İç Guatr
Bazen hekimler göğüs boşluğuna kadar uzanan büyük guatrlara iç guatr diyebilir. Guatrın durumuna göre medikal ve cerrahi girişimler uygulabilir.
İç Guatr Nedir?
Tiroit bezi boyun bölgesinde soluk borusunun hemen önünde bulunan; ürettiği tiroit hormonları sayesinde vücudun metabolik olaylarını ve beyin fonksiyonlarını düzenleyen endokrin bir organdır.
Guatr; tiroit bezinin anormal büyümesine verilen addır. Bu büyüme sonucu tiroit bezinde fazla hormon salgılanmıyorsa buna basit guatr denir. Eğer bu büyüme sonucu tiroit hormon salınımı arttıysa ve bu durum vücudu etkilemeye başladıysa buna zehirli guatr denir.
İç guatr veya dış guatr tanımı halk arasında kullanılan tanımlamalardır. Tıbben böyle bir tanımlama yoktur. Bazen hekimler göğüs boşluğuna kadar uzanan büyük guatrlara iç guatr diyebilir. Ancak göğüs boşluğuna kadar uzanan guatrlara retrosternal guatr denilmesi tıbbi dil açısından daha uygundur.
İç Guatr Belirtileri Nelerdir?
İç guatrın belirtileri guatra bağlı büyüyen tiroid bezinin büyüklüğüne bağlıdır. Hafif büyümüş bir tiroit bezi herhangi bir semptoma yol açmazken; normalden kat ve kat büyümüş tiroit bezi hastada nefes darlığı ve yutma güçlüğüne yol açabilir.
- Yutma Güçlüğü: Yemek borusu ile soluk borusu vücutta yan yana bulunur. Bu durumda hastalarda büyüyen tiroit bezi soluk borusuyla beraber yemek borusuna da baskı yapar. Bu durum yutma güçlüğüne neden olur.
- Nefes Darlığı: Hastalarda büyüyen tiroit bezinin soluk borusuna baskı uygulaması sonucu nefes darlığı gelişebilir.
- Öksürük: Göğüs boşluğuna kadar büyümüş guatr(halk arasında iç guatr) akciğerlere baskı uygulayarak öksürüğe yol açabilir.
- Çarpıntı: Özellikle tiroit hormonlarının fazla salgılandığı guatrlarda bu salınan tiroit hormonları kalp atım sayısını arttırarak çarpıntıya yol açabilir.
- Boğaz Ağrısı: Hastalarda büyüyen tiroit bezi; bu bölgede bulunan sinir yapılarına baskı uygulayarak boğaz ağrısına yol açabilir.
- Kilo Artışı: Tiroit hormonları vücutta metabolizmayı düzenleyen hormonlardır. Bu hormonların salınımı kilo kontrolüne de yardımcı olur. Guatra sahip bazı hastalarda eğer hormon salınımı yetersizse kilo artışı görülebilir.
- Uyku Hali: Tiroit hormon salınımı az olan guatra sahip hastalarda hormon salınımını yetersizliğinden dolayı sürekli uyku hali görülebilir.
- Uyuşukluk: Tiroit hormon salınımı az olan guatra sahip hastalarda hormon salınımının yetersizliğinden dolayı sürekli uyuşukluk görülebilir.
- Kuru ve Kaba Cilt: Tiroit hormonları derinin yumuşaklığında etkili olan hormonlardır. Bu hormonların yetersiz salınımı hastalarda kuru cilt gelişmesine neden olabilir.
- Kabızlık: Tiroit hormonları vücutta bağırsak hareketlerinin düzenlenmesinden sorumlu olan hormonlardır. Bu hormonların az salınımı bağırsak hareketlerini yavaşlatarak kabızlığın gelişmesine yol açabilir.
- Saç Dökülmesi ve Kuru Saç: Tiroit hormonlarının az salgılanması dolayısıyla hastalarda saç dökülmesi ve saçların yağsız, kuru bir hal alması görülebilir.
- İshal: Tiroid hormonlarının fazla salgılandığı durumlarda bağırsak hareketleri hızlanır. Bu durumda hastalarda ishal görülebilir.
