir.

Kraniofarinjiyoma: Kraniofarinjiyoma, nispeten nadir görüle benign yani iyi huylu bir hipofiz tümörüdür. Kraniofarinjiyom, birçok vücut fonksiyonunda rol oynayan hormonları üreten hipofiz çevresinde büyümeye başlar. Büyüdükçe de hipofiz bezinde ve bası yaptığı beyin bölümlerinde problemlere neden olur. Kraniofarinjiyom, hipofiz bezinin gelişimsel süreçteki kalıntılarından köken alır. Kraniofarinjiyoma her yaşta ortaya çıkabilecek bir hastalıktır. Ancak en sık olarak çocuklar ve yaşlılar görülür. Görmede gittikçe bozulma, yorgunluk, baş ağrısı gibi çeşitli semptomlara neden olabilir. 

Hipofiz Bezi Hastalıkları Belirtileri Nelerdir?

Hipofiz bezi hastalıklarının türüne ve şiddetine göre çeşitli belirtiler ortaya çıkabilmektedir. Bu belirtilerden bazıları şu şekilde sıralanabilir:

  • Baş ağrısı
  • Görme problemleri 
  • Yüzde yuvarlaklaşma
  • Kolay morarma ve kanama
  • Bel bölgesinde yağ artışı
  • Ensede yağ kitlesi oluşumu
  • Karın, kol, meme gibi bölgelerde pembemsi çizgiler
  • Çabuk yorulma
  • Deride incelme
  • Sivilce
  • Yaraların yavaş iyileşmesi
  • Adet düzensizlikleri
  • Memeden süt gelmesi
  • Kısırlık
  • Cinsel istekte azalma
  • El, ayak, yüz gibi bölgelerde büyüme
  • Kıllanma artışı
  • Sertleşme problemleri
  • Aşırı idrara çıkma

Hipofiz Bezi Hastalıkları Nedenleri (Risk faktörleri) Nelerdir?

Hipofiz bezi hastalıklarının türüne göre çeşitli nedenler olabilmektedir. Bu nedenlerden belli başlı olanlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:

Yaş: Yaş her hastalıkta olduğu gibi hipofiz bezi hastalıklarında da bir risk faktörüdür. Bazı hipofiz bezi hastalıkları yaşlanma ile artış gösterirken bazıları çocuklarda daha sık görülür.

Tümör: Hipofiz bezi hastalıklarının çoğunun nedeni tümör oluşumudur. Hipofiz bezi birçok hormonun salınıp vücuttaki metabolik işlevlerin devam etmesi için hayati önem taşır. Bu bezde herhangi bir şekilde tümör oluşması durumunda bu salgılanan birçok hormondan biri veya birkaçı etkilenebilir. Bu etkilenme sırasında ya bu hormonların çok salınması ya da az salınması görülür. Adenom gibi iyi huylu tümörler çoğu zaman hangi hormonu etkiliyorsa o hormonun anormal ve fazla salınmasına neden olur.

Genetik: Genetik de diğer hastalıklarda olduğu gibi hipofiz hastalıklarında da risk faktörlerinden biridir. Çoğu zaman tümör oluşumu nedeni ile ortaya çıkan hipofiz bezi hastalıklarında genetik olarak yatkın kişilerde tümör oluşum riski de artar.

Cinsiyet: Cinsiyet bazı hipofiz bezi tümörleri için bir risk faktörü olarak değerlendirilebilir. Yapılan bazı çalışmalarda bazı tümörlerin kadınlarda veya erkeklerde daha sık görülebileceği tespit edilmiştir.

Hipofiz Bezi Hastalıkları Teşhisi

Hipofiz bezi hastalıklarının teşhisi hastalığın türüne göre değişiklik gösterebilir. Ancak her hastalıkta olduğu gibi öncelikle hekim hastadan ayrıntılı bir tıbbi öykü alır. Bu öykü sırasında özellikle semptomlar ve özellikleri iyice incelenir. Daha sonra da buna uygun fizik muayene yapılır. Bunların ardından kesin tanı açısından ek tetkikler yapılır. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:

IGF-1 ölçümü: IGF-1 adı verilen maddenin yüksek olması akromegali için şüphe uyandıran bir durumdur. Genelde bu test belli bir açlıktan sonra kişiden alınan kanın incelenmesi şeklinde yapılır. 