- Kilo Kaybı: Tiroit hormonlarının fazla salgılanması durumunda hastalarda metabolizma hızlanır. Buna bağlı kilo kaybı görülebilir.
- Baş Ağrısı: Tiroit hormonlarının fazla salgılanması hastada tansiyonun yükselmesine yol açar. Buna bağlı baş ağrısı sık görülen bir semptomdur.
- Sinirlilik: Tiroit hormonlarının fazla salgılanması hastada ruhsal problemlere de yol açabilir. Hastada buna bağlı sinirlilik hali görülebilir.
- Ekzoftalmi: Ekzoftalmi gözün öne doğru çıkması durumudur. Tiroit hormonlarının fazla salgılandığı hastalarda gözün arkasındaki dokuda sıvı birikmesi olur. Bu durum ekzoftalmiye yol açar.
İç Guatr Nedenleri Nelerdir?
Retrosternal Guatra(Halk arasında iç guatr) yol açan etkenler genellikle basit guatra yol açan nedenler ile aynıdır. Ancak bazı hastalarda guatra yol açan nedenler bulunamayabilir. Guatra yol açan etkenler şöyle sıralanabilir:
- Hashimoto Hastalığı: Hashimoto hastalığı tiroidin iltihaplanması durumudur. Bu iltihaplanmaya bağlı hastalarda guatr gelişimi görülebilir.
- Graves Hastalığı: Graves Hastalığı; tiroid hormonlarının aşırı salgılanmasına bağlı hipertiroidizme(tiroid hormonlarının fazla salgılanması ve buna bağlı klinik bulguların oluşması) neden olan bir hastalıktır. Bu hastalıkta guatr da görülebilir.
- Tiroid Bezinin Tek Tarafında Nodül Ya da Şişlik: Tiroid bezindeki büyümeyle beraber bazı hastalarda nodül de bu büyümeye eşlik edebilir. Bazen bu nodül fazla büyürse ve sayısı artarsa bu durumda nodülün kendisi de guatra yol açabilir.
- Tiroid Kanseri: Tiroit bezinin büyümesine nadiren de olsa tiroit kanserleri de neden olabilir. Bu durum genellikle ailesinde tiroid hastalıkları veya tiroid kanseri olan kişilerde görülür.
- Gebelik: Gebelik sırasında salgılanan bazı hormonlar tiroid bezinde büyümeye yol açabilir.
- Kistler: Tiroit bezinde gelişen bazı kistler guatra yol açabilir. Bu kistlerin nodülden farkı içeriğinin sıvı dolu olmasıdır. Ayrıca nodülden az da olsa kanser gelişme riski varken; kistte bu durum gözlenmez.
- Ses Kısıklığı: Tiroit bezi ses tellerini uyaran sinirlere çok yakındır. Ses tellerini uyaran sinirlere baskı uygulayan tiroit bezleri ses kısıklığına yol açabilir.
- Boyun Bölgesine Radyasyon Alımı: Özellikle çocukluk döneminde boyun bölgesine alınan radyasyon ileri dönemde guatr ve kanser gelişimine yol açabilir.
- İyot Yetersizliği: Tiroit hormonlarının yapımında iyot adlı element kullanılır. Bu elementin az alındığı ya da emiliminin bozulduğu durumlarda guatr görülebilir. Dünya genelinde guatr gelişimine neden olan en sık etken iyot yetersizliğidir.
- Kadın Cinsiyet: Kadın cinsiyette guatr gelişimi daha sıktır.
- Bazı İlaçların Kullanımı: Aritmi tedavisinde kullanılan amiodaron gibi bazı ilaçlar hastalarda guatr gelişimine yol açabilir.
- Yaş: Yaş arttıkça guatr gelişme sıklığı artar. Bu durum özellikle 40 yaş üstü hastalarda belirgindir.
İç Guatr Teşhisi
İç guatr tıpkı diğer guatr çeşitlerinin yarattığı semptomlara neden olur. Bu semptomlara sahip hastalar yaşadıkları sıkıntılarla hekime başvururlar. Bu durumda hastaya gerekli muayene ve tetkikler yapılarak tanıya ulaşılır. İç guatr teşhisinde kullanılan yöntemler;
- Anamnez: Anamnez hastanın hastalığı hakkındaki şikayetlerini dile getirmesidir. Hastalar sıklıkla halsizlik, yorgunluk, kilo artışı veya kilo kaybı, yutma güçlüğü, nefes darlığı, terleme, baş ağrısı gibi semptomlarla hekime başvururlar. Hekim bu semptomların ne zamandır var olduğunu, arttırıp azaltan etkenleri, hastanın kullandığı ilaçları sorgular. Ardından fizik muayeneye geçer.
- Fizik Muayene: fizik muayenede hekim oturan hastanın arkasına geçer. Boyun bölgesini inceler. Ele gelen herhangi bir nodül ya da kist var mı bakar. Hastada baş ağrısı gibi hipertansiyon bulguları varsa kan basıncını ölçer. Hastanın vücut derisini ve saçlarını inceler. Bu incelemeler hastada tiroid hastalıklarının varlığı konusunda fikir verir.
- Ultrasonografi (USG): Ultrasonografi ses dalgaları kullanılarak görüntünün oluşturulduğu bir görüntüleme yöntemidir. Hastalarda guatra yol açan kist yada nodülün varlığı ultrasonografi sayesinde görüntülenebilir.
- Kan Tahlili: Kan tahlilinde tiroit hormonlarının düzeyi incelenebilir. Ayrıca hashimato ya da graves hastalığında bakılan anti TPO gibi antikorlara da kan tahlili sayesinde incelenebilir.
- Bilgisayarlı Tomografi (BT): Bilgisayarlı Tomografi X ışınları kullanılarak görüntünün oluşturulduğu bir görüntüleme yöntemidir. Bu yöntemde guatrın soluk borusuna yaptığı baskı yada çevre dokulara etkisi, kanserden şüphelenilen hastalarda lenf bezi tutulumunun olup olmadığı incelenebilir. Ancak bu görüntüleme yöntemi X ışını içerdiğinden dolayı gebeliğin ilk aylarında kullanılamaz. Erken dönem gebelikte kullanımı sonucu düşükler ve sakatlıklar gelişebilir.
- Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Manyetik Rezonans Görüntüleme manyetik alan kullanarak görüntünün oluşturulduğu bir görüntüleme yöntemidir. Bu yöntem bilgisayarlı tomografiye benzer ancak tiroid bezinin bilgisayarlı tomografiye göre daha net görüntülenmesini sağlar. Ayrıca radyasyon içermediğinden dolayı gebelikte de güvenle kullanılabilir.
- İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi(İİAB): Bu yöntem özellikle ailesinde kanser hastalığı bulunan ya da tiroid kanserinden şüphelenilenecek derecede büyük, ses tellerine zarar veren guatr varlığında başvurulan yöntemdir. Bu yöntemde; hastanın tiroid bezinin bulunduğu bölgeye küçük bir iğne yardımı ile girilerek oradan örnek alınır. Alınan örnek patoloji laboratuvarına gönderilerek hastada kanser olup olmadığı araştırılır.
- Tiroid Sintigrafisi: Tiroid sintigrafisi tiroid dokusunun varlığı, büyüklüğü ve dağılımı hakkında fikir edinilmesini sağlar. Hastaya radyoaktif madde içirilir ardından özel kameralarla hastanın tiroid dokusu incelenir.
İç Guatr Tedavisi
İç guatrın tedavisinde guatra neden olan hastalık bulunup bunun tedavisinin yapılması gerekmektedir. Hastalarda guatr varsa ancak cerrahi girişim gerektirecek durumda değilse; hastada guatra eşlik eden hastalık (hipertiroidi veya hipotiroidi) bulunup buna yönelik medikal tedavi uygulanır.