Büyüme hormonu supresyon testi: Bu test, akromegali teşhisini kesinleştirmek için sık kullanılan bir yöntemdir. Öncelikle hastanın büyüme hormonu seviyeleri testten önce ölçülür. Daha sonra hastaya glikoz içeren bir içecek içirilir. İçtikten belli bir süre sonra da büyüme hormonu düzeyleri ölçülür. Normal kişilerde glikoz içildikten sonra büyüme hormonu seviyeleri düşerken akromegali hastalarında düşüş görülmez.  

Görüntüleme tetkikleri: Görüntüleme tetkikleri hipofiz bezi hastalıkları için oldukça önemlidir. Hipofiz bezindeki tümörlerin tespiti bu yolla yapılır. Emar en sık kullanılan yöntemdir. Beyin emarının yetersiz olduğu durumlarda da özel olarak hipofiz emar istenebilir. Bu tetkiklerle hem tümörün yeri hem de büyüklüğü ölçülebilir.  

İdrar ve kan testleri: İdrar ve kan testleri de hormonların tespiti için kullanılabilecek yöntemlerdir. Örneğin cushing hastalığında aşırı üretilen kortizol bu yöntemlerle tespit edilebilir. İdrar testi genelde 24 saatlik alınan idrarda yapılır.  

Petrosal sinüs örneklemesi: Bu test, yüksek kortizol seviyelerinin hipofiz kaynaklı mı yoksa böbrek üstü bezi gibi başka bir nedenden mi kaynaklandığını anlamak için yapılır. Testte hipofiz bezine ait damarlardan kan örnekleri alınır. Ayrıca koldan da kan alınır. Alınan kanlardaki ACTH seviyeleri karşılaştırarak tanıya yaklaşılır. 

Su kısıtlama testi: Su kısıtlama testi, diabetes insipidus tanısı için kullanılan bir testtir. Hasta doktor gözetiminde belli bir süre sıvı içmez. Bu sırada ADH'ın aktivitesi, idrar çıkışı gibi durumlar ölçülerek tanı konabilir.  

Hipofiz Bezi Hastalıkları Tedavisi

Hipofiz bezi hastalıklarının tedavisi hastalığın türü ve şiddetine göre değişiklik gösterir. Hipofiz bezi hastalıklarının belli başlı tedavilerinden bazıları şu şekilde sıralanabilir:

Somatostatin analogları: Somatostatin anolagları, akromegali gibi hastalıklarda hormonların üretimini baskılayarak görev yapar. Somatostatin hormonu inhibe edici bir hormondur ve diğer hormonların üretimini engellemek üzere çalışır. İlaç hem aşırı salınan hormonların üretimi azaltır hem de var olan tümörü küçültebilir.

Dopamin agonistleri: Kabergolin, bromokriptin gibi ilaçlar akromegalide büyüme hormonlarının azalması için kullanılır. Ayrıca tümör boyutlarında da küçülme sağlanabilir. Akromegali tedavisi için genelde bu ilaçların yüksek dozlarda alınması gerekir. Ancak bu dozlarda da mide bulantısı, yorgunluk, baş dönmesi gibi yan etkiler ortaya çıkabilmektedir. Dopamin agonistleri aynı zamanda prolaktinoma tedavisinde de kullanılır.

Büyüme hormonu reseptör antagonisti: Pegvisomant gibi ilaçlar, fazla üretilen büyüme hormonunun kanda dokulara gidip etki etmesini engelleyen ilaçlardır. Özellikle diğer akromegali tedavilerinde başarı görülmediğinde veya ek tedavi olarak uygulanabilir. Bu ilaç sadece semptomların oluşmasını engeller. Büyüme hormonu seviyesini düşürmez ve tümör boyutunu küçültmez.

Hormon replasmanları: Hipopitütiarizm durumunda hipofiz bezinden hormon salınımında bir azalma söz konusudur. Bunun tedavisinde eksik olan hormon kişiye dışarıdan ilaç olarak verilir. 