Bazı guatr türleri hastalarda cerrahi girişim gerektirebilir. Hastalarda cerrahi girişim endikasyonları şunlardır:
- Ailede birinci derece akrabada kanser öyküsü
- İç guatra bağlı nefes darlığı ve solunum yetmezliği
- İç guatra bağlı ses kısıklığı
- İç guatra bağlı ele gelen lenf bezi
- Ultrasonografide kanser düşündürecek bulgular
- İnce iğne aspirasyon biyopsisinde kanser düşündürecek bulgular
- İlaçla kontrol altına alınamayan iç guatrda cerrahi girişim uygulanır.
İç Guatr Tedavi Edilmezse Ne Gibi Komplikasyonlara Yol Açar?
Tiroit bezi vücudun birçok bölümünü etkileyen hormonların salınımını sağladığı için tiroid hastalıkları mutlaka tedavi edilmesi gereken hastalıklardır. Çünkü bu hastalıklar tiroid bezi ile birlikte vücudun diğer birçok kısmını da etkiler.
İç guatr eğer hipertiroidi bulgularına yol açıyorsa ve bu durum tedavi edilmezse; ilerleyen dönemde hastada ciddi kilo kayıplarına, psikolojik problemlere, hipertansiyona, cilt ve göz bulgularına yol açabilir.
İç guatr eğer hipotiroidi bulgularına yol açıyorsa ve bu durum tedavi edilmezse; ilerleyen dönemde hastada kilo artışına, cilt ve saç değişikliklerine, kırgınlık ve yorgunluğa, kalp atımlarında yavaşlamaya neden olabilir.
İç guatr eğer nefes borusuna baskı uygulayacak kadar büyümüşse bu durumda tedavi edilmeyen hastalarda bu baskıya bağlı ani solunum durması ve ölüm görülebilir.
İç Guatra Ne İyi Gelir? Ne İyi Gelmez?
İç guatr tanı konulduğunda klinik bulgulara da yol açıyorsa mutlaka tedavi edilmesi gereken hastalıklardandır. Eğer çok büyük ve nefes borusuna baskı uygulayan guatrlarda mutlaka cerrahi tedavi uygulanması; ilerleyen dönemde yaşanabilecek ani solunum durmalarının önüne geçebilir.
İç guatr tedavisinde guatra eşlik eden hipertiroidi ya da hipotiroidi bulguları düzeltilmelidir. Çünkü bu bulgular hastada vücudun tamamını etkileyen ciddi semptomlara yol açabilir.
İç guatra iyi geldiği söylenen bası besinler vardır. Bunlar; dereotu, soğan, sarımsak, süt ürünleri, deniz mahsülleri, maydanoz, zeytinyağı, ay çekirdeği gibi yiyeceklerdir. Ancak bu yiyeceklerin kontrollü kullanımı gerekmektedir.
İç Guatrda Kullanılan İlaçlar
İç guatrın tedavisinde kullanılan ilaçlar guatrın yarattığı semptomlara ve oluşturduğu hipertiroidi yada hipotiroidi bulgularına göre şekillendirilir. Buna göre iç guatrda kullanılan ilaçlar;
- Levotiroksin: Levotiroksin; hipotiroidinin eşlik ettiği guatr türlerinde kullanılan ilaçtır. Bu ilaç tiroid bezinin çalışmadığı yada tiroid bezinin cerrahi olarak çıkarıldıktan sonra oluşan tiroid hormon eksikliğinin giderilmesinde de kullanılır. Bu ilacın yan etkileri arasında baş ağrısı, titreme, uyku bozukluğu, göğüs ağrısı, kalpte ritim bozuklukları, ishal, aşırı terleme, kusma gibi semptomlar görülebilir. Bu semptomlar hastayı rahatsız edecek düzeye ulaştığında bir hekime başvurulması gerekir.
- Propiltiyourasil(PTU): Bu ilaç; hipertiroidinin eşlik ettiği guatr türlerinde kullanılan ilaçlardandır. Bu ilaç tiroid bezinin fazla çalıştığı durumlarda da kullanılabilir. Yan etkileri arasında en sık agranülositoz denen duruma yol açar. Granülositler vücutta mikrop girdiği zaman sayıları artan ve mikropla savaşan hücrelerdir. Bu ilaç bu hücrelerin sayısını azalttığı için hastalarda soğuk algınlığı semptomları (üşüme, titreme, bulantı, kusma, ateş, kemik ağrıları) görülebilir. Bu semptomlar görüldüğü zaman hastalar mutlaka hekime başvurulmalıdır.
- Metimazol: Metimazol propiltiyourasile benzer bir şekilde hastada guatr ile birlikte hipertiroidi bulguları varsa kullanılan ilaçlardandır. Bu ilaç gebelik döneminde bebeğe zarar verici veya düşük yaptırıcı etkilere sahiptir. Bu yüzden gebelikte kullanılmamalıdır. Bu ilacın yan etkileri arasında anemi(kansızlık), baş ağrısı, uyuşukluk, uyku hali, depresyon, bulantı, kusma, karın ağrısı, deri döküntüleri, ödem, kilo artışı gibi semptomlardır. Bu semptomlar hastayı rahatsız edecek düzeye ulaştığında bir hekime başvurulması gerekir.
İç Guatr Ameliyatı
İç guatr cerrahi girişim gerektirecek kadar büyümüşse, ultrasonografi ve ince iğne aspirasyon biyopsisinde kanser düşündürecek bulgu varsa, ailede birinci derece akrabada tiroid kanseri öyküsü varsa hastaya cerrahi girişim uygulanır.
Cerrahi girişimde hastaya genel anestezi (tüm vücudun uyuşturuldu anestezi türü) uygulanır. Hastada tiroit bezinin bulunduğu bölgeye 5-6 santimlik kesi atılır. Tiroid bezinin damarları bağlanıp kesilir. Ardından tiroid bezi bulunduğu bölgeden çıkarılır. Eğer hastada kanser şüphesi varsa hastadan çıkarılan tiroid bezi ameliyat anında patoloji laboratuvarına gönderilir. Eğer patoloji sonucu kanser rastlandıysa hastada boyun bölgesinde bulunan lenf bezleri de çıkarılır.
Ameliyat esnasında önemli olan hastada tiroid bezinin hemen arkasında bulunan paratiroid bezlerine zarar vermemektir. Ayrıca bu bölgede ses tellerini uyaran sinirler de bulunur. Hastalarda bu sinirlere de zarar verilmeden ameliyat tamamlanmalıdır.
Yaklaşık 1 buçuk-2 saat süren ameliyat sonrası hasta bir gün hastanede kalır. Eğer herhangi bir komplikasyon görülmezse hasta taburcu edilir.
Hastalarda ameliyat sonrası herhangi bir doku varlığının olup olmadığını kontrol etmeye yönelik altı ayda bir tiroid sintigrafisi çekilir. Ayrıca hastalarda tiroid bezi tamamen çıkarıldığı için hastalar her gün bir adet Levotiroksin içeren hap alırlar.
Gebelikte İç Guatr
Gebelik pek çok hastalığın görülme sıklığının arttığı bir dönemdir. Bu hastalıklardan biri de tiroid hastalıklarıdır. Gebelikte plasenta (bebeğin eşi) tarafından salgılanan hCG adlı hormon tiroid bezini aktive eder ve daha fazla çalışmasına neden olur. Bu durumda anne adayında aşırı sinirlilik, kilo kaybı, çarpıntı, ishal, bulantı, kusma gibi semptomlar görülebilir. Bu durum tiroid bezinde anormal büyümelere de yol açabilir.
Bu semptomlara sahip anne adayları genellikle iç hastalıkları uzmanına başvururlar. İç hastalıkları uzmanı anne adayını muayene eder gerekli tetkikleri yapar ve hastalığa tanı koyar. Hastalık eğer hipertiroidi bulgularına yol açıyorsa hastaya antitiroid ilaç (propiltiyourasil) başlayabilir. Ancak burda unutulmaması gereken metimazol adlı antitiroid ilacın bebekte sakatlıklara ve düşüklere yol açmasından dolayı gebelikte kullanılmadığıdır.
Eğer anne adayında ki guatr çok büyük boyutlara ulaşmışsa cerrahi girişim için hastayı genel cerrahi uzmanına sevk eder.