Desmopressin: Desmopressin, diabetes insipidus hastalığında ADH hormonunun yerini alması için verilen bir ilaçtır. Bu ilaç vücutta yeterince su tutulmasını sağlar. Ancak ilacın dozları ve kullanım şekilleri değişebilmektedir. Bu nedenle hekimin tedavi planına uymak önemlidir. 

Radyoterapi: Cerrahi yollarla hipofiz bezi tümörünün çıkarılamadığı veya tam olarak çıkarılamadığı durumlarda bazı hastalıklarda radyoterapi denenebilir. Radyasyon ile tümör hücreler öldürülüp küçültülür. Bunun sonucunda da zaman hormon seviyeleri normale döner. 

Hipofiz Bezi Hastalıkları Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Hipofiz bezi hastalıkları tedavi edilmediği takdirde hastalığın türü ve şiddetine göre çeşitli komplikasyonlar oluşabilmektedir. Bu komplikasyonlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:

Hipofiz Bezi Hastalıkları Ameliyatı

Hipofiz bezi hastalıklarının çoğu bu bezde oluşan tümörler sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle çoğunda esas olarak yapılan tümörün cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Özellikle belli boyutun üstünde olan ve etraf dokulara bası yapan tümörler çıkarılmalıdır. 

Transsfenoidal cerrahi: Hipofiz tümörlerinin çoğu transsfenoidal cerrahi denilen yöntemle çıkarılmaya çalışılır. Bu yöntemde cerrahi hastanın burnunda girerek hipofiz bezine ulaşmaya çalışır. Bu yöntem ile tümöre ulaşılamıyorsa başka yöntemler de denenebilir. Tümör çıkarıldığı zaman hormon seviyeleri normale döner. Ayrıca görme siniri gibi bası yaptığı yerlerin rahatlaması sonucunda da varsa bu semptomlar da düzelir.

Transkraniyal cerrahi: Transkraniyal cerrahi de diğer bir ameliyat yöntemidir. Bu yöntem özellikle tümörün fazla büyük olduğu durumlar, tümörün beynin diğer kısımlarına yayılması veya oralara ciddi bası uygulaması gibi durumlarda tercih edilir. Transkraniyal cerrahide öncelikle kraniyotomi adı verilen yöntemle kafatası açılır. Daha sonra tümöre ulaşılarak dışarı çıkarılır. 

Hamilelerde Hipofiz Bezi Hastalıkları

Hamilelerde de tıpkı diğer dönemlerde olduğu gibi hipofiz bezi hastalıklarının hepsi görülebilir. Ancak gebe kadınlarda doğum ile ilgili bir komplikasyon olan sheehan sendromu gebelikte görülen hipofiz bezi hastalıklarından biridir. 

Sheehan sendromu, doğum esnasında aşırı derecede kan kaybetme ve sonrasında da tansiyonun fazla düşmesi, oksijensiz kalma gibi nedenlerden dolayı görülen bir durumdur. Aşırı kanama sonrası gelişen bu durumlarda hipofiz bezi de yeterince oksijen alamaz. Hipofiz bezinin beslenememesi de hipofiz hormonlarının üretilememesi ile sonuçlanır. Eksik olan hormonlara göre de birçok semptom ortaya çıkabilir. Tedavisinde genelde ömür boyu dışarıdan hormon takviyeleri alınır. 

Hipofiz Bezi Hastalıkları için Hangi Doktora Gidilir?

Hipofiz bezi hastalıkları için gidilmesi gereken bölüm esas olarak dahiliyenin bir yan dalı olan endokrinolojidir. Bu alandaki uzman hekim hem tanıyı koyacak hem de uygun tedaviyi uygulayacaktır. Hipofiz bezi hastalıkları çoğu zaman ayırt edilemeyebilmektedir. Bu nedenle bu durumla ilgili olabilecek herhangi bir durumda doktora başvurmak en doğrusu olacaktır. Benzer semptomlara neden olan birçok durum bulunsa da bunların ayırt edilmesi gerekir.  

Makaleyi faydalı buldun mu?
3
0
Makeleyi Paylaşın