Genel cerrahi uzmanı hastada cerrahi girişime gebeliğin yaşına göre karar verir. Erken dönem gebelikte alınan anestezik ilaçlar bebekte anormalliklere yol açabilir. Bu yüzden anne adayında guatr çok ciddi semptomlara yol açmıyorsa; gebeliğin ilerlemesine kadar beklenilebilir. Ancak annede ciddi solunum güçlüğü ya da ses kısıklığına yol açan iç guatrda hekim ve aile birlikte karar vererek gebeliği sonlandırma yoluna gidebilirler.
Çocuklarda İç Guatr
İç guatr genellikle ileri yaş hastalığı olduğu için çocuklarda nadiren görülür. Ancak çocukluk döneminde boyun bölgesine alınmış radyasyon öyküsü burada önemli bir kriterdir. Çocukluk döneminde radyasyon almış kişiler ileri dönemde tiroid kanseri gelişimi açısından risk taşır. Bu yüzden çocukluk döneminde radyasyon almış ve boyunda kitle hisseden çocuklarda mutlaka bir hekime başvurulması gerekir.
Çocukluk döneminde iç guatr ile ilgilenen, hastaya tanı koyup tedavi uygulayan bölüm Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı bölümüdür. Eğer çocukta çok ciddi guatr varsa çocuk hastalıkları uzmanı hastayı cerrahi tedavi için Çocuk Cerrahisi Uzmanına sevk eder.
Çocuklarda İç guatrın cerrahi tedavisi tıpkı yetişkinlerdeki gibidir. Ancak çocuklarda ortaya çıkan guatrda genellikle kanser şüphesi var olduğu için ameliyat esnasında sonuçlanan patoloji raporuna göre tedavi planlanır. Eğer patoloji raporuna göre kanser düşündürecek bulgulara rastlanıldıysa çocuk hastalarda da tıpkı yetişkin hastalardaki gibi lenf bezleri de çıkarılır. Hastalar ameliyat sonrası birkaç gün müşahade altında tutulur. Eğer herhangi bir komplikasyon oluşmazsa taburcu edilir.
İç Guatrda Hangi Doktora Gidilir?
İç guatr ve diğer tiroid hastalıkları ile esas olarak ilgilenen; hastalığa tanı koyan ve gerekli tetkikleri uygulayan bölüm İç Hastalıklarının (Dahiliyenin) alt dalı olan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları bölümüdür.
Tiroid bezinin anormal olarak büyüdüğü, solunum ve yutma problemlerinin oluştuğu, ailesinde tiroid kanseri öyküsü olan kişilerde guatra tiroid kanseri de eşlik edebilir. Bu durumda hastadan biyopsi alınması gerekebilir. Biyopsi alınacak hastalarda biyopsiyi Genel Cerrahi bölümüdür.
Hastalarda bazı guatr türlerinde ameliyat gereksinimi doğabilir. Bu durumda cerrahi girişimi Genel Cerrahi Uzmanı yapar.
Hastalar boyunda şişlik, ağrı, yutma güçlüğü, nefes darlığı, ses kısıklığı, boyunda ele gelen kitle gibi belirtilerin varlığında mutlaka bir hekim tarafından muayene edilmelidir.
İç Guatr ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
İç guatrda ne zaman cerrahi girişim uygulanır?
İç guatr eğer hastada tesadüfen saptanmışsa veya hastada medikal tedavi ile düzelebilecek semptomlar varsa cerrahi girişime başvurulmaz. Ancak hastalarda çok ciddi solunum güçlüğü, yutma problemleri, ses kısıklığı, öksürük, boğaz ağrısı varsa bu belirtiler hastada tiroid bezinin oldukça büyüdüğünü gösterir. Bu gibi durumlarda cerrahi girişim uygulanmalıdır.
Ayrıca hastanın birinci derece akrabalarında kanser öyküsü varsa veya ultrasonografi ve ince iğne aspirasyon biyopsisinde kanser düşündürecek bulgulara rastlanıldıysa bu kişilere de cerrahi girişim uygulanmalıdır.